Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2012/1583 E. , 2017/4628 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/1583
Karar No : 2017/4628
Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … 4. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Mahkeme kararının; aylık prim ve hizmet belgesi ve bildirge asmama nedeniyle uygulanan cezaya ilişkin kısmının bozulması, diğer kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirkete, sigortalı işe giriş bildirgesinin ve aylık prim hizmet belgesinin yasal süresinde verilmediğinden ve dönem bordrosunun işyerinde işçiler tarafından görülebilecek bir yere asılmadığından bahisle 5510 sayılı Yasa’nın 102. maddesi uyarınca toplam 24.298,20.-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 09.02.2010 tarih ve 2051372 sayılı Küçükçekmece Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… 4. İdare Mahkemesince; fiilen çalıştığı tespit edilen kişilerin sigorta bildirimlerinin çalışmaya başlamadan önce verilmediği, sigortalıların çalıştığı tespit edilen aylara ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin de öngörülen süre içerisinde verilmediği ve 2009/8. aya ilişkin prim ve hizmet belgesinin işyerinde asılı olmadığı gerekçesiyle tesis edilen idari para cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirkete ait işyerinde Sosyal Güvenlik Kontrol Memurunca yapılan denetim sonrası düzenlenen 26.10.2009 tarihli raporda, işyerinde çalışmakta olduğu tespit edilen işçilerin sigorta kayıtlarının olmadığı ve aylık prim ve hizmet belgesi verilmediğinin ve dönem bordrosunun işyerinde işçiler tarafından görülebilecek bir yere asılmadığının tespit edildiği, anılan tespit tutanağına istinaden 5510 sayılı Yasa’nın 102. maddesi uyarınca toplam 24.298,20.-TL idari para cezası verildiği, yapılan itirazın, komisyonca 13.04.2010 tarih ve 5856113 sayılı kararı ile reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme kararının, dava konusu işlemin işe giriş bildirgesi verilmemesi ve aylık prim hizmet belgesinin yasal süresinde Kuruma verilmemesi nedenleriyle uygulanan idarî para cezasına ilişkin kısmı incelendiğinde; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, davacının bu kısma yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Dava konusu işlemin aylık prim belgesinin kurumca onaylı bir nüshasının işyerinde işçiler tarafından görülebilecek bir yere asılmaması nedeniyle verilen idarî para cezasına ilişkin kısmına gelince;
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanun’un 79. maddesinin 4. fıkrasında, “İşveren, sigortalıların adını, soyadını, sigorta sicil numarasını ve çalıştığı süreyi gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen bir belgeyi işyerinde, birden ziyade işyeri olması halinde her işyerinde ayrı ayrı olmak üzere, işçiler tarafından da görülebilecek bir yere asmaya mecburdur. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen işverenler hakkında 140 ıncı madde hükümleri uygulanır.” hükmü, 140. maddesinin; e) fıkrasında ise; “Bu Kanunun 79’uncu maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yönetmelikle belirlenen sürede yerine getirmeyenlere aylık asgari ücretin iki katı tutarında, idarî para cezası verilir. ” hükmü yer almaktadır.
506 sayılı Kanun’un birçok hükmünü yürürlükten kaldıran 5510 sayılı Kanun’un 86. maddesinin altıncı fıkrasında, “Sigortalıyı çalıştıran işveren ile alt işveren ve iş görme edimini yerini getirmek üzere sigortalıyı geçici olarak devralan işveren; aylık prim ve hizmet belgesinin Kurumca onaylanan bir nüshasını sigortalının çalıştığı işyerinde, birden ziyade işyeri olması halinde ise sigortalının çalıştığı her işyerinde ayrı ayrı olmak üzere, Kuruma verilmesi gereken sürenin son gününü takip eden günden başlanarak, müteakip belgenin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar, sigortalılar tarafından görülebilecek bir yere asmak zorundadır” hükmü, 25 Şubat 2011 tarih ve 27857 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6111 sayılı Kanun’un 40. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Türk Ceza Kanunu’nun 2’inci maddesinde ifadesini bulan “suç ve cezaların kanuniliği ilkesine göre, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı ceza vermek mümkün olmadığı gibi, cürüm ve kabahatin işlendiği zamandaki kanunu ile sonradan çıkarılan kanunun hükümleri birbirinden farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanması esastır.
Dava dosyasının incelenmesinden; aylık prim belgesinin kurumca onaylı bir nüshasının işyerinde işçiler tarafından görülebilecek bir yere asılmaması nedeniyle idari para cezası verildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, 506 sayılı Kanunda yer alan bir yükümlülüğün ihlal edildiği gerekçesiyle davacıya idari para cezası verildiği, oysa 506 sayılı Kanunun bir çok hükmünün 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kalktığı, 5510 sayılı Kanun’un 6111 sayılı Kanun’la değişik 86. maddesine göre de aylık prim belgesinin Kurumca onaylı bir nüshasının işyerinde işçiler tarafından görülebilecek bir yere asılması yükümlülüğünün kaldırıldığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının lehine olan kanun dikkate alındığında, aylık prim belgesinin kurumca onaylı bir nüshasının işyerinde işçiler tarafından görülebilecek bir yere asılmaması nedeniyle idari para cezası verilemeyeceğinden, işlemin bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … 4. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı kararının aylık prim ve hizmet belgesinin asılmaması nedeniyle uygulanan idari para cezalarına ilişkin kısmının BOZULMASINA oybirliğiyle, davacının temyiz isteminin kısmen reddiyle Mahkeme kararının işe giriş bildirgelerinin verilmemesi ve aylık prim hizmet belgesinin yasal süresinde Kuruma verilmemesi nedenleriyle uygulanan idari para cezasına ilişkin kısmının ONANMASINA oyçokluğuyla, dosyanın bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2017 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Dava dosyası içeriğindeki belgeler incelendiğinde; Sosyal Güvenlik Kontrol Memurunca fiili denetimin yapıldığı ve İşyeri Tespit Tutanağının düzenlendiği adresin “….” olduğu, dosyaya sunulan Ticaret Sicili Gazetesine göre davacı şirketin adresinin ise “…” olduğu görülmektedir. Bu itibarla denetimin şirket adresinde yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca çalışanların dava dosyasına sundukları “davacı şirket bünyesinde hiç bir zaman çalışmadıklarına” dair beyanlarını içeren dilekçeler de dikkate alındığında dava konusu işlemin iptali gerekeceğinden temyiz isteminin kabul edilerek mahkeme kararının; işe giriş bildirgelerinin verilmemesi ve aylık prim hizmet belgesinin yasal süresinde Kuruma verilmemesi nedenleriyle uygulanan idari para cezasına ilişkin kısmının da bozulması gerektiği oyu ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.