Danıştay Kararı 15. Daire 2012/9920 E. 2013/1742 K. 05.03.2013 T.

15. Daire         2012/9920 E.  ,  2013/1742 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/9920
Karar No : 2013/1742

Temyiz Eden (Davalı) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü – …/…
Karşı Taraf (Davacı) : … Turizm Ve Org. Tic. Ltd. Şti.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle 10.08.2010 tarih ve 179 sayılı Reklam Kurulu kararıyla verilen …-TL idarî para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen 05.09.2011 tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce, dava konusu ödeme emrinin dayanağının davacı şirket adına 4077 sayılı yasa uyarınca verilen …-TL idari para cezası olduğu, davacı tarafından bu cezanın iptali istemiyle açılan davanın … İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında görülmekte olduğu, Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca, idari para cezasına karşı dava açılmış olması ve dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği tarihte henüz davanın karara bağlanmamış olması nedeniyle para cezasının kesinleştiğinden söz etme olanağı bulunmadığından, kesinleşmeyen alacak için düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Davalı idarece, hukuka aykırı olduğu iddiasıyla İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 08.02.2008 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan 5728 sayılı Kanun ile değişik 26. maddesinin 3. fıkrasında; bu Kanun hükümlerine göre verilen idarî yaptırım kararlarına karşı 06.01.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulacağı belirtildikten sonra, bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde yetkili idare mahkemesinde dava açılabileceği, idare mahkemesinde iptal davası açılmış olmasının, kararın yerine getirilmesini durdurmayacağı hükmüne yer verilmiş, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 37. maddesinde ise; hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Bakanlığı’nca belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, 55. maddesinde de, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ edileceği düzenlenmiştir.
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren, 19 Aralık 2006 tarih ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5560 sayılı Kanun ile bazı maddeleri değiştirilen 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği belirtilmiş; 3. maddesinde ise, bu Kanun’un; idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer Kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde; diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı düzenlenmiştir.
Ancak, 4077 sayılı Kanun’un özel Kanun niteliğinde olması ve Kanun’un değişik 26. maddesinin Kabahatler Kanunu’ndan daha sonra yürürlüğe girmesi karşısında, 4077 sayılı Kanun uyarınca verilecek idarî yaptırım kararlarının takip ve tahsili yönünden 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’na tabi olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
4077 sayılı Kanun uyarınca verilen idarî para cezalarına karşı dava açılmış olmasının anılan Kanun’un 26. maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre cezanın yerine getirilmesini durdurmayacağından ve ceza işlemine yönelik iptal ya da yürütmeyi durdurma kararı verilmediği sürece salt ceza işlemine karşı dava açılmış olmasının, söz konusu alacağın 6183 sayılı Kanun uyarınca ödeme emri ile takibine engel olmayacağından, İdare Mahkemesi’nce işin esasına geçilerek bir karar verilmesi gerekirken, Kabahatler Kanunu uyarınca idarî para cezasına karşı açılan dava kesinleşmeden kamu alacağının takip ve tahsili yapılamayacağı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptali yolunda verilen kararda hukukî isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 05/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.