Danıştay Kararı 15. Daire 2011/1949 E. 2016/969 K. 18.02.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/1949 E.  ,  2016/969 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/1949
Karar No : 2016/969

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…; K:…sayılı kararının usul ve hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması talep edilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır
T.H Düşüncesi : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının 506 sayılı Kanun gereklerini yerine getirmediğinden bahisle tesis edilen 105.832,35 TL tutarındaki 13.03.2008 gün ve 035124 sayılı işlemle tesis edilen idari para cezasına yaptığı itirazın reddine ilişkin 03.9.2008 gün ve 144582 sayılı komisyon kararının iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesi’nce; davacının işyerinde sigortasız olarak işçi çalıştırdığının, işyeri bildirgesinin sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihte, sigortalı işe giriş bildirgelerinin işe başlatılmadan önce, asıl veya ek belgelerin ise ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar kuruma verilmediğinin, yönetmelikle belirlenen belgenin işyerinde asılı olmadığının fiilen ve kayden yapılan tespit ile sabit olduğundan tesis edilen idari para cezasında hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket hakkında Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığının 28.07.2006 gün …sayılı genel denetim raporu doğrultusunda; 01.09.2003 tarihinden itibaren sigortalı çalıştırılmış olmasına rağmen işyeri açılışının 30.11.2003 olarak kuruma beyan edilmesi nedeniyle işyeri bildirgesinin en son sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihte kuruma verilmediği, 23 sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin işe başlatılmadan önce verilmediği, anılan sigortalılar ile ilgili 2003/3 ve 2004/1 dönem bordrolarının, 2003-2006 yılları arasında belirlenen dönemlerde sigorta prim bildirgelerinin,sosyal güvenlik prim bildirgelerinin ve belgelerinin, aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmediği, işyeri denetim tarihinde(11.05.2006) aylık prim ve hizmet belgesinin (2006/3) işyerinde asılı olmadığından bahisle 105.832,35 TL tutarındaki 13.03.2008 gün ve 035124 sayılı idari para cezasına yapılan itirazın reddine ilişkin 03.9.2008 gün ve 144582 sayılı komisyon kararının tesis edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Gerek Mülga 506 Sayılı Kanun gerekse 5510 sayılı Kanunda işverenin sigortaya tabi işçi çalıştırmaya başlamadan önce bildirimde bulunması öngörülmüş ve aksi davranışların cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükümlere göre ceza verilebilmesi için öncelikle prim tahakkukuna ve cezaya esas alınan fiil ve olayların somut kesin ve hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde davalı idarece tesbiti gerekli ve zorunludur. Bu tesbitleri kimi zaman çalışanların şikayet ve itirazları kimi zaman işverene ait kayıt ve defterler bazı zamanlarda ise diğer kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerine bakılarak yapılabilecek ve aksi sabit oluncaya kadar bu tesbitlere itibar edilecektir.
Dava konusu işlemin, davacıya ait Dershane hakkında düzenlenen Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığının 28.07.2006 gün … sayılı genel denetim raporuna dayanılarak tesisi edildiği, Dershane şubesine ait kayıt ve belgeler incelenmeden yalnızca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’den gönderilen personel sözleşmelerine göre tespitlerin yapıldığı dikkate alındığında, davacıya ait Dershanede bulunan tüm kayıt ve belgeler(ders defterleri, yıllık plan, günlük yoklama fişleri vs.) incelenerek, çalışanların ve işverenin ifadesine de başvurarak söz konusu öğrtemenlerin sözleşmelerde tespit edilen tarihlerde işyerinde çalışmaya başladıkları somut bilgi ve belge ile aksine ihtimal verilmeyecek şekilde ispatlanarak sübuta erdirilmesi ve bunun üzerine ceza yaptırımı uygulanması gerektiğinden, raporda tespit edilen hususların açıkça ortaya konulamaması nedeniyle verilen para cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacı şirket hakkında ceza yaptırımı uygulanabilmesi için fiilin, somut bilgi ve belge ile aksine ihtimal verilmeyecek şekilde ispatlanarak sübuta erdirilmesi ve bunun üzerine ceza yaptırımı uygulanması gerektiği anlaşıldığından, dava konusu işlemin iptali gerekirken davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, …. İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.