Danıştay Kararı 15. Daire 2012/8455 E. 2015/8287 K. 01.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2012/8455 E.  ,  2015/8287 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/8455
Karar No : 2015/8287

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekili :

İstemin Özeti :Davacılar yakını olan …’in 24.08.2006 tarihinde … İli, …, … Köyü civarında ağaç kesimi yaptığı sırada bölücü terör örgütü mensupları ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışma neticesinde bölücü terör örgütü mensuplarının açmış olduğu ateş sonucunda yaşamını yitirdiğinden bahisle 100.000,00-TL maddi, 50.000,00-TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … 1. İdare Mahkemesi’nce; davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile davacıların maddi tazminat istemlerinin reddi, manevi tazminat istemlerinin ise kabulü, 50.000,00-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 02.04.2007 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından tazmini yolunda verilen kararın, manevi tazminatın kabulüne ilişkin kısmının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakiminin Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeyerek, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, … 1. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davalı idareye iadesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/12/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

5233 sayılı Kanun, yargısal ve bilimsel içtihatlarla kabul edilen “sosyal risk” ilkesinin yasalaşmış halidir. Bu nedenle, “sosyal risk ilkesi” uyarınca tazmini gereken uyuşmazlıklarda adı geçen Kanunun uygulanması zorunlu bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle; 5233 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan davalarda, zarar ile idari eylem arasında nedensellik bağının bulunmadığı, fakat kişilerin salt toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle zarar gördükleri ve bu nedenle ortaya çıkan bu zararın paylaştırılması gerektiği hallerde, idari yargı yerince 5233 sayılı Kanunun uygulanması suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir.
Buna göre; 5233 sayılı Kanunun, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler sonucu uğranılan maddi zararların tazminini öngörmesi, diğer bir deyişle, manevi zararların tazminini kapsamaması karşısında; 5233 sayılı Kanun kapsamında çözümlenmesi gereken uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesi’nce 5233 sayılı Kanun uyarınca manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, sosyal risk ilkesine göre manevi tazminat isteminin kabul edilmesine ilişkin temyize konu kararın bu kısmının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.