Danıştay Kararı 15. Daire 2013/12026 E. 2018/6784 K. 09.10.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/12026 E.  ,  2018/6784 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/12026
Karar No : 2018/6784

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Davacı, dava dilekçesinde; idari para cezası ile bu cezaya yapılan itirazın reddine dair kararın iptalini talep etmiştir. Mahkemece bu işlemlerin esasının incelenmesi gerekirken, usulsüz tebligat yapıldığından bahisle sadece idari para cezasının iptaline karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı, eksik inceleme ile verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacıya ait iş yerinde sigortasız işçi çalıştırıldığı tespit edildiğinden, bu kişilerin sigortalı işe giriş bildirgelerinin, aylık prim hizmet belgesinin ve işten ayrılış bildirgesinin verilmediğinden bahisle 5510 sayılı Kanunun 102. maddesi uyarınca 46.984,50 TL idari para cezası verilmesine ilişkin 08/08/2012 tarih ve 14072098 sayılı Rüzgarlı Sosyal Güvenlik Merkezi işlemi ile bu işleme yapılan itirazın reddine dair 15/11/2012 tarih ve … sayılı komisyon kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesi’nce, davacının işyerinde sigortasız eleman çalıştırdığı tespit edildiğinden bahisle idarece verilen idari para cezasının 08.08.2012 tarih … sayılı tebligatının davacının adresinin sürekli kapalı olmasından dolayı Tebligat Kanununun 21. maddesi gereği bağlı bulunduğu … … imzasına 24.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu muhtarlık kapısına yapıştırıldığı ayrıca davacının … nolu komşusu …’e de haber verildiğinin görüldüğü, dava konusu olayda, davacının işyerinde sigortasız işçi çalıştırdığı sabit olmakla birlikte, Tebligat Kanununun 10.maddesi uyarınca davacının bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmamasının anlaşılması halinde davalı idarece davacının Mernis adresi olan … Mah. … Sok. No:… … / … adresine usulüne uygun tebligat yapılmak suretiyle sürecin tamamlanması gerekirken doğrudan Tebligat Kanununun 21. maddesi uygulanarak tesis edilen dava konusu idari para cezasında bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 102. Maddesinin 3. fıkrasında; “İdari para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idare para cezası kesinleşir” hükmü yer almıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Usulüne Aykırı Tebliğin Hükmü” başlıklı 32. maddesinde; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” hükmü ile aynı Kanunun 21. maddesinde “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükümlerine yer verildiği görülmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacıya ait … Mah., … Cad. No:../… …/… adresinde …Taverna adı altında faaliyet gösteren işyerinde … Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğünce yapılan denetimde ruhsat niteliklerine aykırı olarak 12 bayanın kons olarak çalıştığının tespit edilerek bu durumun davalı idareye bildirilmesi üzerine, sigortalı 2 işçi dışında kalan 10 işçi için işe giriş bildirgelerinin, işten ayrılış bildirgelerinin ve 2012/Mayıs ayı aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresinde verilmemesi nedeniyle, 5510 sayılı Kanunun 102. maddesi uyarınca toplam 46.984,50 TL tutarında idari para cezasının uygulandığı, idari para cezasının davacı işverene 08.08.2012 tarih 14072098 sayılı yazıyla 24.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, ancak işveren tarafından idare kayıtlarına tevdii edilen 06.11.2012 tarih … sayılı itiraz dilekçesinde söz konusu tebligatın 08.08.2012 tarihinde … Mah. Muhtarlığına gönderildiğini kendilerinin muhtarlıktan ikametgah ilmühaberi almak için gidildiğinde öğrendiğini kendilerine tebliğ edilmediğini ileri sürdüğü, Komisyonun 15/11/2012 tarih ve 2012/321 sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği, bu kararın 05/12/2012 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davacı tarafından idari para cezası ile itirazın reddine dair kararın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca, dava açma süresinin, yazılı bildirimden yani ilgili kişiye usulüne uygun yapılacak tebligattan itibaren başlayacağı, usulsüz tebligat durumunda muhatap ilgili tebligattan bir şekilde haberdar olmuş ise beyan ettiği öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği düzenlenmiştir.
Olayda, davacıya uygulanan idari para cezasına ilişkin tebligatın, davacının adresinin sürekli kapalı olmasından dolayı Tebligat Kanununun 21. maddesi gereği bağlı bulunduğu Mahalle Muhtarı … imzasına 24.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davacının kapısına yapıştırıldığı, ayrıca davacının … nolu komşusu ….’e de haber verildiği görülmektedir. Davacı tarafından söz konusu işlemin 02/11/2012 tarihinde öğrenildiği belirtilerek süresinde içerisinde idari para cezasına itiraz edilerek, yine Komisyon kararının tebliğinden itibaren otuz günlük süre içerisinde 19/12/2012 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, idari para cezasının davacıya usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle işlemin iptali yönünde verilen İdare mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Davanın esası incelenirken; dava konusu edilen Komisyon kararının da inceleneceği ve bu konuda bir hüküm kurulacağı, işe giriş bildirgelerinden dolayı verilen idari para cezasındaki tekerrürün sebebinin davalı idareden sorularak, varsa tekerrüre esas para cezasının şartları taşıyıp taşımadığının inceleneceği, işten ayrılış bildirgelerine dair para cezasında da 5510 sayılı Yasanın 102. maddesi (j ) bendindeki lehe kanun değişikliğinin dikkate alınacağı tabiidir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.