Danıştay Kararı 15. Daire 2013/10664 E. 2017/811 K. 20.02.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/10664 E.  ,  2017/811 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/10664
Karar No : 2017/811

Temyiz Eden (Davacılar) :
Vekilleri :
Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Mahkeme kararının, hüküm altına alınan tazminat miktarlarına yürütülecek faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmı yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacılardan ………… babası…………. eşi, ………….. ile ‘in oğlu, ‘in ağabeyi …………trafik kazası nedeniyle ölümünden dolayı davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek uğranıldığı iddia edilen toplam 15.000,00 TL maddi, 29.000,00 TL manevi zararın, kazanın meydana geldiği 27/10/2005 tarihi itibarıyla yürütülecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… 2. İdare Mahkemesi’nce; bilirkişiler tarafından 31.08.2010 tarihinde hazırlanan raporda; kamyon sürücüsünün Çimento Fabrikasına yükünü boşaltmak için aracını park yerine bıraktığını, kaza yeri ve oluş şekli ile ilgili davalı gösterilen TCDD Genel Müdürlüğü ve ‘nın görevleri ile ilgili mevzuat değerlendirildiğinde netice itibarıyla dava konusu bu kazanın oluşumunda; davacının bulunduğu aracın sürücüsü …………%50, Konya Büyükşehir Belediyesinin %50 oranında görev kusurunun bulunduğunun belirtildiği, bu kusur oranları hükme esas alınarak maddi ve manevi tazminat istemlerinin tamamının kabulüne karar verilmiş, davacıların faiz istemlerine ilişkin ise herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
Davacılar tarafından İdare Mahkemesi kararının maddi ve manevi tazminatın kabulüne ilişkin kısmına olay tarihi itibarıyla faiz yürütülmemesinin, davalı idare tarafından ise Mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, maddi ve manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenleri bulunmamaktadır.
Kararın kabul edilen tazminat miktarlarına yürütülecek faize ilişkin bölümü incelenecek olursa;
Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye başvuru yapılmışsa yapılan başvuru tarihi, idareye başvurulu yapılmadan adli yargıda dava açılması halinde ise adli yargıda dava açıldığı tarih itibariyle yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davanın ……….trafik kazası nedeniyle ölümünden dolayı davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek uğranıldığı iddia edilen toplam 15.000,00 TL maddi, 29.000,00 TL manevi zararın, kazanın meydana geldiği 27/10/2005 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle öncelikle 06/10/2006 tarihinde Konya 1. İş Mahkemesi nezdinde açıldığı, anılan Mahkemece 18/03/2008 tarihinde verilen görevsizlik kararı üzerine idari yargıda yenilendiği görülmektedir. Dolayısıyla İdare Mahkemesi’nce hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarı bakımından adli yargıda açılan dava tarihinden (06/10/2006) itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, maddi ve manevi tazminat miktarına bu tarih itibarıyla faiz uygulanması yönünden herhangi bir hüküm kurulmamış olmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz istemlerinin kısmen kabulüyle … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının; tazminat miktarına adli yargıda açılan dava tarihi itibarıyla yasal faiz yürütülmesi yönünde bir hüküm kurulmaması nedeniyle BOZULMASINA, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile anılan kararın maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne ilişkin kısımlarının ONANMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.