Danıştay Kararı 15. Daire 2011/2019 E. 2015/5060 K. 10.09.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/2019 E.  ,  2015/5060 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/2019
Karar No : 2015/5060

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :

İstemin Özeti : …3. İdare Mahkemesi’nin …günlü, … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Sonucu itibariyle yerinde olan İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; Davacı şirketin, 506 sayılı Yasanın 140. maddesi uyarınca toplam 10.727,44 TL para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…3. İdare Mahkemesi’nce; davacının üstlendiği her işle ilgili olarak işyeri bildiriminde bulunması, sicil numarası alması ve ayrı ayrı her işle ilgili çalıştırdığı işçilere ait bildirimde bulunmasının düşünülemeyeceği ve şirketçe çalıştırılan işçilerle ilgili bildirimlerin süresinde ve usulüne uygun olarak yerine getirdiği sonucuna varıldığından, davacı şirkete para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı tarafça, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacı şirket hakkında düzenlenen 04.03.2004 tarih ve 2004/40 sayılı denetim raporu ile davacı şirketin devamlı inşaat işyeri bulunmamakla birlikte … Denizcilik A.Ş.ye ait bina inşaatının sıva fayans işçiliğini yaptığı, şirketin belirtilen işlerle ilgili işçi çalıştırmasına karşın kurumda dosya açtırmadığı, hiçbir bildirimde bulunmadığının tespit edilmesi üzerine işyerinin 01.12.2002 tarihi itibariyle kanun kapsamına alınarak 1124250.34 numara ile tescilinin yapıldığı, bu kapsamda davacı adına da 506 sayılı Yasanın 79(a) maddesine istinaden yasal süresinde verilmeyen 2003/II.III. Dönem bordrosu, 2002/12, 2003/1-9 aylık prim ve hizmet belgeleri, aynı Yasanın 79(d) maddesine istinaden 2002/12, 2003/1-9 defter ve kayıtlarının Sosyal Sigortalar Kurumu Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmemesinden dolayı yine 506 sayılı Kanunun 140. Maddesinin(c ve d2) ile anılan Yönetmeliğin 25. maddesine binaen 10.717,44 TL idari para cezası verildiği, anılan cezaya karşı davacının yapmış olduğu itirazın reddi üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle İdare Mahkemesi’nce dava konusu işlemin iptaline gerekçe olarak; ” … davacının üstlendiği her işle ilgili olarak işyeri bildiriminde bulunması, sicil numarası alması ve ayrı ayrı her işle ilgili çalıştırdığı işçilere ait bildirimde bulunmasının düşünülemeyeceği … ” vurgulanmış ise de, davacı şirketin ünvanında belirtildiği üzere iştigal alanının sağlık hizmetleri olduğu, dava konusu işleme dayanak teşkil eden iştigalin ise inşaat işi olduğu dolayısıyla Yasa’da öngörülen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerektiği açıktır.
Bu bakımdan dava konusu işlemin iptaline ilişkin karar, davalı tarafça temyiz edildiğinden tesis edilen idari para cezasının her bir kaleminin hukuka uygunluğu ayrı ayrı değerlendirilecektir.
1 – Dört Aylık Dönem Bordrosunun Verilmemesi Nedeniyle Uygulanan İdarî Para Cezasının Değerlendirilmesi;
30.10.1987 tarih ve 19619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 26.2.2000 tarih ve 23976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 16. maddesinde, işverenin her takvim ayı için çalıştırdığı sigortalılarla ilgili aylık sigorta primi bildirgelerini en geç ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu, 17. maddesinde, işverenin, dört takvim ayı için çalıştırdığı sigortalıların sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplamını, prim ödeme gün sayılarını ve gerekli diğer bilgileri gösteren dört aylık sigorta primleri bordrosunu, ilgili bulunduğu dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin 29. maddesinin (a) bendinde ise, Yönetmelikte belirtilen prim belgelerinin gerek 506 sayılı Yasanın değişik 79. maddesinin birinci fıkrasında, gerekse Yönetmelikte öngörülen sürelerde verilmemesi halinde, aynı Yasanın değişik 140. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Yukarıda hükümlerine yer verilen Kanunda, bir işyerinde çalıştırılan sigortalı ya da sigortalılar için aylık bildirgelerin verilme zorunluluğu bulunmakta, bu bildirgenin verilmemesi veya süresinden sonra verilmesi halinde de idari para cezası uygulanacağı öngörülmekte iken; dört aylık dönem bordrosu verme yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe uyulmaması halinde para cezasının uygulanacağı yönünde herhangi bir düzenlemeye yer verilmemektedir.
506 sayılı Yasanın 79. maddesinde, dört aylık dönem bordrosunun verilmesine ilişkin bir yükümlülük getirilmemesi, 140. maddesinde de buna ilişkin bir yaptırım düzenlenmemesi karşısında, dört aylık dönem bordrosunun verilmemesinden dolayı tahakkuk ettirilen idarî para cezasında da hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
2 – Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin Sunulmaması Nedeniyle Uygulanan İdari Para Cezalarının Değerlendirilmesi;
Davacı adına 2012 yılı 12. Ay ile 2003 yılı 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9. Aylara ait aylık prim/hizmet belgelerinin sunulmaması nedeniyle asgari ücretin üç katı üzerinden hesap yapılmak suretiyle idari para cezası uygulanmıştır.
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79. maddesinin 1. fıkrasında, işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalının sigorta primleri ve destek primi hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen asıl ve ek belgeleri ait olduğu ayı veya dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle ve Kurumca istenilmesi halinde iş yeri kayıtlarını ibraz etmekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren bir ay içinde yazılı olarak Kuruma bildirmekle yükümlüdür hükmü, aynı maddenin 5. fıkrasında da, bu yükümlülükleri yerine getirmeyen işverenler hakkında 140. madde hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktadır.
506 sayılı Kanunun 140. maddesinde, “b) Bu Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen bildirgeyi yasal süresi içinde Kuruma vermeyenlere, her bir sigortalı için aylık asgari ücret tutarında, bildirilmeyen sigortalıların çalışma izninin olmaması durumunda asgari ücretin iki katı tutarında; c) (Değişik: 24/6/2004-5198/18 md.) Bu Kanunun 79 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri anılan fıkrada belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlere her bir fiil için belgenin; 1- Asıl nitelikli olması halinde aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla Kuruma verilmiş olan belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgarî ücretin 1/5’i tutarında, 2- Ek nitelikte olması halinde Kuruma verilmiş olan her bir ek belge için aylık asgarî ücretin 1/8’i tutarında, Şu kadar ki, ek belgenin 79 uncu maddenin üçüncü fıkrasına istinaden Kurumca re’sen düzenlenmesi durumunda aylık asgarî ücretin üç katı tutarında, 3- Mahkeme kararı ile veya denetim elemanlarınca yapılan tespitler sonucunda ya da kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği saptanan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği üzerinde durulmaksızın aylık asgarî ücretin üç katı tutarında…. idari para cezası verilir.” kuralı düzenlenmiştir.
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nu yürürlükten kaldıran 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun, idari para cezasına ilişkin hükümleri 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup; anılan Yasanın 86. maddesinin 1. fıkrasında ise, işverenin bir ay içinde 4. maddeye tâbi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tâbi sigortalıların; ad ve soyadlarını, T.C. kimlik numaralarını, 80. maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlarını, prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, ait olduğu ayı takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; aynı Yasanın 102. maddesinde ise, 86. maddesinin 1. fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgelerin, Kurumca belirlenen şekilde ve usûlde ya da belirlenen süre içinde verilmediğinin, mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler sonucu anlaşılması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanacağı öngörülmüştür.
Türk Ceza Kanunu’nun 2’inci maddesinde ifadesini bulan “suç ve cezaların kanuniliği ilkesine göre, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı ceza vermek mümkün olmadığı gibi, cürüm ve kabahatin işlendiği zamandaki kanunu ile sonradan çıkarılan kanunun hükümleri birbirinden farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanması esastır.
Uyuşmazlıkta, davacının işyerinde çalıştığı sabit olan kişilere ait aylık prim hizmet belgesinin verilmemesi nedeniyle 506 sayılı Kanunun 140 (c) maddesi hükmü uyarınca ceza verilmesi gerektiği açıktır. Ancak, 506 sayılı Kanun’un 140 (c) maddesi hükmü dikkate alınarak davacıya asgari ücretin üç katı tutarında idari para cezası verildiği, oysa 506 sayılı Kanunun bir çok hükmünün 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kalktığı, davacının fiiline uyan cezanın da 5510 sayılı Kanunla asgari ücretin 2 katı oranına indirildiği görülmektedir.
Bu durumda, davacının lehine olan kanun dikkate alındığında idarî para cezasının asgari ücretin 2 katı tutarında uygulanması gerekirken, asgari ücretin 3 katı tutarında idarî para cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
3 – Kayıt Geçersizliği(Kayıtlara Yansıtmama) Nedeniyle Uygulanan İdari Para Cezalarının Değerlendirilmesi;
Davacıya işyerinde kurum müfettişlerince yapılan denetim sonucunda, işyerinde çalıştığı tespit edilen kişinin/kişilerin çalışmalarının ve ücret ödeme belgelerinin defter ve kayıtlara işlenmemesi nedeniyle idari para cezası uygulandığı anlaşıldığında çalıştırıldığı tespit edilen kişiye/kişilere ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmemesinden dolayı idari para cezası tahakkuk ettirildiği, dolayısıyla bu kişinin çalıştırıldığı halde belgelerinin düzenlenerek Kurum’a verilmemesi nedeniyle davacıya idari para cezası verildiği, aynı sebepten kaynaklanan çalışma gün ve kazançlarının ibraz edilen defter ve belgelerde bulunmadığından bahisle davacı adına uygulanan bahse konu cezanın mükerrer ceza olduğu kanaatine varılmış olup, bu kısmın iptal edilmesi gerekecektir.
Açıklanan nedenlerle, sonucu itibariyle yerinde olduğu anlaşılan …3. İdare Mahkemesi’nin …günlü, … sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.