Danıştay Kararı 15. Daire 2011/9502 E. 2015/5597 K. 01.10.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/9502 E.  ,  2015/5597 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/9502
Karar No : 2015/5597

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Sonucu itibariyle yerinde olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının 22/03/1992 tarihinde … İli, … İlçesinde yasadışı terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen gösterilerde … Köprüsünden düşerek yaralandığından bahisle uğranılan zararın tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; 22/03/1992 tarihinde …de terör örgütü lehine gösteriler yapıldığı, olaylar sırasında emniyet güçleri tarafından gösterinin kanunsuz olduğu ve dağılmaları gerektiği konusunda göstericilere ikazda bulunulduğu, bu sırada topluluk içinde bulunan bazı terör örgütü mensuplarının topluluğa dağılmamalarını, panzer üzerlerine geldiğinde yere oturmalarını söylediği, bu arada bazı örgüt mensuplarının durumdan faydalanarak panzer aracına roket ve silahlarla ateş açmaları üzerine panzerin etrafında bulunan topluluk içerisinde bulunan şahıslardan bazılarının panzerin manevra yapması sonucu paniğe kapılarak kaçmak isterken, kimisinin terör örgütünce açılan kurşunlardan, kimisinin kaçmak isterken köprüden düşerek, kimisinin de panzer aracı olay yerinden uzaklaşmak isterken öldükleri ya da yaralandıkları, davacının da bu olaylar sırasında köprüden düşerek yaralandığı, olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında adı geçen şahsın yasadışı terör örgütü lehine izinsiz gerçekleştirilen gösteriler sırasında göstericiler arasında bulunduğu, polisin yapılan gösterinin kanunsuz olduğu ve dağılmaları gerektiği yönündeki uyarılarına karşın eylemin devam ettirilmek suretiyle çıkan arbede sırasında köprüden düştüğü ve yaralandığı, böylece davacının uğradığını iddia ettiği zararın kendi kasıtlı-kusurlu davranışı sonucunda meydana geldiği ve bu haliyle 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasında; bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun’nun 1.,3. ve 4. maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddi zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; aynı maddenin ikinci fıkrasının (e) bendinde, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararların (f) bendinde ise, 3713 sayılı Kanunun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkum olanların bu fiillerinden dolayı uğradıkları zararların Kanun kapsamında bulunmadığı hükme bağlanmış, 7. maddesinde ise yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zarar ile tedavi ve cenaze giderleri, bu Kanuna göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmıştır.
Dosyanın ve Dairemizin E:2011/9484 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden, davacının 22/03/1992 tarihinde …de terör örgütü lehine yapılan gösteriler sırasında … Köprüsünden düşerek yaralanması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle yapılan başvurunun, davacının 1992 yılında Nevruz kutlamalarında çıkan olaylar esnasında … Köprüsünden düşerek yaralandığı ve olayın terör eylemi neticesinde gerçekleştiğini doğrulayan somut bir delil bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olan 22/03/1992 tarihinde …de çıkan olaylarda yaralananlara ilişkin düzenlenen tutanaklarda davacı isminin bulunmadığı, Mahkemece ara kararı ile davacıdan anılan tarihte gerçekleşen olaylarda yaralandığına ilişkin hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi ve belge istenilmesine rağmen davacı tarafından, anılan olaylarda yaralandığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmaması nedeniyle, davacının anılan olaylarda yaralandığından bahisle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Buna göre, davanın reddi yolundaki mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.