Danıştay Kararı 15. Daire 2011/2410 E. 2015/5016 K. 10.09.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/2410 E.  ,  2015/5016 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/2410
Karar No : 2015/5016

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Dava konusu idari para cezasının tesisinde 5510 sayılı Kanun’un lehe olan hükümleri uygulanması gerekmekte olup; bu husus gözetilmeksizin verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacı Sendikanın … Şubesine 506 sayılı Kanun 9.maddesinde ve 79.maddelerinde öngörülmesine karşın ………. adlı şahsın 01.10.2002 tarihli işe giriş bildirgesinin 2002/10-12,2003/1-12,2004/1-12,2005/1-12,2006/1-12,2007/1-12 ve 2008/1.aylara ilişkin ek aylık prim ve hizmet belgeleri ile 2003/II -III VE 2004/I.döneme ilişkin dört aylık sigorta prim bildirgelerinin kuruma verilmediğinden bahisle aynın Kanunun 140.maddesinin b ve c fıkraları uyarınca toplam 89.901,00 TL tutarında idari para cezası verilmesine ilişkin … Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğünün 02.07.2008 tarih ve 06387 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; …….isimli kişinin, ……… Şubesinin temizlik işlerinin yapmak üzere sigortasız olarak çalıştırıldığının hazırlanan müfettiş raporu ve taraf ifadeleri ile sabit olması karşısında …….’a ait işe giriş bildirgesi,dört aylık prim bordroları ve ek aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmediğinden bahisle 506 sayılı Yasanın 140/ b,c maddesi uyarınca toplam 89.901,00TL idari para cezası cezası ile tecziye edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından idare mahkemesi kararının, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden;…………… adlı şahsın… Bölge Çalışma Müdürlüğüne verdiği şikayet dilekçesi ile …………Sendikası .. Şubesi unvanlı işyerinde 30.10.2002 tarihinde işe başladığını, sigortasız olarak 10.01.2008 tarihine kadar çalıştığını,gerekçe gösterilmeksizin işten çıkarıldığını, ihbar ve kıdem tazminatının ödenmediğini belirtmesi üzerine ………………… adresinde faaliyet gösteren ……………. Sendikası … Şubesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca görevlendirilen müfettiş tarafından inceleme başlatıldığı, yapılan inceleme neticesinde hazırlanan 30.05.2008 tarih ve 108 sayılı raporda;şikayetçi şahıs ile …………………..Sendikası… Şube Başkanının ifadelerinden ……………. adlı şahsın 01.10.2002-10.01.2008 tarihleri arasında sosyal güvenlikten yoksun olarak çalıştırıldığı ve Genel Merkezin tavsiyeleri doğrultusunda işten çıkarıldığının tespit edildiğinin belirtilmesi üzerine müfettiş raporuna istinaden … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 02.07.2008 tarih ve 06387 sayılı işlemiyle iş giriş bildirgesi, dört aylık prim bordroları ve ek aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmediğinden bahisle 506 sayılı Yasanın 140/ b,c maddesi uyarınca toplam 89.901,00 TL idari para cezası uygulandığı, bu cezanın 08.07.2008 tarihinde tebliği üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı görülmektedir.
Dava konusu işlemin, işe giriş bildirgelerini, ek aylık prim ve hizmet belgelerini, dört aylık dönem bordrolarını yasal süresi içerisinde vermemesi nedeniyle uygulanan idari para cezasını kapsadığı görüldüğünden işlem, bu fiiller için ayrı ayrı değerlendirilecektir.
Dava konusu işlemin, işe giriş bildirgesnin verilmemesi nedeniyle uygulanan idarî para cezasına ilişkin kısmı incelendiğinde;
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, işlem tarihinde yürürlükte olan 9. maddesinin birinci fıkrasında, işverenin, örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgesini işçi çalıştırmaya başlayacağı tarihten önce Kuruma doğrudan vermek veya iadeli taahhütlü olarak göndermekle yükümlü olduğu hükmüne yer verilmiş; aynı Yasanın 140/(b) maddesinde, bu Yasanın 9. maddesinde belirtilen yükümlülükleri, mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere idari para cezası verileceği hükme bağlanmış, 140. maddenin son fıkrasında ise, fiilin işlendiği günden itibaren beş yıl içinde tebliğ edilemeyen idari para cezalarının zamanaşımı uğrayacağı kuralı yer almıştır.
Bu durumda, idari para cezasının davacıya 08.07.2008 tarihinde tebliğ edildiği dikkate alındığında, 01.10.2002 tarihinde verilmeyen işe giriş bildirgesi nedeniyle uygulanan idari para cezasının (251,00-TL) zamanaşımına uğradığından bu kısıma yönelik uygulanan idari para cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemin, 2002/10 ilâ 2003/8. aylarına ilişkin ek aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezası;
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, 06.08.2003 tarih ve 25191 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4958 sayılı kanun ile değişik 79. maddesinde, eksik bildirilen işçilik için ek bildirge vermeme fiilinin 140. madde uyarınca idari para cezasıyla cezalandırılacağı açık olmakla birlikte, anılan Kanun değişikliğinden önceki döneme ilişkin ek bildirgelerin verilmemesi nedeniyle para cezası verilmesini öngören bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu durumda, 4958 sayılı Kanun değişikliğinin yürürlüğe girmesinden önceki hükümlerinde ek bildirge verilmemesi eylemi için idari para cezası öngörülmediğinden 06.08.2003 tarihinden önce, yani 2002/10 ilâ 2003/7. aylarına ilişkin ek aylık sigorta prim bildirgeleri vermemesi fiili nedeniyle düzenlenen idarî para cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemin, 2003/II -III ve 2004/I. döneme ait dört aylık prim bordrosunun verilmemesi nedeniyle uygulanan idarî para cezasına ilişkin kısmı incelendiğinde;
30.10.1987 tarih ve 19619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 26.2.2000 tarih ve 23976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 16. maddesinde, işverenin her takvim ayı için çalıştırdığı sigortalılarla ilgili aylık sigorta primi bildirgelerini en geç ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu, 17. maddesinde, işverenin, dört takvim ayı için çalıştırdığı sigortalıların sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplamını, prim ödeme gün sayılarını ve gerekli diğer bilgileri gösteren dört aylık sigorta primleri bordrosunu, ilgili bulunduğu dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin 29. maddesinin (a) bendinde ise, Yönetmelikte belirtilen prim belgelerinin gerek 506 sayılı Yasanın değişik 79. maddesinin birinci fıkrasında, gerekse Yönetmelikte öngörülen sürelerde verilmemesi halinde, aynı Yasanın değişik 140. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Yukarıda hükümlerine yer verilen Kanunda, bir işyerinde çalıştırılan sigortalı ya da sigortalılar için aylık bildirgelerin verilme zorunluluğu bulunmakta, bu bildirgenin verilmemesi veya süresinden sonra verilmesi halinde de idari para cezası uygulanacağı öngörülmekte iken; dört aylık dönem bordrosu verme yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe uyulmaması halinde para cezasının uygulanacağı yönünde herhangi bir düzenlemeye yer verilmemektedir.
506 sayılı Yasanın 79. maddesinde, dört aylık dönem bordrosunun verilmesine ilişkin bir yükümlülük getirilmemesi, 140. maddesinde de buna ilişkin bir yaptırım düzenlenmemesi karşısında, dört aylık dönem bordrosunun verilmemesinden dolayı tahakkuk ettirilen idarî para cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemin, 2003/8-2008/1. aylara ait aylık prim ve hizmet bildirgelerinin verilmemesi nedeniyle her bir ay için asgari ücretin üç katı tutarında uygulanan kısmı yönünden incelenmesi;
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, 77. maddesinde, sigortalılarla işverenlerin bir ay içinde ödeyecekleri primlerin hesabında, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, ayni yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmayacağı, bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin prime tabi tutulacağı; 79. maddesinde, işverenlerin, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalının sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen asıl veya ek belgeleri ait olduğu ayı veya dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu; 140/(c) maddesinde, bu Yasanın 79. maddesinde belirtilen yükümlülükleri, mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesinde, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarlarının, prime esas kazanca tabi tutulmayacağı; bu istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemelerin prime esas kazanca tabi tutulacağı; 86. maddesinde, işverenin bir ay içinde 4 üncü ve 5 inci maddeye tâbi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tâbi sigortalıların; 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlarını, prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındakiler için en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar, diğer sigortalılar için ise ait olduğu ayı takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlü olduğu; 102. maddesinin c bendinde; 86 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri, Kurumca belirlenen şekilde ve usûlde vermeyenler ya da Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için; 1) Belgenin asıl olması halinde aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin beşte biri tutarında, 2) Belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında, 3) Ek belgenin 86 ncı maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurumca re’sen düzenlenmesi durumunda, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin yarısı tutarında, 4) Belgenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında, idari para cezası uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesinde ifadesini bulan “suç ve cezaların kanuniliği” ilkesine göre, kanunun açıkca suç saymadığı bir fiilden dolayı ceza vermek mümkün olmadığı gibi, cürüm ve kabahatin işlendiği zamandaki kanun ile sonradan çıkarılan kanun hükümleri biribirinden farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanması esastır.
Olayda, 506 sayılı Kanun hükmü dikkate alınarak davacıya asgari ücretin üç katı tutarında idari para cezası verildiği, oysa davacının fiiline uyan cezanın 5510 sayılı Kanun’la asgari ücretin iki katı oranına indirildiği görülmektedir.
Bu durumda davacının lehine olan kanun dikkate alınarak idari para cezasının asgari ücretin iki katı tutarında uygulanması gerekirken, asgari ücretin üç katı tutarında ceza verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin… tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine, 10/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.