Danıştay Kararı 15. Daire 2011/9632 E. 2015/5735 K. 08.10.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/9632 E.  ,  2015/5735 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/9632
Karar No : 2015/5735

Temyiz Eden (Davacılar) :
Karşı Taraf (Davalı) :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacıların murisi …’in 23/05/1997 tarihinde … İli … İlçesi’nde silahla vurularak öldürülmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; yasa dışı terör örügütü tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmayan dava konusu olayın, bu haliyle 5233 sayılı Kanunun 2. maddesi kapsamında değerlendirilme olanağı bulunmadığından, davacıların 5233 sayılı Kanun uyarınca yaptıkları tazminat başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, İdare mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun “Kapsam” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında; bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı, “Karşılanacak Zararlar” başlıklı 7. maddesinde; bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla karşılanacak zararların; a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar, b)Yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri, c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararları kapsadığı, “Zararın Tespiti” başlıklı 8. maddesinde; 7. maddede belirtilen zararların, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirleneceği, “Yaralanma, Sakatlanma Ve Ölüm Hâllerinde Yapılacak Ödemeler” başlıklı 9. maddesinde; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerinde (7000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunan miktarın; e) Ölenlerin mirasçılarına elli katı tutarında nakdî ödeme yapılacağı, nakdî ödemenin tespitine esas tutulacak miktarın, ödeme yapılmasına ilişkin valinin veya Bakanın onayı tarihinde geçerli gösterge ve katsayı rakamları esas alınarak belirleneceği, birinci fıkranın (e) bendine göre belirlenen nakdî ödemenin mirasçılara intikalinde 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun mirasa ilişkin hükümleri uygulanacağı hususları kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıların murisi …’in 23/05/1997 tarihinde … İli … İlçesi’nde silahla vurularak öldürüldüğü ileri sürülerek, uğranılan zararların tazmini için yapılan başvurunun, olayda elde edilen 11 adet boş kovanın MKE’ye ait olduğu ve bölücü terör örgütünün kullandığı mermiler olmadığı, bu nedenle olayın 5233 sayılı Kanun kapsamına girmediğinden bahisle reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bakılan davada; davacıların murisi …’in ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, her ne kadar davalı idarece, olayın 5233 sayılı Kanun kapsamına girmediği gerekçesiyle davacıların başvurusu reddedilmiş ise de, davacılar murisinin ölümüyle sonuçlanan olayın gelişimi, oluş şekli, meydana geldiği yer ve tarih dikkate alındığında, o tarihlerde yörede yaşanan yaygın ve yoğun terör olaylarının bir sonucu olduğu, aksinin idarece ortaya konulamadığı ve bu haliyle 5233 sayılı Kanun kapsamında kaldığı kanaatine varıldığından, davacıların başvurusunun 5233 sayılı Kanun kapsamına girmediği gerekçesiyle reddi yönündeki dava konusu işlemde hukuka uyarlık ve davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile temyize konu idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.