Danıştay Kararı 15. Daire 2012/3455 E. 2017/6597 K. 14.11.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2012/3455 E.  ,  2017/6597 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/3455
Karar No : 2017/6597

Temyiz Edenler ve
Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekili :

Temyiz Eden ve
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti :Davacılara 5510 sayılı Kanun uyarınca …-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 08.03.2010 tarih ve 3642943 sayılı … Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü işleminin iptali ve ihtirazi kayıtla ödenen …-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan dava sonucunda,… İdare Mahkemesi’nce; dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden … Emniyet Müdürlüğünce davalı idareye bildirilen işçilerin mükerrer sayıma sebebiyet vermeyecek şekilde sigortalı olup olmadığı, yabancı olanların ise kendi ülke mevzuatına göre sigortalı olup olmadığı incelenip sigortasız çalışanların tespit edilerek idari para cezası tesis edilmesi gerekirken yeterli araştırma, inceleme ve tespit yapılmadan tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ve ödenen meblağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacılara ödenmesi yolunda verilen kararın, taraflarca aleyhlerine ilişkin kısımlarının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davacılar tarafından mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davalı idarece savunma verilmemiştir.

Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçelerindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemlerine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2017 tarihinde, davacıların temyiz istemleri yönünden oyçokluğuyla, davalının temyiz istemi yönünden oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):

Dava, davacı şirketlere 5510 sayılı Yasa’nın 102. maddesi uyarınca verilen para cezasının iptali ve ödenen meblağın ödeme tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi talebiyle açılmıştır. Mahkemece para cezasına ilişkin işlemin iptaline ve ödenen meblağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacılara iadesine karar verilmiştir.
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Kamu idareleri görmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini yürütürken kanunlara ve genel hukuka uygun hareket etmek zorunda olup, bu kurala aykırı davranış nedeniyle kişilerin uğrayacakları zararı yukarıda anılan Anayasa kuralı uyarınca ödemekle yükümlüdürler.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketlerin idari para cezası ile cezalandırıldığı, sözkonusu cezanın ödenmesi ile birlikte para cezasının iptali ile ödenen meblağın ödeme tarihinden itibaren yürütülecek faizi ile birlikte iadesi istemiyle bu davayı açtıkları mahkemece para cezasının hukuka aykırı bulunarak iptal edildiği, ödenen tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, hukuka aykırılığı mahkeme kararı ile saptanmış işlem nedeniyle davacının hiç ödememesi gereken bir meblağı idareye ödediği ve geri ödeme yapılıncaya kadar bu meblağın getirisinden yoksun kaldığı açık olup, ödemenin yapıldığı tarihden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden mahkeme kararının faize ilişkin kısmın bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.