Danıştay Kararı 15. Daire 2012/10396 E. 2015/8732 K. 10.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2012/10396 E.  ,  2015/8732 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/10396
Karar No : 2015/8732

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … 1. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü;
Dava; … İli, Merkez, … Köyü’nde yaşamakta iken terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığını iddia eden davacının, bu sebeple oluşan zararlarının tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… 1. İdare Mahkemesi’nce; usulüne uygun yapılmayan keşif sonucu tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 12. maddesi ile, Kanun kapsamındaki maddi zararların sulhen karşılanması için özel bir usul öngörülmüştür. Buna göre, Kanunda belirtilen süreler içinde ilgili valiliklere yapılan başvurular, valilikler nezdinde oluşturulan komisyonlarca değerlendirmeye tâbi tutulmakta ve başvuranın zarara uğradığı sonucuna varılması halinde saptanan zararın ödenmesine karar verilerek bu miktar üzerinden düzenlenen sulhname tasarısı davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edilmektedir. Davet üzerine gelen hak sahibi veya yetkili temsilcisinin sulhname tasarısını kabul etmesi halinde, bu tasarının kendisi veya yetkili temsilcisi ve komisyon başkanı tarafından imzalanacağı belirtilmiş, maddenin son fıkrasında da sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ise ilgililerin yargı yoluna başvurma haklarının saklı olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan 12. maddenin gerekçesinde ise “… Hukukumuzda feragat, kabul ve sulh gibi işlemler, görülmekte olan davaları sona erdiren işlemlerdir. Sulh işlemi, dava öncesi yapılmışsa dava açılmasını engelleyici özelliktedir. Sulh işlemine rağmen dava açılırsa bu durum itiraz olarak ileri sürülebilir ve dava ortadan kaldırılır. Böylece dostane bir çözüm şekli olan sulh bağlayıcı niteliktedir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.
5233 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan amacı, gerekçesi ve 12. madde metninin birlikte değerlendirilmesinden; sulhnamenin imzalanmasından sonra dava açılmasına hukuki olanak bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının … İli, Merkez, … Köyü’nde ikamet etmekte iken yaşanan terör olayları nedeniyle köyünü terk ettiğinden bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararlarının tazmini istemiyle yaptığı başvurunun “birden fazla başvuru yapıldığından” bahisle reddi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, 23/03/2012 tarihinde verilen ara kararı ile, davalı idareye anılan başvurunun mükerrer olup olmadığı sorularak, davalı idareden, davacının anılan köye ilişkin tüm başvuru dilekçeleri ve tesis edilen işlemlerin istenildiği, davalı idarece sadece, dava konusu işleme ilişkin, davacının … Köyü, … Mezrası’ndaki taşınmazlarına ilişkin dilekçenin gönderildiği, davacıya herhangi bir ad altında ödeme yapılmadığının 27/04/2012 tarihli yazı ile belirtildiği görülmektedir.
Davacı vekili tarafından, 08/03/2012 tarihli yazı ile ise; dava konusu başvurunun … Köyü, … Mezrası’na ilişkin olduğu, aynı köyün Mezra isimli mezrası ile köy içi kısmına ilişkin zararlarının davalı idarece karşılanarak davacıya ödemenin yapıldığı belirtilmiştir.
Bu durumda; davalı idare ve davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgilerin çelişkili olması nedeniyle, davacının … Köyü ve mezralarına ilişkin tüm başvurularına ait dilekçe örnekleri ve bu başvurular üzerine tesis edilen işlemler taraflardan istenilmek suretiyle, davacının … Köyü’ndeki zararlarının karşılanıp karşılanmadığı hususu açıklığa kavuşturulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme üzerine verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … 1. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.