Danıştay Kararı 15. Daire 2011/2076 E. 2016/599 K. 04.02.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/2076 E.  ,  2016/599 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/2076
Karar No : 2016/599

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili :

İstemin Özeti : … 7. İdare Mahkemesi’nin … günlü, … sayılı kararının usul ve hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması talep edilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi :Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacı adına 506 sayılı Kanun gereği, muhtelif dönemlere ait dört aylık sigorta pirimleri bordrosu ve ek/asıl prim-hizmet bildirgelerinin süresinde kuruma verilmediğinden idari para cezası uygulanmasına ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istemiyle açılmıştır.
… 7. İdare Mahkemesi’nce; inceleme raporu doğrultusunda 506 sayılı Yasa gereklerinin yerine getirilmediği bu sebeple verilen para cezasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; muhtelif dönemlere ait dört aylık sigorta pirimleri bordrosu ve ek/asıl prim-hizmet bildirgelerinin süresinde kuruma verilmediğinden davacı şirket adına idari para cezası uygulandığı anlaşılmaktadır.
Davacı adına tesis edilen işlemle uygulanan idari para cezasının birden çok kalemden oluştuğu anlaşıldığından bu ceza kalemleri ayrı ayrı değerlendirilecektir.
1 – Dört Aylık Dönem Bordrosunun Verilmemesi Nedeniyle Uygulanan İdarî Para Cezasının Değerlendirilmesi;
30.10.1987 tarih ve 19619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 26.2.2000 tarih ve 23976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 16. maddesinde, işverenin her takvim ayı için çalıştırdığı sigortalılarla ilgili aylık sigorta primi bildirgelerini en geç ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu, 17. maddesinde, işverenin, dört takvim ayı için çalıştırdığı sigortalıların sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplamını, prim ödeme gün sayılarını ve gerekli diğer bilgileri gösteren dört aylık sigorta primleri bordrosunu, ilgili bulunduğu dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin 29. maddesinin (a) bendinde ise, Yönetmelikte belirtilen prim belgelerinin gerek 506 sayılı Yasanın değişik 79. maddesinin birinci fıkrasında, gerekse Yönetmelikte öngörülen sürelerde verilmemesi halinde, aynı Yasanın değişik 140. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Yukarıda hükümlerine yer verilen Kanunda, bir işyerinde çalıştırılan sigortalı ya da sigortalılar için aylık bildirgelerin verilme zorunluluğu bulunmakta, bu bildirgenin verilmemesi veya süresinden sonra verilmesi halinde de idari para cezası uygulanacağı öngörülmekte iken; dört aylık dönem bordrosu verme yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe uyulmaması halinde para cezasının uygulanacağı yönünde herhangi bir düzenlemeye yer verilmemektedir.
506 sayılı Yasanın 79. maddesinde, dört aylık dönem bordrosunun verilmesine ilişkin bir yükümlülük getirilmemesi, 140. maddesinde de buna ilişkin bir yaptırım düzenlenmemesi karşısında, dört aylık dönem bordrosunun verilmemesinden dolayı tahakkuk ettirilen idarî para cezasında da hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
2 – Asıl/ek nitelikte Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin Sunulmaması Nedeniyle Uygulanan İdari Para Cezasının Değerlendirilmesi;
Dersane işi ile ilgili olarak faaliyette bulunan davacı adına; 2003 yılı 8. Ay ile 2004 yılı 4. Ay arası ve 2004 yılı 5. İle 2005 yılı 12. Aylar arası aylık asıl ya da ek prim/hizmet belgelerinin yasal süresinde kuruma verilmemesi nedenleriyle asgari ücretin üç katı üzerinden hesap yapılmak suretiyle idari para cezası uygulanmıştır.
2003 yılı 8. ve 9. Ayda verilmeyen bildirgeler nedeniyle uygulanan idari para cezasının değerlendirilmesi;
Dava dosyası ve inceleme raporu incelendiğinde; İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne sunulan sözleşmelerin başlangıcı her ne kadar 2003 yılı 8. Ay olsa da söz konusu dersanenin 10. Ayda fiilen çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır.
Evrensel Ceza Hukuku ilkeleri çerçevesinde, bir fiilden ötürü ceza verilebilmesi için fiilin somut bilgi ve belgeler ile aksine ihtimal verilmeyecek şekilde ispatlanmasının gerekeceği tartışmasızdır.
Kişi hakkında ceza yaptırımı uygulanabilmesi için fiilin, somut bilgi ve belge ile aksine ihtimal verilmeyecek şekilde ispatlanarak sübuta erdirilmesi ve bunun üzerine ceza yaptırımı uygulanması gerektiğinden, raporda tespit edilen hususların açıkça ortaya konulamaması nedeniyle 2003 yılı 8. ve 9. Ayda verilmeyen bildirgeler için verilen para cezasınında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
2003 yılı 10. Ayda ve sonrasında verilmeyen bildirgeler nedeniyle uygulanan idari para cezasının değerlendirilmesi;
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79. maddesinin 1. fıkrasında, işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalının sigorta primleri ve destek primi hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen asıl ve ek belgeleri ait olduğu ayı veya dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle ve Kurumca istenilmesi halinde iş yeri kayıtlarını ibraz etmekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren bir ay içinde yazılı olarak Kuruma bildirmekle yükümlüdür hükmü, aynı maddenin 5. fıkrasında da, bu yükümlülükleri yerine getirmeyen işverenler hakkında 140. madde hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktadır.
506 sayılı Kanunun 140. maddesinde, “b) Bu Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen bildirgeyi yasal süresi içinde Kuruma vermeyenlere, her bir sigortalı için aylık asgari ücret tutarında, bildirilmeyen sigortalıların çalışma izninin olmaması durumunda asgari ücretin iki katı tutarında; c) (Değişik: 24/6/2004-5198/18 md.) Bu Kanunun 79 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri anılan fıkrada belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlere her bir fiil için belgenin; 1- Asıl nitelikli olması halinde aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla Kuruma verilmiş olan belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgarî ücretin 1/5’i tutarında, 2- Ek nitelikte olması halinde Kuruma verilmiş olan her bir ek belge için aylık asgarî ücretin 1/8’i tutarında, Şu kadar ki, ek belgenin 79 uncu maddenin üçüncü fıkrasına istinaden Kurumca re’sen düzenlenmesi durumunda aylık asgarî ücretin üç katı tutarında, 3- Mahkeme kararı ile veya denetim elemanlarınca yapılan tespitler sonucunda ya da kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği saptanan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği üzerinde durulmaksızın aylık asgarî ücretin üç katı tutarında…. idari para cezası verilir.” kuralı düzenlenmiştir.
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nu yürürlükten kaldıran 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun, idari para cezasına ilişkin hükümleri 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup; anılan Yasanın 86. maddesinin 1. fıkrasında ise, işverenin bir ay içinde 4. maddeye tâbi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tâbi sigortalıların; ad ve soyadlarını, T.C. kimlik numaralarını, 80. maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlarını, prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, ait olduğu ayı takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; aynı Yasanın 102. maddesinde ise, 86. maddesinin 1. fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgelerin, Kurumca belirlenen şekilde ve usûlde ya da belirlenen süre içinde verilmediğinin, mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler sonucu anlaşılması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanacağı öngörülmüştür.
Türk Ceza Kanunu’nun 2’inci maddesinde ifadesini bulan “suç ve cezaların kanuniliği ilkesine göre, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı ceza vermek mümkün olmadığı gibi, cürüm ve kabahatin işlendiği zamandaki kanunu ile sonradan çıkarılan kanunun hükümleri birbirinden farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanması esastır.
Uyuşmazlıkta, davacının işyerinde çalıştığı sabit olan kişilere ait aylık prim hizmet belgesinin verilmemesi nedeniyle 506 sayılı Kanunun 140 (c) maddesi hükmü uyarınca ceza verilmesi gerektiği açıktır. Ancak, 506 sayılı Kanun’un 140 (c) maddesi hükmü dikkate alınarak davacıya asgari ücretin üç katı tutarında idari para cezası verildiği, oysa 506 sayılı Kanunun bir çok hükmünün 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kalktığı, davacının fiiline uyan cezanın da 5510 sayılı Kanunla asgari ücretin 2 katı oranına indirildiği görülmektedir.
Bu durumda, davacının lehine olan kanun dikkate alındığında idarî para cezasının asgari ücretin 2 katı tutarında uygulanması gerekirken, asgari ücretin 3 katı tutarında idarî para cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, … 7. İdare Mahkemesi’nin … günlü, … sayılı kararının, BOZULMASINA yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.