Danıştay Kararı 15. Daire 2012/11929 E. 2015/7826 K. 19.11.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2012/11929 E.  ,  2015/7826 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/11929
Karar No : 2015/7826

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması talebi görüşülmeden, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, … Köyü’nde meydana gelen terör olayları nedeniyle göç ettiğinden bahisle uğradığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce, Olayda,davacı vekili tarafından dosyaya sunulan tapu kayıt belgelerinin incelenmesinden, …ada …nolu parselin kadastro çalışmaları sonucunda davacı adına 08/09/2009 tarihinde kaydedilmesine karşın, bahse konu taşınmazın 16456 sayılı dosya kapsamında …adına tespit edilmesi sonucu …’e ödeme yapılması nedeniyle davacıya herhangi bir ödeme yapılmamasına karşın …ada … nolu parselin kadastro çalışmaları sonucunda davacının adına kaydedilmesinin bahse konu taşınmazın ilgili dönemde davacının zilyetliğinde bulunduğunu kanıtlar nitelikte olduğu, davacının kendisine ait taşınmazlardan kaynaklanan tazminat alacağının kardeşi …’e ödenemeyeceği ve tazminatın davacıya ödenmesi gerektiği açık olduğundan davacının … Köyü’nde bulunan (…ada …nolu parsel) taşınmazını köyün boş kaldığı dönemde kullanamaması nedeniyle uğramış olduğu zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca değerlendirilerek varsa davacının zararlarının tazmini gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının …İli, …İlçesi, …Köyü’nde meydana gelen terör olayları nedeniyle göç ettiğinden bahisle uğradığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle davalı idareye başvuru yaptığı, komisyonca yapılan inceleme sonucu, davacı adına kadastro çalışmaları esnasında tarımsal arazi tescil edilmiş ise de daha evvel doğrudan gelir desteği kayıtları ile 5233 sayılı Kanun kapsamında 16456 dosya numarası ile müracaat eden kardeşi …’in aynı parseller üzerinden arazilerin tazminatını aldığı, başkada herhangi bir gayrimenkul kaydı bulunmadığından bahisle başvurusunun reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından, dava dilekçesinde, 1987 yılından 2000 yılına kadar terör olayları nedeniyle …Köyü’ndeki taşınmazlarını kullanamadığı, davalı idarenin yeterince araştırma yapmadığı, kardeşi …’in hangi taşınmazlar için tazminat aldığının tespit edilmediği, kardeşinin sadece kendi hissesi oranında tazminat aldığı hususunun hesaba katılmadığı ileri sürülmüştür.
Temyize konu Mahkeme kararı ile, …ada …nolu parselin kadastro çalışmaları sonucunda davacı adına 08/09/2009 tarihinde kaydedilmesinin, bahse konu taşınmazın köyün terör olayları nedeniyle boş kaldığı dönemde, davacının zilyetliğinde bulunduğunu kanıtladığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de;
Davalı idarece, davacının 5233 sayılı Kanun uyarınca yaptığı başvuru üzerine yapılan araştırma sonucu düzenlenen; 22/06/2011 tarihli …’in (davacının kardeşi) imzasının da bulunduğu tutanakta, kadastro çalışmaları sırasında davacı adına kaydedilen taşınmazın, kadastro çalışmalarından önce …adına DGD çalışmalarında yazıldığı, dolayısıyla anılan taşınmazın zilyedinin …olması nedeniyle, bu parsele ilişkin 5233 sayılı Kanun uyarınca ödemenin 16456 dosya numarası ile müracaat eden …’e yapıldığı belirtilmektedir.
Dolayısıyla, anılan köyün terör olayları nedeniyle boş kaldığı dönemde, anılan taşınmazın zilyedinin …olması nedeniyle 5233 sayılı Kanun uyarınca ödemenin …’e yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Ayrıca, davacı tarafından da köyün boş kaldığı dönemde, anılan taşınmazın kendi tasarrufunda olduğuna ilişkin 08/09/2009 tarihli tapu senedi dışında herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır.
Durum böyle olunca, 5233 sayılı Kanunun, kişilerin gerek mülkiyetlerindeki, gerekse zilyedliklerindeki taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla uğradıkları zararların tazminini kapsadığı, aynı taşınmaz nedeniyle 5233 sayılı Kanun uyarınca mükerrer ödemede bulunulamayacağı hususları ile davacı tarafından kadastroda adına yazılan taşınmaz için abisine hissesi oranında ödeme yapıldığı yönündeki iddiası birlikte değerlendirildiğinde, köyün terör olayları nedeniyle boş kaldığı döneme ilişkin 5233 sayılı Kanun uyarınca ödemenin, anılan taşınmazın köyün boş kaldığı dönemde zilyedi olan …’e yapılması ve …tarafından da bu durumun kabul edilmesi nedeniyle, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamakta olup aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 19/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.