Danıştay Kararı 15. Daire 2013/10623 E. 2013/8583 K. 15.11.2013 T.

15. Daire         2013/10623 E.  ,  2013/8583 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/10623
Karar No : 2013/8583

Temyiz Eden (Davalı) : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Karşı Taraf (Davacı): … Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:..; K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava, 25.07.2009 tarihli … Gazetesi’nde ve muhtelif televizyon kanallarında yayınlanan “…’den %30 yaz indirimi. Şimdi … beyaz eşyalar yaza özel %30’a varan indirimlerle. Fırsat bu fırsat, …’e gelin, siz de evinizi yenileyin.” başlıklı reklamın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesine aykırı olduğundan bahisle Anılan Kanunun 25/8. Maddesi uyarınca verilen …-TL idari para cezası ile anılan reklamların durdurulmasına ilişkin 20.03.2012 tarih ve 198 sayılı Reklam Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; söz konusu reklamda, ön ödemeli kampanyandan yararlanmak için yetkili bayiden katılım formu ve kampanya sözleşmesinin temin edilmesi gerektiğinin belirtildiği; katılım formuna bakıldığında ise söz konusu formun ve sözleşmenin doldurulup imzalanmasından sonra iadeli taahhütlü olarak … Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama A.Ş.’ne gönderilmesi gerektiği, kampanyaya katılımın belli koşullara tabi olduğu, doğrudan katılımın mümkün olmadığı dikkate alındığında kampanyadan yararlanmak isteyen tüketicinin aldatılarak katılımının sağlanmasının söz konusu olamayacağı gerçeği karşısında dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu iddiasıyla İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesinde; “Ticari reklam ve ilanların kanunlara, Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmalarının esas olduğu, tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklamların, ilanların ve örtülü reklamın yapılamayacağı; 17. maddesinde, ticari reklam ve ilanlarda uyulması gereken ilkeleri belirlemek, bu ilkeler çerçevesinde ticari reklam ve ilanları incelemek ve inceleme sonucuna göre 16. maddeye aykırı hareket edenleri cezalandırmak konusunda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na öneride bulunmakla Reklam Kurulunun yetkili olduğu, 25. maddesinin 8. fıkrasında ise; 16. maddeye aykırı hareket edenler hakkında üç aya kadar tedbiren durdurma veya para cezası uygulanacağı, Reklam Kurulunun, ihlalin niteliğine göre bu cezaları birlikte veya ayrı ayrı verebileceği, 16. maddeye aykırılığın, ülke düzeyinde yayın yapan yazılı, sözlü, görsel ve sair araçlar ile gerçekleşmesi durumunda ise, para cezasının on katı olarak uygulanacağı öngörülmüştür.
Anılan Kanuna dayanılarak çıkarılan Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik’in “Temel İlkeler” başlıklı 5. maddesinde ticari reklam ve ilanlarda uyulması gereken temel ilkeler belirtilmiş, (a) bendinde; reklamların yasalara, genel ahlaka uygun, doğru ve dürüst olması gerektiği, (e) bendinde; reklamların, ortalama reklam izleyicisinin algılama düzeyi ile reklamın tüketici üzerindeki olası etkisi göz önünde bulundurularak hazırlanması gerektiği hükmüne yer verilmiş, “Dürüstlük ve Doğruluk” başlıklı 7. maddesinin (a) bendinde; reklamların, tüketicinin güvenini kötüye kullanacak ya da onun tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar edecek biçimde olamayacağı, (c) bendinde; reklamların, eksik bilgi vererek, anlam karışıklığına yol açarak veya abartılı iddialar ileri sürerek yanlış izlenimler yaratmak suretiyle tüketiciyi doğrudan ya da dolaylı olarak yanıltabilecek ifadeler ya da görüntüler içeremeyeceği hükmü yer almış, 13. maddesinde; doğrulanabilir olgularla ilgili tanımlamalar, iddialar ya da örnekli anlatımların kanıtlanmak zorunda olduğu belirtilmiş, 17. maddesinde ise; reklamların, kamu sağlığını bozucu nitelikte olamayacağı kurala bağlanmıştır.
Bir ürün veya hizmetin tanıtılması ve övülmesi, bir markanın tüketiciye benimsetilmeye çalışılması, resimli veya müzikli imge ve simgeler kullanılmak suretiyle bunların belleklere yerleşmesine gayret edilmesi; yarışmalar, konserler, sanatsal ve kültürel etkinlikler düzenlemek suretiyle doğrudan veya dolaylı olarak belirli ürünlere veya markalara dikkatin çekilmesi veya bu tür toplumsal etkinliklerin düzenlenmesinde veya yayın programlarının hazırlanmasında finansman veya diğer yollarla katkıda bulunmak suretiyle tanıtım olanaklarının aranması reklam sayılmaktadır. Yanıltıcı reklam ise; tüketicinin güvenini kötüye kullanacak ya da onun tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar edecek şekilde olabileceği gibi, eksik bilgi vererek, anlam karışıklığına yol açarak veya abartılı iddialar ileri sürerek yanlış izlenimler yaratmak suretiyle tüketiciyi doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecek ifadelere ya da görüntülere yer verilmek suretiyle olabilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 25.07.2009 tarihli … Gazetesi’nde ve muhtelif televizyon kanallarında yayınlanan “…’den %30 yaz indirimi. Şimdi … beyaz eşyalar yaza özel %30’a varan indirimlerle. Fırsat bu fırsat, …’e gelin, siz de evinizi yenileyin.” başlıklı reklamda yer alan ifadelerin, tüketiciler üzerinde söz konusu ön ödemeli kampanyanın tüm … bayilerinde geçerli olduğu izlenimini uyandırdığı, oysa bahsi geçen kampanyanın tüm … bayilerinde geçerli olmadığı, sadece kampanyaya katılmak isteyen … bayilerinde geçerli olduğu, bu durumun reklamda belirtilmemiş olmasının tüketiciyi yanıltıcı nitelikte olduğu gerekçesiyle Reklam Kurulu’nun 20.03.2012 tarihli kararıyla davacı şirketin … TL idari para cezası ve reklam durdurma cezasıyla cezalandırılması üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi kararında kampanyadan yararlanmak isteyen tüketicinin aldatılarak katılımının sağlanmasının söz konusu olamayacağı belirtilmiş ise de anılan reklamın yanıltıcılık unsurunun; reklamda yer alan ön ödemeli kampanyanın tüm … bayilerinde geçerli olduğu izlenimi uyandırmasından kaynaklandığı, reklamda kampanyanın sadece bazı … bayilerinde uygulandığına ilişkin herhangi bir istisnaya yer verilmediğinin görüldüğü, dolayısıyla reklamın tüketicinin kampanyadan yararlanma iradesini etkileme yönünde aldatıcı ve yanıltıcı nitelikte olduğu anlaşıldığından davacı şirket hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda, davanın reddi yolunda karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin iptali yönünde karar veren İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 15/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi