Danıştay Kararı 15. Daire 2013/1236 E. 2016/5776 K. 30.11.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/1236 E.  ,  2016/5776 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/1236
Karar No : 2016/5776

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının alacağına karşılık … 1. Noterliğince 05.12.2006 tarih 369998 sayılı sözleşme ile rehin koydurduğu …….. plakalı aracın, sicil dosyasındaki rehin şerhinin alacak ödenmeden ve muvafakati olmadan rehinsiz olarak ……… plakaya nakil olunması nedeniyle davalı idarenin üzerine düşen dikkat ve özeni göstermeyerek yükümlü olduğu hizmeti kusurlu işlettiği ileri sürülerek uğranılan toplam 33.937,00 TL tutarındaki zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
… 2. İdare Mahkemesi’nce; davalı idarenin rehinli aracın satışına izin vererek hizmet kusuru işlediği açık ve net ise de davacı tarafından uğranıldığı iddia edilen zararın kesin ve ortaya çıkmış bir zarar olmadığı, zararın davacı tarafından her zaman borçlunun mal varlığının tespiti halinde alacağın tahsili amacıyla adli yargıda dava ve takip yollarına başvurulabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından hukuka aykırı olduğu iddia edilen anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Uyuşmazlıkla ilgili bir diğer düzenleme olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 5. maddesinde; ‘Sürücülere ait bilgilerde meydana gelebilecek değişiklikler ve araçlar üzerinde meydana gelebilecek teknik veya hukukî değişiklikler ile haciz, rehin, ihtiyatî tedbir ve belge iptali gibi kısıtlayıcı şerhlerin; elektronik ortamda tutulan siciller üzerine işlenilmesi ve kaldırılması işlemleri, bu değişiklik veya şerhlere karar veren yargı ve icra birimleri ile kamu kurum veya kuruluşları tarafından elektronik sistemle yapılabilir.’ hükmü, 20. maddesinde ise; ‘…Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir. Satış ve devir işlemi, siciline işlenmek üzere üç işgünü içerisinde ilgili trafik tescil kuruluşu ile vergi dairesine bildirilir. Bu bildirimle birlikte alıcı adına trafik tescil işlemi gerçekleşmiş sayılır…’hükmü yer almaktadır.
Kamu idareleri, yapmakla yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini gereği gibi ifa etmekle beraber bu hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol etmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla da yükümlüdür. İdarenin bu yükümlülüğünü yerine getirmemek suretiyle hizmetin kötü veya geç işlemesi, gereği gibi işlememesi ve bu yönden bir zarara sebebiyet verilmiş olması halinde idareye meydana gelen zararların tazmin sorumluluğunu yüklenmek düşecektir.
Bu bağlamda hizmet kusuru, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu hizmetlerin kuruluşunda düzenlenmesinde, işleyişinde ve yürütülüşünde ortaya çıkan her türlü eksiklik, aksaklık, bozukluk, sakatlık olarak tanımlanabilir. Diğer bir ifadeyle; idare hizmetin kötü işlemesi veya geç işlemesi yahut hiç işlememesi hallerinde hizmet kusuru işlemiş sayılır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının borçlu ………….’den 40.000 TL alacağı bulunduğu ve bu alacağına karşılık olarak … 1. Noterliğince 05.12.2006 tarih ve 369998 sayılı sözleşme ile borçlu şirketin maliki olduğu ………plakalı araca rehin konduğu, borçlu şirketin borcu ödememesi nedeniyle davacı tarafından … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden rehnin paraya çevrilmesine ilişkin icra takibi başlatıldığı, icra takibi kapsamında yapılan yazışmalar sonucunda söz konusu aracın sicil dosyasındaki rehin şerhinin alacak ödenmeden ve muvafakati olmadan rehinsiz olarak üçüncü kişilere satıldığı ve ………..plakaya kayıtlı olduğu, bu suretle davacının rehin koydurduğu ……. plakalı aracın tescil işlemlerinde … İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğinin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeyerek hizmet kusuru işlediğinden bahisle 33.937,00 TL tutarın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme tarafından davalı idarenin rehinli aracın satışına izin vererek hizmet kusuru işlediği açık ve net ise de davacı tarafından uğranıldığı iddia edilen zararın kesin ve ortaya çıkmış bir zarar olmadığı ve zararın davacı tarafından her zaman borçlunun mal varlığının tespiti halinde alacağın tahsili amacıyla adli yargıda dava ve takip yollarına başvurulabileceği belirtilmiş ise de; uyuşmazlığa konu olayda, davacı tarafından borçlu şirketin mal varlığı üzerinde icra takibine başlanıldığı, alacağın tahsil edilemediği, aracın sicil dosyasındaki rehin şerhine rağmen, aracın alacak ödenmeden ve davacının muvafakati olmadan rehinsiz olarak üçüncü kişilere satıldığı; aracın üzerinde “rehinlidir” ibareli derkenar bulunduğu halde rehinsiz olarak Küçükçekçece İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği tarafından yeni malik adına tescil edildiği ve davacının bu nedenle alacağından mahrum kaldığı anlaşılmakta olup, zararın oluşmasında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu tartışmasızdır.
Bu itibarla, davalı idarece tutulan söz konusu araç tescil kaydına ‘rehinlidir satılamaz’ şerhini işlemeyerek davacının 33.937,00 TL’lik zararına sebebiyet verildiği ve davalı idarece zararın tazmin edilmesi gerekirken, zararın kesin ve ortaya çıkmış bir zarar olmadığıdan hareketle verilen aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.