Danıştay Kararı 15. Daire 2012/10142 E. 2015/7258 K. 09.11.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2012/10142 E.  ,  2015/7258 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/10142
Karar No : 2015/7258

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…; K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakiminin Düşüncesi : Temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay On Beşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacıya ait otomobilin 06.12.2009 tarihinde ikamet etmekte olduğu konutun önünde terör örgütü mensupları tarafından yakıldığından bahisle uğranılan zararın 5233 sayılı Yasa hükümleri kapsamında tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile 11.000,00-TL maddi tazminata yasal faiziyle birlikte hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesi’nce; davacıya ait otomobilin kundaklama sonucu yandığı hususu açık olmakla birlikte, bu durumun adi bir olay olup olmadığı, bir başka ifadeyle terör eyleminden kaynaklandığı hususunu tereddüte yer bırakmayacak kesin bir şekilde, açık ve net olarak ortaya koyacak verilerin bu aşamada mevcut olmaması karşısında, bu gerekçeyle başvurunun reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanunun ‘Amaç’ başlıklı 1. maddesinde: “Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.” hükmüne, ‘Kapsam’ başlıklı 2. maddesinde; “Bu Kanun, 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü, 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.” kuralına yer verilmiş, aynı maddenin devamında ise, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararların bu Kanun kapsamında karşılanmayacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, anılan Kanunun gerekçesinde, ” Kural olarak idarenin hukukî sorumluluğu kusur esasına dayanmaktadır. Sözü edilen kuralın istisnası olarak, idarenin önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bir takım zararların, nedensellik bağı ve kusur koşulu aranmadan karşılanması gerekmektedir. ….Ortaya çıkan zararın paylaştırılması, toplumun diğer kesimleri ile zarara ugramış kişiler arasında fedakarlığın denkleştirilmesi, hakkaniyet ve sosyal hukuk devleti ilkelerinin bir gereğidir. Kişilere verilen zararlar, ister terör örgütlerinin eylemlerinden, ister terörle mücadele sırasında Devletçe alınan tedbirlerden kaynaklanmış olsun; bu zararların belirtilen ilkeler uyarınca karşılanması, Devlete olan güveni pekiştirecek; vatandaş-Devlet kaynaşmasını artıracak, terörle mücadeleye ve toplumsal barışa önemli katkıda bulunacaktır. Terörle mücadelede Türk Silâhlı Kuvvetlerinin ve güvenlik güçlerinin kazandığı olağanüstü başarının sosyal ve ekonomik tedbirlerle desteklenmesi zorunluluğu toplumumuzun bütün kesimlerince kabul edilmektedir.” denilerek Kanunun getiriliş amacı açıklanmıştır.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerine göre, terör veya terörle mücadelede kapsamında yürütülen faaliyetlerden kaynaklanmayan zararların karşılanması hukuken olanaklı değildir.
Ancak, zararın varlığı konusunda çekişme bulunmayan uyuşmazlık konusu olayda zararın kaynağının tespiti önem kazanmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, … İl Jandarma Komutanlığı emrinde Uzman Çavuş olarak görev yapmakta olan davacıya ait otomobilin, ikamet etmekte olduğu konutun önünde 06.12.2009 tarihinde kimliği belirsiz kişi veya kişilerce yakıldığı, davacı tarafından aracının terör örgütü mensupları tarafından kundaklığından bahisle uğradığı maddi zararının 5233 sayılı Yasa hükümleri kapsamında tazmini istemiyle yapılan başvurunun Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı tarafından değerlendirildiği ve 11.05.2010 tarih ve 3636 sayılı karar ile; … İl Emniyet Müdürlüğü’nün 07.01.2010 tarih ve 83-02 sayılı yazısında söz konusu olayın terör örgütü ile alakalı bir olay olup olmadığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığının bildirildiği, …. Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 21.12.2009 tarihi yazısı ekinde bulunan Ekspertiz Raporu’nda, yapılan incelemeler neticesinde herhangi bir yangın başlatıcı ve hızlandırıcı petrol türevi madde kalıntısına rastlanılmadığı belirtildiğinden Yasa hükümleri kapsamında tazmini mümkün bir zarar bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun reddedilmesi üzerine söz konusu komisyon kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, yangının meydana gelmesini müteakip düzenlenen olay yeri inceleme raporunda; “…yapılan teknik inceleme neticesinde otonun tavanı üstünde üzerinde “Alan” ibaresi bulunan erimiş plastik pet şişe kalıntısının bulunduğunun…” belirtildiği, yanan araç üzerinden elde edilen delillerin değerlendirilmesi amacıyla gönderildiği Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı’nın 07.12.2009 tarihli Ekspertiz Raporu’nda; “yangın artıkları ve svap üzerinde yapılan test ve incelemeler neticesinde herhangi bir yangın başlatıcı ve hızlandırıcı petrol türevi madde kalıntısına rastlanılmadığının” ifade edildiği, meydana gelen yangına müdahale eden itfaiye ekibi tarafından düzenlenen 10.12.2009 tarihli yangın raporunda ise; “yangın mahalline giden ekibin araç üzerinde yapmış olduğu kontrol neticesinde olay yerinde bulunan benzin kabından dolayı yangının sabotaj sonucu meydana geldiği kanaatine varıldığının” belirtildiği, diğer taraftan, olayın meydana gelmesinden sonra Bingöl Cumhuriyet Savcılığı tarafından oto kundaklama suçu ile ilgili olarak soruşturma başlatıldığı; fakat faili meçhul şüpheli ya da şüphelilerin yakalanamaması sebebiyle açık kimliği tespit edilemeyen şüpheliler hakkında zamanaşımı süresince soruşturmanın yürütülmesine karar verildiği, buna ilişkin Daimi Arama Kararının Bingöl İl Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildiği görülmektedir.
Davacı tarafından aracının kundaklanma sonucu yakılması nedeniyle uğradığı zararlarının tespiti amacıyla açtığı ….Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliği’nin 2009/175 Değişik İş sayılı tespit davasında, anılan mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; aracın ön tarafının tamamen yanmış durumda olduğu, yanma sonucu motor aksamlarındaki parçaların özelliğini kaybettiği ve aracın çeşitli yerlerinde bölgesel yanıkların olduğu, araçta meydana gelen hasarın kalem kalem belirtilmek suretiyle hesaplandığı görülmektedir.
Olayda, davacının aracının, 06.12.2009 tarihinde gece saat 03:00 sularında kundaklanması eylemin gerçekleşme şekli gerek …l İli’nde gerekse Türkiye’nin diğer illerinde terör örgütü mensuplarınca işlenen benzer fiillerle (Molotoflu araç kundaklama eylemleriyle) benzerlik göstermektedir.
Bunun yanında, olayın meydana geldiği 2009 Aralık ayında, araç kundaklama eylemlerinin sıklıkla yapılması, olayın davacının her hangi bir kişisel husumetinden meydana geldiğine ilişkin bir belirlemenin olmaması, aksine davacının yapmış olduğu görevin niteliği gereği bulunduğu bölgede sürekli terör eylemlerine muhatap durumda bulunması, ayrıca olay yeri inceleme raporundaki tespitlerde göz önüne alındığında, davacının aracının adi bir olay sonucu yandığını söylemenin hakkaniyetle bağdaşmayacağından, aksi idarece ortaya konulmadan eldeki bu veriler ışığında davacının uğradığı maddi zararın, terör eyleminden kaynaklandığının kabulü ile 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmin edilmesi gerekirken, başvurunun reddine ilişkin olara tesis edilen işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile,… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.