Danıştay Kararı 15. Daire 2013/11123 E. 2016/2174 K. 30.03.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/11123 E.  ,  2016/2174 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/11123
Karar No : 2016/2174

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekili : Av.

Davanın Özeti : 16/07/2013 tarih ve 28709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1., 2., 3. maddeleri ile Ek-1. maddesinin; sağlık hizmetinin temelinin hastayla kurulan sözlü iletişime dayandığı, Türkçe bilmeyen veya iyi derecede bilmeyen bir hekimin vereceği sağlık hizmetinin kalitesininde düşük olacağı, Suriyeli hekimlere yabancı hekimler için aranan koşulların hemen tamamından muafiyet sağlandığı, bu hekimlerin türkçe bilip bilmediği, yahut ülkelerinde meslekten yasaklanıp yasaklanmadıklarının araştırılmadığı, ‘nın önceden kanunla düzenlenmiş konularda düzenleme yapabileceği, bu konunun kanunla düzenlenmemiş olduğu, dolayısıyla hukuka ve mevzuata aykırı olduğu iddialarıyla iptali istenmektedir.
Savunmanın Özeti : Yönetmelik değişikliğinin dava konusu 1.maddesi ile “Türkçe bilmek” asıl kuralı getirildiği, dava konusu 1. madde ile değişik 5/l-c maddesindeki “Üniversitelerin Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezleri tarafından yapılan Türkçe dil sınavında Avrupa Dil Portfolyosu kriterlerine göre (B) veya üzeri seviyede başarılı olmak” düzenlemesinin aynen korunarak Yönetmeliğin Eki’nde yer verildiği, dava konusu maddenin, sadece “kamplarda yaşayan Suriyeli vatandaşlara sağlık hizmeti vermeyi” kapsadığından, belirli ve sınırlı bir duruma yönelik olduğu ve ikâmet izni alınmış olması dışında Yönetmeliğin 5. maddesindeki diğer şartların aranmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı iddialarının aksine Yönetmeliğin EK-1′ inin 2/a maddesiyle, yabancı hekimlerin ülkemizde meslek icra edebilmelerinin kolaylaştırılmadığı, Yönetmelik’te meslek icrası bakımından Türkçe bilmenin asıl şart olarak getirildiği ve bunun için de Türkçe dil sınavından (B) veya üzeri seviyede başarılı olunduğuna dair belge sunulmasının gerektiği, ayrıca, Yönetmelik kapsamında Bakanlıklarınca “mesleğin icra edilmesinin uygun bulunduğuna dair” düzenlenecek belgenin bir bakıma “ön izin” olduğu ve asıl çalışma izninin yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca verileceği nazara alındığında, belirlenen bir yıllık sürenin de ilgililerin mağduriyetlerinin engellenmesi adına makul bir süre olarak değerlendirilmesi gerektiği, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddedilmesi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : 16/07/2013 tarih ve 28709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1.maddesinin ve Ek- 1 ‘nin 2. Sırasının iptal edilmesi gerektiği, diğer maddeler yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; 16.07.2013 tarih ve 28709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1., 2., 3. maddeleri ile Ek-1. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Yönetmeliğin 1. Maddesiyle, 22/2/2012 tarihli ve 28212 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“c) Türkçe bilmek.”
2. Maddesiyle Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Suriye uyruklu sağlık meslek mensuplarının muafiyet durumu
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Suriye’de yaşanan olaylar sebebiyle Türkiye’de geçici koruma altına alınanlar için Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından kurulan barınma merkezlerinde çalışmak isteyen Suriye uyruklu sağlık meslek mensupları, mesleğini icraya yetkili olduğuna dair belge ibraz etmek kaydıyla 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerindeki şartlardan muaf tutulur.”
3 maddesiyle aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-1, ekteki şekilde değiştirilmiştir.
“EK-1
BAŞVURU İÇİN GEREKLİ BELGELER
1) İlgili merci tarafından diploma ve/veya uzmanlık belgelerinin denkliğinin kabul edildiğini gösterir belge.
2) Üniversitelerin Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezleri tarafından yapılan Türkçe dil sınavında Avrupa Dil Portfolyosu kriterlerine göre (B) veya üzeri seviyede başarılı olduğuna dair belge. Bu belge;
a) Başvuru tarihinden itibaren en geç bir yıl içerisinde ibraz edilmek zorundadır. Bu süre sonunda belge ibraz edilmemiş ise Müdürlükçe personel çalışma belgesi iptal edilir.
b) Türkçe eğitim veren öğretim kurumlarından mezun olanlardan istenmez.
3) Türkiye’de ilk defa meslek icra edeceklerin, geldikleri ülkenin yetkili makamlarından alınan ve kanunen mesleğini yapmaya engel halinin bulunmadığını gösteren belge. Bu belge;
a) Başvuru tarihinden önceki bir yıl içerisinde Türkiye’deki öğretim kurumlarından mezun olanlardan,
b) Başvuru tarihi itibarıyla beş yıldır Türkiye’de kesintisiz ikamet ettiğini belgeleyenlerden,
c) Ülkelerindeki olağanüstü hal nedeniyle Türkiye’ye sığınmış olanlardan, istenmez.
4) Çalışacakları özel sağlık kuruluşu ile yabancı sağlık personeli arasında yapılan, yabancı sağlık personeline ödenecek aylık ücret miktarının da belirtildiği ve her sayfasında tarafların isim ve imzalarının bulunduğu hizmet sözleşmesi.”
Davacı Dernek, bu düzenlemelerle, yabancı hekimlerin ülkede çalıştırılabilmelerinin kolaylaştırıldığını, Türkçe bilmeyen veya yeterli düzeyde bilmeyen kişilerin hekimlik yapmasının sakıncalarının ortada olduğunu, Suriyeli hekimlere getirilen muafiyetin sağlık sistemini bozduğu gibi eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu, öne sürmektedir.
Davacı iddiaları ile davalı idarenin savunmasının birlikte değerlendirilmesinden, yabancı hekimlerin Türkçe bilmeden mesleklerinin icra edemeyecekleri, Türkçe bilme konusunda getirilen ölçütlerin, objektif ve yeterli olduğu, ayrıca Suriyeli hekimlere sadece sığınma kampları ile sınırlı olmak üzere getirilen muafiyette ise kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı, ayrıca bu durumun eşitlik ilkesini de zedelemediği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Daire’since gereği görüşüldü:
Dava, 16/07/2013 tarih ve 28709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1., 2., 3. maddeleri ile Ek-1. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
02/11/2011 tarihli ve 28103 (mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin 58. maddesi ile 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 1. maddesi “Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde tababet icra ve her hangi surette olursa olsun hasta tedavi edebilmek için tıp fakültesinden diploma sahibi olmak şarttır.” şeklinde; aynı Kanun’un 4. maddesinin birinci cümlesindeki “Türk hekimlerinin” ibaresi “hekimlerin” şeklinde; 25/2/1954 tarihli ve 6283 sayılı Hemşirelik Kanunu’nun 3. maddesi “Bu Kanun hükümlerine göre hemşire unvanı kazanmış olanların dışında hiç kimse Türkiye’de hemşirelik mesleğini icra edemez.” şeklinde değiştirilmiştir.
Söz konusu Kanun değişiklikleri ile Türk olmayan hekim ve hemşirelerin Türkiyede mesleklerini icra edebilmelerinin önü açılmıştır.
Bunun üzerine, 22/02/2012 tarihli ve 28212 sayılı Resmî Gazete’de Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik yayınlanarak, diş hekimi, eczacı, ebe ve hastabakıcılar hariç özel sağlık kuruluşlarında çalışacak tüm yabancı sağlık meslek mensuplarının, Türkiye’de özel sağlık kuruluşlarında mesleklerini icra etmek istemeleri halinde bu çalışmalarına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
16/07/2013 tarih ve 28709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1.maddesinin ve Ek- 1 ‘nin 2. sırasının incelenmesi;
Dava konusu edilen Yönetmeliğin 1. maddesinde; 22/2/2012 tarihli ve 28212 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin “Çalışma Şartları” başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi değiştirilmiştir.
“Çalışma Şartları” başlıklı 5. madde de, yabancı sağlık meslek mensuplarının, özel sağlık kuruluşlarında mesleklerini icra edebilmeleri için sağlamak zorunda oldukları şartlar sayılmıştır. Maddenin dava konusu değişiklik öncesi halinde yabancı sağlık meslek mensuplarının, “Üniversitelerin Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezleri tarafından yapılan Türkçe dil sınavında Avrupa Dil Portfolyosu kriterlerine göre (B) veya üzeri seviyede başarılı olmak.” şartını sağlaması gerekmekte iken , dava konusu değişiklik ile “Türkçe bilmek.” şartı yeterli görülmüştür.
22/2/2012 tarihli Yönetmeliğin, “Başvuru için gerekli belgeler” in düzenlendiği Ek-1 ‘inin 2. sırasında “Üniversitelerin Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezleri tarafından yapılan Türkçe dil sınavında Avrupa Dil Portfolyosu kriterlerine göre (B) veya üzeri seviyede başarılı olduğuna dair belge.” başvuruda aranmakta iken, dava konusu değişiklik ile bu belgenin aynı şekilde aranacağı belirtildikten sonra, “Bu belge;
a) Başvuru tarihinden itibaren en geç bir yıl içerisinde ibraz edilmek zorundadır. Bu süre sonunda belge ibraz edilmemiş ise Müdürlükçe personel çalışma belgesi iptal edilir.
b) Türkçe eğitim veren öğretim kurumlarından mezun olanlardan istenmez.” şeklinde kural getirilmiştir.
Davacı tarafından bu maddeler, yabancı sağlık meslek mensuplarının Üniversitelerin Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezleri tarafından yapılan Türkçe dil sınavında Avrupa Dil Portfolyosu kriterlerine göre (B) veya üzeri seviyede başarılı olduklarına dair belgeyi ibraz etmeden, 1 yıl boyunca özel sağlık kuruluşlarında mesleklerini icra edebilecekleri, ülkemizdeki salgınların ve tedavi yöntemlerinin izlenmesi için son derece sakıncalı bir durum oluşturan bu düzenlemenin insan sağlığını tehdit eden boyutlara da varabileceği, bu nedenle sağlık açısından telafisi mümkün olmayan zararların meydana gelebileceği, ayrıca sağlık hizmetinin temeli hastayla kurulan sözlü iletişime dayandığından, Türkçe bilmeyen veya iyi derecede bilmeyen bir hekimin vereceği sağlık hizmetinin kalitesininde düşük olacağı iddialarıyla iptali istenmektedir.
Yabancıların Ülkemizde çalışmalarına izin verilmesi bakımından özel kanun olan 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’un 12. maddesinin 3. fıkrasında; ” Mesleki hizmetler kapsamında çalışacak yabancılara akademik ve mesleki yeterlilik ile ilgili işlemleri tamamlanıncaya kadar, ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla bir yılı geçmemek üzere ön izin verilebilir. ” hükmü yer almaktadır.
4817 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen maddesi ile esas Yönetmeliğin 5. maddesi ve Ek-1 beraber değerlendirildiğinde, yabancı sağlık meslek mensuplarının ülkemizde çalışabilmesi için türkçe bilmesinin yeterli olduğu, Üniversitelerin Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezleri tarafından yapılan Türkçe dil sınavında Avrupa Dil Portfolyosu kriterlerine göre (B) veya üzeri seviyede başarılı olduğuna dair belgenin bir yıl içinde ibraz edilmesinde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin 2. maddesinin incelenmesi;
Dava konusu edilen Yönetmeliğin 2. maddesiyle, 22/2/2012 tarihli ve 28212 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yabancı Sağlık Meslek Mensuplarının Türkiye’de Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliği Geçici 1. madde eklenmiştir. ““Suriye uyruklu sağlık meslek mensuplarının muafiyet durumu” başlıklı Geçici 1. madde de; ” Suriye’de yaşanan olaylar sebebiyle Türkiye’de geçici koruma altına alınanlar için Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından kurulan barınma merkezlerinde çalışmak isteyen Suriye uyruklu sağlık meslek mensupları, mesleğini icraya yetkili olduğuna dair belge ibraz etmek kaydıyla 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerindeki şartlardan muaf tutulur.” kuralı yer almaktadır.
“Çalışma Şartları” başlıklı 5. maddede; “Bu Yönetmelik kapsamındaki yabancı sağlık meslek mensupları, aşağıda yer alan şartları sağlamak kaydıyla özel sağlık kuruluşlarında mesleklerini icra edebilirler:
a) Diploma ve/veya uzmanlık belgelerinin denkliği onaylanmış ve Bakanlıkça tescilleri yapılmış bulunmak.
b) Mesleğini icra etmesine kanunen engel hali bulunmamak.
c) (Değişik:RG-16/7/2013-28709) Türkçe bilmek.
ç) İlgili mevzuata göre Türkiye’de çalışma ve ikâmet izni almış olmak.
d) Hekimler için, zorunlu mesleki malî sorumluluk sigortası yaptırmak.” hükmü yer almaktadır.
Davacı tarafından; ilgili düzenleme ile suriyeli hekimlere yabancı hekimler için aranan koşulların hemen tamamından muafiyet sağlandığı, bu hekimlerin türkçe bilip bilmediği, yahut ülkelerinde meslekten yasaklanıp yasaklanmadıklarının araştırılmadığı, diploma ve/veya uzmanlık belgelerinin denkliği onaylanmış ve Bakanlıkça tescilleri yapılmış olması şartının Suriyeli hekimler için aranmamasının 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 4. maddesinde yer alan “Yabancı ülkelerin tıp fakültelerinden mezun Türk hekimlerinin Türkiye’de hekimlik yapabilmeleri için ‘ndan ve Üniversite Tıp Fakültesi Profesörler Kurulundan seçilmiş bir jüri tarafından, kimliklerine bakıldıktan sonra, diplomalarının Türkiye tıp fakültesi ders programının ve öğrenim süresinin aynı veya benzeri bir fakülteden bütün sınav dönemleri geçirilerek alınıp alınmamış olduğu araştırılır. Bu koşullarda alınmış olduğu anlaşılan diplomalar kabul edilip, ‘nca onaylanarak kütüğe geçirilir ve sahiplerinin hekimlik yapmalarına izin verilir. Bu koşullara uygun olarak alınmamış diplomaların sahipleri tıp fakültesi profesörler kurulunca seçilmiş bir jüri karşısında, ‘ndan gönderilecek bir görevli de bulunduğu halde teori ve pratikten bir sınav geçirirler. Bu sınavın şekli ve Milli Eğitim Bakanlıkları tarafından beraberce kararlaştırılır. Ancak Türkiye Tıp Fakültesi öğrenim süresine ve ders programlarına göre okumamış olanlar eksiklerini tamamlamak üzere tıp fakültesinde okuduktan ve staj gördükten sonra sınava girerler. Sınavları başaranların hekimlik yapmalarına usulüne göre izin verilir.” hükmüne aykırı olduğu, yine bu madde ile Türkiyeye sığınanlara sağlık hizmeti sunacakların mesleki yeterliliğini denetlemeye gerek olmadığı düzenlemesinin yapıldığı iddialarıyla iptali talep edilmektedir.
Davalı idarenin dosyaya ibraz ettiği bilgi belgelerden anlaşıldığı üzere, sağlık hizmetlerinin yürütülmesi konusunda Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonunda Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile belirli aralıklarla Suriye Koordinasyon Toplantıları yapıldığı, bu toplantılarda yapılan tespitlerden, özellikle suriyelilerin barınması için muhtelif illerde oluşturulan kamplarda sağlık hizmeti sunan Türk sağlık personelinin sayısında, çalışma isteğinde, çalışma şartlarında sıkıntılar yaşandığı, sadece kamplarda verilen hizmetlerde değil, kamp dışındaki sağlık hizmetlerinde de yoğunluk sebebiyle sağlık kuruluşlarında hem alt yapı hemde personel sıkıntısı ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.
Madde metni incelendiğinde, Suriye uyruklu sağlık meslek mensuplarının sadece Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından kurulan barınma merkezlerinde çalışabileceği görülmektedir.
Bu nedenle Suriye uyruklu sağlık meslek mensuplarına tanınan muafiyette kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesi ile Ek-1 ‘in incelenmesi;
Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinde; “Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-1, ekteki şekilde değiştirilmiştir.” denildikten sonra,”Başvuru İçin Gerekli Belgeler” başlıklı Ek-1 ‘de;
1) İlgili merci tarafından diploma ve/veya uzmanlık belgelerinin denkliğinin kabul edildiğini gösterir belge.
2) Üniversitelerin Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezleri tarafından yapılan Türkçe dil sınavında Avrupa Dil Portfolyosu kriterlerine göre (B) veya üzeri seviyede başarılı olduğuna dair belge. Bu belge;
a) Başvuru tarihinden itibaren en geç bir yıl içerisinde ibraz edilmek zorundadır. Bu süre sonunda belge ibraz edilmemiş ise Müdürlükçe personel çalışma belgesi iptal edilir.
b) Türkçe eğitim veren öğretim kurumlarından mezun olanlardan istenmez.
3) Türkiye’de ilk defa meslek icra edeceklerin, geldikleri ülkenin yetkili makamlarından alınan ve kanunen mesleğini yapmaya engel halinin bulunmadığını gösteren belge. Bu belge;
a) Başvuru tarihinden önceki bir yıl içerisinde Türkiye’deki öğretim kurumlarından mezun olanlardan,
b) Başvuru tarihi itibarıyla beş yıldır Türkiye’de kesintisiz ikamet ettiğini belgeleyenlerden,
c) Ülkelerindeki olağanüstü hal nedeniyle Türkiye’ye sığınmış olanlardan, istenmez.
4) Çalışacakları özel sağlık kuruluşu ile yabancı sağlık personeli arasında yapılan, yabancı sağlık personeline ödenecek aylık ücret miktarının da belirtildiği ve her sayfasında tarafların isim ve imzalarının bulunduğu hizmet sözleşmesi.” yabancı sağlık personelinden istenecek belgeler arasında sayılmıştır.
Davacı tarafından, bu değişiklik ile; yabancı hekimlerin mesleklerini uygulamalarına ilişkin bir yasaklarının bulunup bulunmadığının ülkelerindeki yetkili makamlardan sorulmasına getirilen istisnaların düzenlendiği, hekim son bir yıl içinde ülkemizdeki eğitim kurumlarından birinden mezun olmuş ise ya da son beş yıldır kesintisiz olarak ülkemizde ikamet etmekte ise veya ülkesindeki olağanüstü bir durum sebebiyle Türkiye’ye sığınmış ise böyle bir belgenin istenmeyeceği, söz konusu düzenlemenin Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu, Türkiye’de ilk defa meslek icra edeceklerin, geldikleri ülkenin yetkili makamlarından alınan ve kanunen mesleğini yapmaya engel halinin bulunmadığını gösteren belgenin istenmesi konusunda ise, nın Yönetmelik düzenlemesinin, 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 40. maddesine aykırı olduğu iddialarıyla iptali talep edilmektedir.
Bu madde için, davacı dernek tarafından başvuruda istenecek belgelerden ziyade bu belgeler için getirilen istisnaların hukuka aykırı olduğu iddiasının öne sürüldüğü görülmektedir.
Ek-1’nin 1. ve 4. sırasında istenen belgelerde herhangi bir istisnanın bulunmadığı görülmektedir.
2. sırasında istenen belge için hukuka aykırı bir durum olmadığının tespiti yukarıda yapılmıştır.
3. sırada istenen, “Türkiye’de ilk defa meslek icra edeceklerin, geldikleri ülkenin yetkili makamlarından alınan ve kanunen mesleğini yapmaya engel halinin bulunmadığını gösteren belge” için üç istisnanın getirildiği görülmektedir.
4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’un 14. maddesinin “e” bendinde, Yabancının çalışmasının millî güvenlik, kamu düzeni, genel asayiş, kamu yararı, genel ahlâk ve genel sağlık için tehdit oluşturması,hallerinde çalışma izninin reddedileceği hükmü yer almaktadır.
Bu Kanunun uygulanması amacıyla yürürlüğe konulan uygulama Yönetmeliğinin 21. maddesinin 2. fıkrasında da; ” Mesleki hizmetler kapsamında çalışacaklar için, yabancıların ulusal ve uluslararası mesleki örgütlerden, meslekten men cezası almadıklarını, üye olduklarını, mesleklerini icra ettiklerini ve mesleki yeterliliklerini gösterir son altı ay içerisinde almış oldukları belgeleri, başvuruları sırasında, başvuru formlarına eklemeleri gerekmektedir. Meslekten men cezası almış olan ve akademik yeterliliği olmayan yabancıların başvuruda bulunmaları mümkün değildir. ” hükmü yer almaktadır.
EK-1’in 3/b maddesi kapsamındaki kişi için zaten “beş yıldır Türkiye’de kesintisiz ikamet ettiği” ve “Türkiye’de ilk defa meslek icra edeceği” nazara alındığında, bu kişinin ikâmeti olan Türkiye dışında başka bir ülkede meslek icra etmesi mümkün olamayacağından, “geldiği ülkeden ve bu beş yıllık ikâmet süresi içerisinde de sağlık mesleğini icra etmediğinden, kanunen mesleğini icraya engel bir halinden sözedilemeyeceklir.
EK-1’in 3/c maddesi kapsamındaki kişiler ise, “geldiği ülkedeki olağanüstü hal nedeniyle Türkiye’ye sığınmak” durumundaki kişiler olup; olağanüstü bir sebep dolayısıyla zaten bu kişinin geldiği ülkenin yetkili mercilerinden mesleğini icra etmesine engel bir halinin olup olmadığına dair belge getirmesinde fiilî imkansızlık olacağı açıktır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde söz konusu madde de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 30/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.