Danıştay Kararı 15. Daire 2011/9590 E. 2015/5736 K. 08.10.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/9590 E.  ,  2015/5736 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/9590
Karar No : 2015/5736

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalılar) : 1-
2-

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı idarelerce temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; 17/11/1995 tarihinde, … İli, Merkez, … Köyü’nde güvenlik nedeniyle nöbet tutan davacının, nöbetteyken yaralanması sonucu %40 oranında iş göremez hale geldiğinden bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; köy korucusu olmamasına rağmen nöbet tutan davacının, köyden silah sesleri gelmesiyle birlikte kendisini yere atarak, başka bir köy korucusuna ait olan fakat davacının elinde bulunan silahın ateş alması sonucunda yaralandığı anlaşılmış olup, davacının bu sebeple uğradığı zararının terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle ortaya çıkan bir zarar olarak değerlendirilemeyeceğinden, zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanunun amaç başlıklı 1. maddesi’nde; “Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.”, kapsam başlıklı 2. maddesinde; “Bu Kanun, 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü, 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.”, hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, Merkez, … Köyü’nde 1993 yılında artan terör olayları nedeniyle 15 kişilik gönüllü köy korucusu ekibi oluşturulduğu, davacının bu ekipte yer almamasına rağmen o günlerde diğer korucuların silahıyla nöbet tuttuğu, olay günü davacının yine silahlı olarak nöbete katıldığı, 17/11/1995 tarihinde saat 21.30 civarında köyden silah seslerinin duyulduğu, silah sesleriyle beraber nöbetçilerin telaşlanarak kendilerini yere attıkları, nöbetçilerin de bu ateş sesleriyle birlikte sağa sola ateş ettikleri, davacının elindeki silahın emniyetinin açık ve ateşe hazır olduğu, silah sesleriyle beraber kendisini yere attığında silahın ateş alması sonucu yaralandığı, olay nedeniyle uğradığı zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, köy korucusu olmamasına rağmen, 1993 yılında artan terör olayları nedeniyle güvenliği sağlamak ve terörle mücadele etmek amacıyla nöbet tutan davacının yaralanması olayının, terörle mücadele kapsamında değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken; yaralanma olayının herhangi bir terör olayı ya da terörle mücadele kapsamında yürütülen bir faaliyetten kaynaklanmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.