Danıştay Kararı 15. Daire 2013/11292 E. 2017/1746 K. 12.04.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/11292 E.  ,  2017/1746 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/11292
Karar No : 2017/1746

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :

İstemin Özeti : … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, ikamet ettiği … İli, … İlçesi, … Köyü’nden yörede meydana gelen terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun kısmen reddine ilişkin işlemin iptali ile maddi zararının tazmini istemiyle açılmıştır.
… 2. İdare Mahkemesi’nce; Zarar Tespit Komisyonunun görevlendirdiği bilirkişiler tarafından mahallinde yapılan keşif sonucu tespit edilen zarar kalemlerinin tümünün hesaplamaya dahil edildiği, yapılan hesabın doğru olduğu, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin uğradığı maddi zararların karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 4. ve 5. maddelerine göre zarar görenlerin veya bunların mirasçılarının başvurması halinde bu Kanun kapsamına giren zararlarının bulunup bulunmadığını tespit etmek üzere valilikler bünyesinde zarar tespit komisyonları oluşturulması gerekmektedir.
Adı geçen Kanunun 6. maddesinin 3. fıkrasında, “Komisyon, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi ve yardımı isteyebileceği gibi, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak da görevlendirebilir. Komisyon, gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabilir veya bunlardan görüş alabilir.” kuralına; 8. maddesinin 1. fıkrasında ise; “7 nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir.” kuralına yer verilmiştir.
5233 sayılı Kanun’un 17.maddesi gereğince hazırlanan ve 20/10/2004 tarih ve 25619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde, komisyonun gerek görmesi halinde keşif yapabileceği; keşif esnasında, başvuru sahibinin kendisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitleri ile muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin keşif mahallinde hazır bulundurulacağı; tespit edilen günde komisyonun olay mahalline giderek zararı tespit edeceği, bu tespitte, zararın nev’i ve miktarı gibi hususlar ile gerekli görülen diğer hususların tutanağa bağlanarak hazır bulunanlarca imza altına alınacağı düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, yörede meydana gelen terör olayları nedeniyle ikamet ettiği … İli, … İlçesi, … Köyü’nden göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle başvuru yaptığı, Zarar Tespit Komisyonunca görevlendirilen bilirkişiler aracılığı ile mahallinde yapılan keşif sonucu davacı adına 63 m2 ev ve 10 ceviz ağacı tespit edildiği, anılan tespit uyarınca Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı’nın 13/04/2011 tarih ve 2011/2-3257 sayılı işlemi ile ev ve ağaç zararı için toplam 7.340,00- TL ödenmesine karar verildiği, davacı tarafından anılan miktarın kabul edilmeyerek bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Zarar Tespit Komisyonunca görevlendirilen bilirkişiler aracılığı ile mahallinde keşif yapılmış olup düzenlenen keşif tutanağında davacının/davacı vekilinin imzası bulunmadığı gibi mahallinde keşif yapılacağının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin de dosyada herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Davacı tarafından, dava dilekçesinde, mahallinde yapılan keşifte tespit edilenden daha fazla taşınmaz malı olduğu ileri sürülmektedir. Ayrıca, davalı idarece mahallinde sadece ev ve ağaç tespiti yapılıp, bu zarar kalemlerine ilişkin olarak zarar hesabı yapılmış ise de, davacı tarafından temyiz dilekçesine ek olarak sunulan tapu kayıtlarında davacının tarla vasfında taşınmazları olduğu da görülmektedir.
5233 sayılı Kanun ve yönetmelik hükümlerince, terör ve terörle mücadele nedeniyle oluşan zararların tespiti amacıyla valilikler bünyesinde oluşturulan zarar tespit komisyonlarına çok geniş yetkiler verilmiştir. Ancak, davalı idareye tanınan bu geniş yetkiler aynı zamanda idareye yükümlülük de getirmektedir. Bu yükümlülüğün gereği ise, usulüne uygun inceleme ve araştırma yapılıp her bir başvurucunun özel durumu gözönüne alınarak bir değerlendirme yapmak ve bu değerlendirme sonucuna göre bir karar vermektir.
Durum böyle olunca, 5233 sayılı Kanun’un, kişilerin gerek mülkiyetlerindeki, gerekse zilyedliklerindeki taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla uğradıkları zararların tazminini kapsaması nedeniyle, tapu kayıtları da dikkate alınmak suretiyle 5233 sayılı Kanun ve Yönetmelikte öngörülen usule göre davacı/davacı vekilinin de katılımının sağlanarak, mükerrer ödemeye neden olmayacak ve tereddüte yer vermeyecek şekilde, davacının … Köyü’ndeki mal varlığının tespiti yapılarak tespit edilen taşınmazlarına, köyün boşalmasından köye dönülebilen tarihe kadar geçen süreçle sınırlı olarak, ulaşamaması nedeniyle uğradığı zararının belirlenmesi ve ödenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu tesis edilen işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.