Danıştay Kararı 15. Daire 2011/336 E. 2011/165 K. 10.06.2011 T.

15. Daire         2011/336 E.  ,  2011/165 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/336
Karar No : 2011/165

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :Sanayi ve Ticaret Bakanlığı/ANKARA
Karşı Taraf ( Davacı ) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Tanım” başlıklı 2. maddesinde “Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.” hükmü ile kabahat kavramı tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 5560 sayılı Kanun’la değişik “Genel Kanun Niteliği” başlıklı 3/1(b) maddesinde yer alan; “Bu Kanun’un diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanır.” hükmü ile de diğer kanunlarda yer alan kabahatler hakkında da 5326 sayılı Kanun’un genel hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Ticari Reklamlar ve İlanlar” başlıklı 16. maddesinde yer alan hükümlere aykırı hareket edenler hakkında, aynı Kanun’un 25. maddesi ile idari yaptırım uygulanacağı öngörüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. ve 3. maddeleri gereği, 4077 sayılı Kanun da Kabahatler Kanunu’nun genel hükümlerine tabidir.
4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da ceza zamanaşımı süresi bir yıl olarak düzenlenmiştir. Ancak, yukarıda da ifade edildiği üzere 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun kanun yoluna başvuru dışındaki genel hükümleri 4077 sayılı Kanun’da yer alan kabahatler hakkında da uygulanacağından, zamanaşımı süreleri ile ilgili olarak 5326 sayılı Kanun’da yer alan hükümleri dikkate almak gerekecektir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu, “Kabahat” olarak nitelenen idari para cezaları için genel hükümleri düzenleyen özel bir kanundur. Kabahatlerin zamanaşımı hususunu düzenleyen özel nitelikli ve sonraki kanun hükümlerinin, tüketicilerin korunmasına yönelik olarak düzenlenen Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un idari para cezalarına ilişkin öngörmüş olduğu zamanaşımı sürelerini bertaraf edeceği açıktır.
5326 sayılı Kanun’un “Soruşturma Zamanaşımı” başlıklı 20/b maddesinde soruşturma zamanaşımı süresi; “Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idari para cezasını gerektiren kabahatlerde dört yıldır” hükmü düzenlenmiştir.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; idari para ve durdurma cezasına konu reklamın 05.05.2006 tarihinde yayınlandığı, söz konusu reklamla ilgili olarak, davacı hakkında 08.05.2007 tarih ve 140 sayılı Reklam Kurulunda, 4077 sayılı Kanun’un 4822 sayılı Kanun’la değişik 17 ve 25/8 inci maddeleri uyarınca …,-TL idari para cezası ve anılan reklamları durdurma cezası verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, idari para cezasının, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da düzenlenen 1 yıllık ceza zamanaşımı süresini değiştiren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda öngörülen “dört yıllık” zamanaşımı süresi içerisinde verildiği görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:
Dava; davacının sahibi olduğu www….net adresli internet sitesinde yayınlanan reklamların 4077 sayılı Kanun’un 16. maddesine aykırılık taşıdığından bahisle …-TL idarî para cezası ve reklam durdurma cezası verilmesine ilişkin 08.05.2007 tarih ve 140 sayılı davalı Bakanlık Reklam Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davacıya ait www….net adresli internet sitesinde www….com ve www…..com adlı sitelerin reklamının yapıldığı, bu durumun Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından davalı idareye bildirilmesi üzerine konunun incelemeye alındığı, yasadışı kumar sitesi niteliğinde olan söz konusu sitelerin reklamının yapılmasının mevzuata aykırılık taşıdığından bahisle dava konusu işlemin tesis edildiğinin görüldüğü, davacının mevzuat hükümlerine aykırı yayın yaptığı öne sürülmekteyse de 05.05.2006 tarihinde işlenen ve dava konusu cezayı gerektiren fiil için, 08.05.2007 tarihinde verilen cezanın 4077 sayılı Kanun’un 26/4. maddesi hükümlerine göre 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle idarî yaptırımlara karşı bu Kanun’da düzenlenen hükümlerin uygulanması gerektiği, Kanun’un 20. maddesinde soruşturma zamanaşımı süreleri düzenlenmiş olduğundan, tüm idarî yaptırımlara karşı bu sürelerin uygulanması gerektiği ileri sürülerek kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, Reklam Kurulunun 08.05.2007 tarih ve 140 sayılı toplantısında; davacıya ait www….net adresli internet sitesinde 05.05.2006 tarihinde www.interbahisler.com ve www…..com adlı sitelerin reklamının yapıldığı, bu durumun Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından davalı idareye bildirilmesi üzerine konunun incelemeye alındığı, yasadışı kumar sitesi niteliğinde olan söz konusu sitelerin reklamının yapılmasının mevzuata aykırılık taşıdığından bahisle idarî para cezası ve reklam durdurma cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği, bakılmakta olan davanın bu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı Kanun’un, 14.03.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4822 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 26. maddesinde; bu Kanun’da düzenlenen idari para cezalarının verilmesine ilişkin cezai zamanaşımı süresinin bir yıl olduğu; zamanaşımı süresinin, bu Kanun hükümlerine aykırı fiilin işlendiği tarihte başlayacağı hükme bağlanmış; 08.02.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5728 sayılı Kanun’un 477. maddesi ile de 4077 sayılı Kanun’un 26. maddesinde yer alan bir yıllık zamanaşımını düzenleyen fıkra yürürlükten kaldırılmıştır.
31.03.2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3. maddesinde; bu Kanun’un genel hükümlerinin diğer yasalardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı; aynı Kanun’un “Soruşturma Zamanaşımı“ başlıklı 20. maddesinde ise; soruşturma zamanaşımı süresinin; a) Yüzbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş; b) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört, c) Yirmibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç, d) Yirmibin Türk Lirasına kadar idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde iki yıl olduğu; zamanaşımı süresinin, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlayacağı kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlıkta, idari para cezası ve durdurma cezasının dayanağı yayın 05.05.2006 tarihinde yapılmakla birlikte, söz konusu yayın ile ilgili olarak 08.05.2007 tarihli Reklam Kurulu toplantısında idari para cezası ve durdurma cezası verilmesine karar verildiğinden; idari para cezasının verilebilmesi açısından cezai zamanaşımı süresinin belirlenmesi önem taşımaktadır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde; Kanun’un genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı kurala bağlandığından, 5326 sayılı Kanun’un, kabahatlerin zamanaşımı süresine yönelik düzenleme açısından özel nitelikli Kanun olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Buna göre; 5326 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile 4077 sayılı Kanun’un, idari para cezalarına ilişkin öngörmüş olduğu bir yıllık zamanaşımı süresinin artık uygulanamayacağı ve 4077 sayılı Kanun’un, zamanaşımına ilişkin hükümleri açısından 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20. maddesine tabi olacağı açık olup; dava konusu idari para cezasının, 5326 sayılı Kanun’un 20. maddesi uyarınca zamanaşımı süresi dolmadan tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesi’nce işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin zamanaşımı bulunduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine 10.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.