Danıştay Kararı 15. Daire 2012/10112 E. 2015/8735 K. 10.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2012/10112 E.  ,  2015/8735 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/10112
Karar No : 2015/8735

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :

İstemin Özeti : …2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının ikamet ettiği, …İli, Merkez, …Köyü’nde meydana gelen terör olayları nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…2. İdare Mahkemesi’nce; anılan köyde davacıya ait malvarlığı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından; kadastro sonucu edinilen tapu senedi sunulmak suretiyle, İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanunun ‘amaç’ başlıklı 1. maddesinde: ‘’Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.’’ hükmüne, ‘kapsam’ başlıklı 2. maddesinde; ‘’Bu Kanun, 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü, 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.’’ hükmüne, 5. maddesinde; zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu halinde bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek, Kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca uygulanmış projelerin, zararın giderilmesine katkıları; zarar görenin değerlendirebileceği enkaz ve diğer yararlar; sigorta şirketlerince veya ilgili mevzuata göre kamu kurum ve kuruluşları ile sosyal güvenlik kuruluşlarınca ödenen tazminatlar, tedavi ve cenaze giderleri ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan yapılan yardımların zarar miktarından mahsup edilmesi suretiyle belirlenen ve 9 uncu veya 10 uncu maddelere göre yapılan nakdî veya aynî ödeme miktarını içeren sulhname tasarılarını hazırlamak, sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya 12 nci maddenin ikinci fıkrasına göre kabul edilmemiş sayılması hâllerinde bir uyuşmazlık tutanağı düzenleyerek bir örneğini ilgiliye tebliğ etmek (…), başvuranın, bu Kanun kapsamına giren bir zararının bulunmadığının tespit edilmesi hâlinde, buna ilişkin karar tutanağı düzenleyerek bir örneğini ilgiliye tebliğ etmek (…) komisyonun görevleri arasında sayılmış, yine aynı Kanun’un 8.maddesinde; ‘’7 nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de gözönünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir. Taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11 inci maddesinde belirtilen kıymet takdiri esaslarının kıyasen uygulanacağı’’ hükmü yer almıştır.
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yönetmelikte de benzer düzenlemelere yer verilmiş ‘Komisyonca keşif yapılması’ başlıklı 11. maddesinde; ” Komisyon gerek görmesi halinde keşif yapabilir. Komisyon başkanı belirlemiş olduğu keşif yeri ile gün ve saatini komisyon üyeleri ve/veya bilirkişi ile başvuru sahibine veya yetkili temsilcisine yazılı olarak bildirir. Başvuru sahibinin kendisi, veli veya vasisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitleri keşif mahallinde hazır bulunurlar. Muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin de keşifte hazır bulunması temin edilir. Tespit edilen günde komisyon olay mahalline giderek zararı tespit eder. Bu tespitte; a) Keşif tarihi, b) Zarar görenin adı soyadı, c) Zararın meydana geldiği yer, d) Zararın meydana geldiği tarih, e) Zararın nev’i, f) Zararın miktarı, g) Zarar gören bina, işyeri, arazi, taşıt ve ağaç gibi taşınır ve taşınmaz mallardan faydalanılma imkanının bulunup bulunmadığı, h) Zarar görenin kendi ihmal, kusur ve kastının olup olmadığı, ı) Zarardan mahsup edilmesi gereken miktarlar, ile gerekli görülen diğer hususlar tutanağa bağlanarak hazır bulunanlarca imza altına alınır. Başvuru sahibi veya yetkili temsilcisinin keşif esnasında hazır bulunmaması halinde durum tutanakta belirtilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, …İli, Merkez, …Köyü’nde meydana gelen terör olayları nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun, anılan yerleşim yerinde davacıya ait malvarlığı bulunmadığı gerekçesiyle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5233 sayılı Kanun ve yönetmelik hükümlerince, terör ve terörle mücadele nedeniyle oluşan zararların tespiti amacıyla valilikler bünyesinde oluşturulan zarar tespit komisyonlarına çok geniş yetkiler verilmiştir. Ancak, davalı idareye tanınan bu geniş yetkiler aynı zamanda idareye yükümlülük de getirmektedir. Bu yükümlülüğün gereği ise, usulüne uygun inceleme ve araştırma yapılıp her bir başvurucunun özel durumu gözönüne alınarak bir değerlendirme yapmak ve bu değerlendirme sonucunda bir karar vermektir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının başvurusu üzerine 31/05/2006 tarihinde mahalli ve teknik bilirkişilerce mahallinde keşif yapıldığı, yapılan keşif neticesinde düzenlenen, davacıya ait taşınır ve taşınmaz malvarlığı tespit edilmediğine ilişkin tutanağın davacı vekili tarafından imzalandığı görülmektedir.
Bununla birlikte; davacı tarafından, sunulan 25/01/2011 tarihli tapu senedinde, …İli, Merkez, …Köyü’nde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda davacı adına taşınmaz tespit ve tescil edildiği görülmektedir.
Olayda, her ne kadar davacı vekili tarafından, davacının taşınmazının bulunmadığına ilişkin keşif tutanağı imzalanmışsa da, sonrasında yapılan kadastro çalışmaları neticesinde davacıya ait taşınmaz tespit edilerek davacı adına tescil edildiği açıktır. Dolayısıyla davacının anılan köyde taşınmazının bulunduğu tartışmasızdır.
Bu durumda, davalı idarece, ilgili kurumlardan her türlü bilgi ve belge getirtilmek ve gerekirse mahallinde davacının veya yetkili temsilcisinin de katılımıyla keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle, kadastro çalışmaları sonucu davacı adına tespit ve tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından 5233 sayılı Kanun kapsamında zararlarının karşılanması istemiyle yapılan başvuru kapsamında yer alıp almadığı, bahsi geçen taşınmaz için daha önce 5233 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir başvuru ve ödemenin bulunup bulunmadığı, köyün boş kaldığı süre içerisinde anılan taşınmaza ilişkin tek zarar oluşacağından, mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde söz konusu dönem içerisinde, davacı adına tespit ve tescil edilen taşınmazın davacının zilyetliğinde olup olmadığı hususları araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, davacının başvurusunun, “malının bulunmadığı” gerekçesiyle reddedilmesinde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.