Danıştay Kararı 15. Daire 2011/7219 E. 2015/6413 K. 22.10.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/7219 E.  ,  2015/6413 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/7219
Karar No : 2015/6413

Temyiz Eden Taraflar 1- Davalı :
2-Davacılar:
Vekili :

İstemin Özeti : Davacılar tarafından, … İli, … İlçesi, … Köyü’nü terör olayları nedeniyle terk ettiklerinden bahisle malvarlıklarında meydana gelen zararlar ile murisleri …’in 08/04/1992 tarihinde ölümü nedeniyle uğradıkları ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile maddi ve manevi zararlarının tazmini istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; davacıların yaşanan terör olayları nedeniyle köylerini terk etmek zorunda kalmalarından kaynaklanan zararları yönünden, eksik inceleme nedeniyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin bu kısmının iptali, murisleri …’in ölümü nedeniyle uğradıkları ileri sürülen zararların tazmini istemi yönünden, davacılar murisinin ölüm olayının 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanacak zararlar arasında bulunmadığı gerekçesiyle reddi, malvarlığına ulaşamamaları yönünden talep ettikleri maddi tazminat isteminin, idarece bu yönde yeni bir işlem tesis edileceği, bu nedenle bu aşamada karşılanamayacağı gerekçesiyle reddi, manevi tazminat isteminin ise 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanacak zararlar arasında manevi zararların bulunmadığı gerekçesiyle reddi yolunda verilen kararın, taraflarca aleyhlerine ilişkin hükümler yönünden hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı idarece temyiz isteminin reddi gerektiği savunulurken, davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Menekşe Bozoğlu Karağaç
Düşüncesi :Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçelerindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; taraflar temyiz istemlerinin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:

Uyuşmazlık, davacılar murisinin ölümü ve terör olayları nedeniyle malvarlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının tazmini isteminin reddi işleminden doğmuştur.
Mahkeme kararındaki, dava konusu işlemin kısmen iptali, kısmen reddi ile maddi tazminat isteminin reddi yolunda verilen kararın onanması yolundaki karara katılmakla birlikte aşağıda belirtilen gerekçe ile manevi tazminat talebi yönünden kararın bozulması gerektiği görüşündeyiz.
Gerek 5233 sayılı Kanun sistematiği incelendiğinde gerek …-Türkiye davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce verilen 12 Ocak 2006 tarih ve 18888/02 no.lu karar ve gerekse 5233 sayılı Kanunun çeşitli maddelerinde yer alan “maddi” sözcüğünün iptali istemiyle yapılan başvurunun incelenmesi sonucunda Anayasa Mahkemesi’nce verilen 25.06.2009 tarih ve E:2006/79, K:2009/97 sayılı karar gerekçeleri değerlendirildiğinde, davacıların 5233 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca başvuracağı yargı yolunda manevi tazminat talep edebilecekleri açıktır.
Bu itibarla, yerel mahkemece manevi tazminat isteminin esastan incelenerek bir sonuca varılması gerekirken 5233 sayılı Kanunun manevi tazminatı kapsamadığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davacıların temyiz isteminin kısmen kabulü ile Mahkeme kararının manevi tazminat istemi yönünden bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.