Danıştay Kararı 15. Daire 2013/13580 E. 2016/2371 K. 07.04.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/13580 E.  ,  2016/2371 K.
T .C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/13580
Karar No : 2016/2371

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … 4. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu ve temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; 12.5.2007 tarihinde … istikametine giderken … bağlantı kolunda meydana gelen trafik kazasında miras bırakanları …’in vefatı nedeniyle uğradıkları ileri sürülen 15.000,00.-TL maddi, 90.000,00.-TL manevi zararın olmak üzere toplam 105.000,00.-TL ‘nin tazmini istemiyle açılmıştır.
… 4. İdare Mahkemesi’nce, davacıların murisinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazasında, kazanın meydana gelmesinde idarenin hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davacılarnın maddi ve manevi tazminat istemleri yerinde görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından hukuka aykırı olduğu iddia edilen anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasanın 125.maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 7. maddesinin (g) bendinde; Büyükşehir belediyesinin yetki alanındaki mahalleleri ilçe merkezine bağlayan yollar, meydan, bulvar, cadde ve ana yolları yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımı ile bu yolların temizliği ve karla mücadele çalışmalarını yürütmek; kentsel tasarım projelerine uygun olarak bu yerlere cephesi bulunan yapılara ilişkin yükümlülükler koymak; ilân ve reklam asılacak yerleri ve bunların şekil ve ebadını belirlemek; meydan, bulvar, cadde, yol ve sokak ad ve numaraları ile bunlar üzerindeki binalara numara verilmesi işlerini gerçekleştirmek büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır. Hizmetin iyi işlememesi sonucu kişilerin zarara uğramaları halinde, doğan zararların idare tarafından karşılanması gerekmektedir. Ayrıca, hizmeti yürüten personelin görevi sırasında yaptığı eylem ve işlemlere ilişkin kişisel kusurunun hizmet kusurunu oluşturacağı ve idarenin de bu zararın tazminiyle sorumlu tutulacağı, idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Hizmet kusuru, kamu hizmetinin organizasyonu ve işleyişinden kaynaklanır. Kamu hizmeti eksik veya kötü yürütülmekteyse veya bu faaliyet hizmet gerekleriyle bağdaştırılamayacak nitelikteyse, idarenin hizmeti kusurlu yürüttüğünün kabulü zorunludur. Ancak idarenin işlem ve eylemleri dolayısıyla hizmet kusuru işlediğini söyleyebilmek için saptanan hukuki sakatlığın bir dereceye kadar ağır ve önemli olması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacıların murisi ………..12.05.2007 tarihinde saat 22.30 sıralarında … İlçesinden … istikametine doğru seyir halinde iken, … bağlantı kolunda bulunan keskin virajda direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat etmesi üzerine, davacılar tarafından olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu öne sürülerek 15.000,00.-TL maddi ve 90.000,00.-TL manevi olmak üzere toplam 105.000,00.-TL tazminat tutarının ödenmesi istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi’nce kazanın meydana gelmesinde davacıların murisinden kaynaklı veya yoldan kaynaklı kusurun bulunup bulunmadığı, eğer bulunuyor ise kusur oranlarının ne olduğu konularında Adli Tıp Kurumundan görüş alınması için dava dosyası Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na gönderilmiş Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 07.10.2009 gün ve 5305 sayılı raporda; dava konusu olayda araç sürücüsünün olay yerinde seyir halinde iken yola gereken dikkati vermesi, aracın seyrini, bulunulan yerin şartlarını, yol durumunu, levhaların durumunu dikkate alarak süratini azaltması gerektiği, yolun sol tarafından hatalı bir şekilde mevcut hızı ile sağ tarafa yönelerek açık bulunan bariyer kısmından yol dışı kalmasında kusurlu olduğu, yolun sağ tarafında bulunan açık bariyerin olayda etkisinin olmadığı, olayın tamamen davacı taraf sürücüsünün olay yeri şartlarında seyretmemesinden meydana geldiği, bu nedenle bu kazanın olumunda araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu, söz konusu kazanın meydana gelmesinde davalı idarenin kusurunun bulunmadığına yönelik görüş bildirilmesi üzerine, Mahkemece bu görüş doğrultusunda davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş ise de; dava dosyasındaki kaza tespit tutanağının incelenmesinden gidişe göre yolun sağ tarafında bulunan ve daha önce aynı yerde meydana gelen kazalardan dolayı hasar gören ve bariyerin açık şekilde bulunan kısımından uçuruma yuvarlanarak davacıların murisinin vefat ettiği kızının da yaralandığı, hasarlı ve açık şekilde bulunan bariyerin davalı idare tarafından tamir edilmediği belirtilmiştir.
Ayrıca kazadan sonra olay yerine giden ekipler tarafından tutulan 12/05/2007 tarihli olay yeri tutanağında ise; yolun sağında bulunan bariyersiz kısmın daha önceki kazalardan dolayı aşırı hasar gördüğü, bariyerin açık olduğunun daha önce davalı idareye bilgi verilmesine karşın bakım ve tamiri yapılmadığı belirtilmiştir.
Bu itibarla; davacılar murisi sürücünün kazanın oluşumunda aracının hızını virajlara ve dönemeçlere girerken azaltmaması sonucu asli kusurludur. Bunun yanında davalı idarenin de daha önce aynı yerde meydana gelen kazalardan dolayı açık olan bariyerin varlığına rağmen bakım ve onarımını yapmaması, bariyerlerin olmayan kısmı için uyarıcı işaret ve levha koymaması nedeniyle tali kusurludur. Her ne kadar Adli Tıp Kurumu’nca verilen raporda yolun sağ tarafında bulunan açık bariyerin olayda etkisinin olmadığı belirtilse de bariyerlerin açık olmaması durumunda da meydana gelebilecek kazanın sonuçlarının bu kadar ağır olmayacağı ortadadır.
Bu durumda, açık bulunan bariyerlerle ilgili bakım ve onarım yapmayan ve ilgili uyarıcı herhangi bir işaret koymayan idarenin kamu hizmetini eksik yapması nedeniyle hizmet kusuru bulunmaktadır. Davacıların maddi ve manevi tazminat isteminin davalı idarenin kusuru oranında tazmin edilmesi, olayın hal ve şartları ile davacıların yaşadıkları elem ve acı dikkate alınarak takdir edilmesi gerekirken, davalı idarenin kusursuz bulunduğundan hareketle verilen aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … 4. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:.. kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.