Danıştay Kararı 15. Daire 2013/11208 E. 2018/6782 K. 09.10.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/11208 E.  ,  2018/6782 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/11208
Karar No : 2018/6782

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Davaya konu idari para cezasına dayanak olarak gösterilen Kadim Servisinin 26/03/2012 tarih ve 432 sayılı raporunun incelenerek, buna göre idari para cezasında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı ve işten ayrılış bildirgelerine ilişkin para cezasının verilip verilemeyeceğinin saptanması ve buna göre bir karar verilmesi gerekeceği düşünüldüğünden, Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıya ait işyerinde polis ekiplerince yapılan denetimde sigortasız işçi çalıştırıldığından bahisle, işe giriş, işten ayrılış ve aylık prim ve hizmet bildirgelerinin verilmemesi nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 102. maddesi gereğince verilen idari para cezası ile bu cezaya yapılan itirazın reddine dair Komisyon kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; davacıya ait işyerinde … İlçe Emniyet Müdürlüğünce 23/02/2012 tarihinde yapılan denetim sırasında düzenlenen tutanakta müşterilerle aynı masada oturan bayanların konsomatrislik yaptıkları tespit edildiğinden, fiilen çalışan ancak gerekli bildirimleri yapılmayan çalışanlar nedeniyle davacının para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacıya ait işyerinde Emniyet güçlerince yapılan denetim sırasında tutulan tutanak gereğince, sigortalı işe giriş bildirgeleri, işten ayrılış bildirgeleri ile aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içinde verilmediği gerekçesiyle, işe giriş bildirgelerine istinaden verilen cezaya tekerrür hükümleri uygulanarak 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesi uyarınca verilen 92.196.-TL idari para cezasına ilişkin 18/06/2012 tarih 11.065.426 sayılı Rüzgârlı Sosyal Güvenlik Merkezi işlemi ile bu işleme yapılan itirazın reddine dair 20/07/2012 tarih, 2012/206 sayılı Komisyon Kararının iptali istemi ile bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa’ın 102. maddesinin a/2 bendinde “8 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen bildirgenin verilmediğinin, mahkeme kararından veya Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden ya da diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarının kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden anlaşılması halinde bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında her bir sigortalı için asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.”, aynı maddenin “c” bendinde ise “86 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri, Kurumca belirlenen şekilde ve usûlde vermeyenler ya da Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için; 4) Belgenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.”,102’nci maddesinin birinci fıkrasına 01.08.2009 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun ile eklenen (j) bendinde; “9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama veya sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanır” hükmü yer almaktadır.
Aynı Yasanın 102. maddesinin a bendinin (2) numaralı alt bendinde, 8’inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen bildirgenin verilmediğinin, mahkeme kararından veya Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden ya da diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarının kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden anlaşılması halinde bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında her bir sigortalı için asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanacağı, (3) numaralı alt bendinde işyeri esas alınmak suretiyle bildirgenin verilmediğine ilişkin; mahkemenin karar tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının tespit tarihinden, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının denetim elemanlarının rapor tarihinden, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi veya belgelerin Kuruma intikal tarihinden itibaren bir yıl içinde bu bendin (2) numaralı alt bendinde sayılan durumlardan biriyle tekrar bildirge verilmediğinin anlaşılması halinde, bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında bu defa her bir sigortalı için asgari ücretin beş katı tutarında idari para cezası uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. maddesinde teminat altına alınan, suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin yanında, kanunen cezai yaptırıma bağlanmış olan bir fiilin tüm unsurları ile oluştuğu saptanmadıkça faile ceza uygulanamayacağı , aynı ilkelerin idari para cezaları için de geçerli olduğu, buna göre idari para cezası uygulanabilmesi için cezaya konu fiilin kanunda açıkça suç olarak belirlenmesi ve kanunda açıkça suç olarak belirlenen fiilin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde tüm unsurları ile oluştuğunun somut bir şekilde saptanması gerekmekte olduğu, 5510 sayılı Kanunda yukarıda belirtilen ve işverene yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde 102. maddede anılan idari para cezalarının uygulanacağı, ancak bu idari para cezalarının uygulanabilmesi için davalı idarenin denetim elemanlarınca ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarının kendi mevzuatı gereğince işyerlerinde yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler sırasında tespit edilen sigortasız çalışma halinin her türlü şüpheden uzak, açık ve somut bir şekilde ortaya konulması gerektiği, polis memurlarınca tutulan tutanakta yer alan ibarelerin yeterli görülerek dava konusu işlem tesis edilmiş ise de, anılan tutanağın içeriği incelendiğinde dava konusu işlem tesisi için tek başına dayanak alınamayacağı, idari para cezası uygulanabilmesi için cezaya konu fiilin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde tüm unsurları ile oluştuğunun somut bir şekilde saptanması gerektiği açıktır.
Ayrıca, idari para cezası uygulanırken 5510 sayılı Yasanın 102. maddesinin a bendinin (2) numaralı alt bendi gereğince tekerrüre esas alınan cezanın da belirtilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, davacı şirket hakkında ceza yaptırımı uygulanabilmesi için fiilin, somut bilgi ve belge ile aksine ihtimal verilmeyecek şekilde ispatlanarak sübuta erdirilmesi ve bunun üzerine ceza yaptırımı uygulanması gerektiği anlaşıldığından, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/10/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan nedenlerden hiçbiri bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.