Danıştay Kararı 15. Daire 2013/10680 E. 2016/2577 K. 14.04.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/10680 E.  ,  2016/2577 K.
T .C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/10680
Karar No : 2016/2577

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … 4. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete ait …plakalı aracın, 14.07.2009 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının davalı idarenin bakım ve onarımından sorumlu olduğu yolda asfalt kaplamadaki bozukluk ve yolda yapılan sulama çalışmaları sebebiyle meydana geldiği gerekçesiyle araçta meydana geldiği öne sürülen 12.000,00 TL zararın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tazmini istemiyle açılmıştır.
…4. İdare Mahkemesi’nce, araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde ve hasarın oluşmasında tam kusurlu olduğu, davalı idareye atfedilecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından hukuka aykırı olduğu iddia edilen anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasanın 125.maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 7. maddesinin (g) bendinde; Büyükşehir belediyesinin yetki alanındaki mahalleleri ilçe merkezine bağlayan yollar, meydan, bulvar, cadde ve ana yolları yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımı ile bu yolların temizliği ve karla mücadele çalışmalarını yürütmek; kentsel tasarım projelerine uygun olarak bu yerlere cephesi bulunan yapılara ilişkin yükümlülükler koymak; ilân ve reklam asılacak yerleri ve bunların şekil ve ebadını belirlemek; meydan, bulvar, cadde, yol ve sokak ad ve numaraları ile bunlar üzerindeki binalara numara verilmesi işlerini gerçekleştirmek büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır. Hizmetin iyi işlememesi sonucu kişilerin zarara uğramaları halinde, doğan zararların idare tarafından karşılanması gerekmektedir. Ayrıca, hizmeti yürüten personelin görevi sırasında yaptığı eylem ve işlemlere ilişkin kişisel kusurunun hizmet kusurunu oluşturacağı ve idarenin de bu zararın tazminiyle sorumlu tutulacağı, idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Hizmet kusuru, kamu hizmetinin organizasyonu ve işleyişinden kaynaklanır. Kamu hizmeti eksik veya kötü yürütülmekteyse veya bu faaliyet hizmet gerekleriyle bağdaştırılamayacak nitelikteyse, idarenin hizmeti kusurlu yürüttüğünün kabulü zorunludur.
Ancak idarenin işlem ve eylemleri dolayısıyla hizmet kusuru işlediğini söyleyebilmek için saptanan hukuki sakatlığın bir dereceye kadar ağır ve önemli olması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, 14.07.2009 tarihinde saat 19:15 sularında …1. Cadde üzerinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacı şirkete ait …plakalı araçta meydana gelen zararın tazmini istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi’nce meydana gelen trafik kazasında kusur oranın belirlenmesi için yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 22.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu …plakalı araç sürücüsü ……………… Karayolları Trafik Kanunu’nun 46, 52/a-b ve 56. maddelerine aykırı olarak aracını teknik özellik, çevre, yol ve hava koşullarına uygun hızda sevk ve idare etmeyerek maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesine neden olduğu, bu durumun kendisini 8/8 veya % 100 kusurlu duruma düşürdüğü, yolun yapımı, bakımı ve onarımından sorumlu davalı idarenin kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığına yönelik görüş bildirilmesi üzerine, Mahkemece bu görüş doğrultusunda davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş ise de; dava dosyasındaki kaza tespit tutanağının incelenmesinden kaza mahallinde sol orta refüjden başlayan ve yolu yer yer ıslatan su izlerinin olduğu belirtilmiş ayrıca kaza krokisinde de gösterilmiştir.
Ayrıca …4. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne sunulan 06/08/2009 tarihli bilirkişi raporunun yol değerlendirme bölümünde yol zemininin altından çıkan bir su kaçağının yolu ıslak hale getirdiği bunun da asfalt kaplamayı bozduğu, olay mahallinin öncesinde de yolun ıslak olduğuna dair sürücüleri uyaran ikaz ve uyarı işaretine rastlanmadığı belirtilmiştir.
Bu durumda, Mahkemece karara esas alınan 22/11/2011 tarihli rapor ile …4. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne sunulan 06/08/2009 tarihli bilirkişi raporunun birbiriyle çelişmesi, yol zeminindeki ıslaklık ya da bozulmanın kaza tespit tutanağı ile de ortaya konulması karşısında bakım ve onarım yapmayan ve ilgili uyarıcı herhangi bir işaret koymayan idarenin kamu hizmetini eksik yapması nedeniyle hizmet kusuru işlediği açıktır. Davacının maddi tazminat isteminin davalı idarenin kusuru oranında tazmin edilmesi gerekirken, davalı idarenin kusursuz bulunduğundan hareketle verilen aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …4. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA; yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.