Danıştay Kararı 15. Daire 2011/357 E. 2011/512 K. 04.07.2011 T.

15. Daire         2011/357 E.  ,  2011/512 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/357
Karar No : 2011/512

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :Sanayi ve Ticaret Bakanlığı/ANKARA
Karşı Taraf (Davacı) : … Sağlık Hizmetleri ve Hastane İşletmeciliği Ltd. Şti.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde, bu Kanun’un genel hükümlerinin diğer yasalardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı öngörülmüştür. Bu hüküm nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta, 5326 sayılı Kanun’da düzenlenen zamanaşımı süreleri uygulanması gerekirken, 4077 sayılı Yasanın 26. maddesine göre idari para cezasının verilmesinde zamanaşımı bulunduğu gerekçesiyle idari para cezasını iptal eden mahkeme kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete ait olup, … Dergisi’nin 1.6.2006 tarihli nüshasında yayımlanan “…. … Operasyonu ile Tatilin ve Yazın Keyfini Doyasıya Yaşayın!” başlıklı reklamda yer alan ifadelerin 4077 sayılı Kanun’un 16. maddesine aykırı olduğundan bahisle…-TL idarî para cezası ve reklam durdurma cezası verilmesine ilişkin 10.07.2007 tarih ve 142 sayılı Reklam Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; 01.06.2006 tarihinde işlenen ve dava konusu cezayı gerektiren fiil için 10.07.2007 tarihinde verilen idari para cezasının, 4077 sayılı Kanun’un 26/4. maddesi hükümlerine göre bir yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemin para cezasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline, davanın reklam durdurma cezaına ilişkin kısmı yönünden reddine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 20. maddesinde soruşturma zamanaşımı sürelerinin düzenlendiği, tüm idarî yaptırımlara karşı bu sürelerin uygulanması gerektiği ileri sürülerek, kararın para cezasının iptaline ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, Reklam Kurulu’nun 10.07.2007 tarih ve 142 sayılı toplantısında; davacı şirkete ait olup, … Dergisi’nin 1.6.2006 tarihli nüshasında yayımlanan “…. … Operasyonu ile Tatilin ve Yazın Keyfini Doyasıya Yaşayın!” başlıklı reklamda yer alan ifadelerin, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün görüşü doğrultusunda yanıltıcı ve benzer sağlık kuruluşları aleyhine haksız rekabete yol açabilecek nitelikte olması ve Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Yönetmelik’in 58. maddesi, Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik’in 5. ve 7. maddelerine aykırı olması nedeniyle 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle, aynı Yasanın 17. ve 25. maddesinin 8. fıkrası uyraınca …-TL idari para cezası verilmesi ve reklam durdurma cezası uygulandığı, bakılmakta olan davanın bu kararın iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı Kanun’un, 14.03.2003 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 4822 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 26. maddesinde; bu Kanun’da düzenlenen idarî para cezalarının verilmesine ilişkin cezai zamanaşımı süresinin bir yıl olduğu, zamanaşımı süresinin, bu Kanun hükümlerine aykırı fiilin işlendiği tarihte başlayacağı hükme bağlanmış; 08.02.2008 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 5728 sayılı Kanun’un 477. maddesi ile de 4077 sayılı Kanun’un 26. maddesinde yer alan bir yıllık zamanaşımını düzenleyen fıkra yürürlükten kaldırılmıştır.
31.03.2005 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde, bu Kanun’un genel hükümlerinin diğer yasalardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı; aynı Kanun’un “Soruşturma Zamanaşımı“ başlıklı 20. maddesinde ise; soruşturma zamanaşımı süresinin; a) Yüzbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş; b) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört, c) Yirmibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç, d) Yirmibin Türk Lirasına kadar idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde iki yıl olduğu; zamanaşımı süresinin, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlayacağı kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlıkta, idarî para cezası ve durdurma cezasının dayanağı yayın 01.06.2006 tarihinde gerçekleşmekle birlikte, söz konusu yayın ile ilgili olarak 10.07.2007 tarihli Reklam Kurulu toplantısında idarî para cezası ve durdurma cezası verilmesine karar verildiğinden; idarî para cezasının verilebilmesi açısından cezai zamanaşımı süresinin belirlenmesi önem taşımaktadır.
5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde; Kanun’un genel hükümlerinin diğer yasalardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı kurala bağlandığından, 5326 sayılı Kanun’un, kabahatlerin zamanaşımı süresine yönelik düzenleme açısından özel nitelikli Kanun olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Buna göre; 5326 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile 4077 sayılı Kanun’un, idarî para cezalarına ilişkin öngörmüş olduğu bir yıllık zamanaşımı süresinin artık uygulama olanağının kalmadığı ve 4077 sayılı Kanun’un, zamanaşımına ilişkin hükümleri açısından 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 20. maddesine tabi olacağı açık olup; dava konusu idarî para cezasının, 5326 sayılı Kanun’un 20. maddesi uyarınca zamanaşımı süresi dolmadan tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesi’nce işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin idari para cezası yönünden zamanaşımı bulunduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin kısmının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 04.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.