Danıştay Kararı 15. Daire 2012/5469 E. 2017/5620 K. 17.10.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2012/5469 E.  ,  2017/5620 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/5469
Karar No : 2017/5620

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :

Karşı Taraf (Davacı) :

İstemin Özeti : Davacı adına 5510 sayılı Yasa’nın 102. maddesi uyarınca …-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … Sosyal Güvenlik il Müdürlüğü’nün 02.06.2009 tarih ve 7289137 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; uyuşmazlığa konu idari para cezası tutanağında; para cezasının, “5510 sayılı Kanunun 8.maddesinde öngörülen sigortalı işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmemesi ve 2004/12, 2008/2,3,4,5,6,7,8,9,10. aylara ilişkin asıl veya ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin kuruma verilmemesi” fiilleri nedeniyle uygulandığı belirtilerek işlemin dayanağı ortaya konulmuş olmakla birlikte, tutanağın arka yüzünde yer alan hesaplama tablosunda, cezaya esas olmak üzere fiil tarihindeki asgari ücret tutarı miktarına ve bu miktarın kaç katı uygulandığı şeklindeki hesaplamaya ilişkin herhangi bir ayrıntıya ve açıklayıcı bilgiye yer verilmeden düzenlenmiş olması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine,… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/10/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Davaya konu edilen … TL. tutarındaki idari para cezasının davacının … sicil numaralı işyerinde çalışan 11 işçi ile ilgili olarak, 5510 sayılı Kanunun 8. maddesinde öngörülen sigortalı işe giriş bildirgesinin ve 2004/12, 2008/2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. aylara ilişkin asıl veya ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin kuruma verilmemesi fiilleri nedeniyle aynı Kanunun 102. maddesine dayanılarak uygulandığı hususu 11.6.2009 tarihinde tebliğ edilen 2.6.2009 tarihli, 7289137 sayılı idari para cezası tebliğ tutanağı ile davacıya bildirilmiştir. Davacı, bu cezaya karşı 26.6.2009 tarihli dilekçesi ile itirazda bulunarak dilekçede adları yazılı 9 işçinin denetim elemanlarınca 14.10.2008 tarihinde işyerinde düzenlenen tutanak içeriğinin aksine başka tarihlerde işe başlatıldıklarına dair açıklamalarda bulunmuş, bu itirazı yerinde görülmeyerek reddi üzerine de bakılan davayı açmıştır.
Mahkemece her ne kadar davalı idarenin düzenlediği 2.6.2009 tarihli idari para cezasına ait tutanakta fiil tarihinde geçerli olan asgari ücret miktarının ve bu miktarın kaç katı uygulandığının belirtilmediği gerekçesiyle işlemin iptaline hükmedilmiş ise de, Asgari Ücret Yönetmeliği’nin ikinci bölümünde yer alan ilke ve esaslara göre en geç iki yılda bir olmak üzere belirlenmesi gereken asgari ücretin aynı Yönetmeliğin 11. madde hükmü uyarınca Resmi Gazete’de ilan edileceği düzenlendiğinden muhatapları tarafından bilinebilir olduğu, esasen davacının bu konuda bir itirazının da bulunmadığı, idari yaptırım kararı verilmesini gerektiren kabahat fiilinden ve kanuni dayanağından haberdar edilen davacının itiraz komisyonu önünde itiraz hakkının da kullandırıldığı görülmekte olup, Kabahatler Kanunu’nun 25. maddesinde yer alan zorunlu bilgileri ihtiva eden ve yargısal denetime elverişli olan idari yaptırım kararının, Mahkeme’ce eylemin sübutu yönünden incelemeye tabi tutulması gerekir.
Belirtilen nedenle, davalı idarenin temyiz isteminin kabul edilerek, işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.