Danıştay Kararı 15. Daire 2011/1925 E. 2016/970 K. 18.02.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/1925 E.  ,  2016/970 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/1925
Karar No : 2016/970

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı):
Vekili :
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacı): Vekili :

İstemin Özeti : … 7. İdare Mahkemesi’nin … günlü, … sayılı kararının taraflarca usul ve hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek aleyhlerine olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Taraflarca savunma verilmemiştir.
Hakim Düşününcesi :Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirket adına, 506 sayılı Kanunun 140. maddesi uyarınca toplam 80.932,05 TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin 13.12.2006 tarih ve 144080 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… 7. İdare Mahkemesi’nce; davacı şirket hakkında 80.932,05 TL para cezası uygulanmasına ilişkin işlemin 8.472,60 TL’lik kısmının; ” 506 sayılı yasanın 140. maddenin c bendinde 24.06.2004 tarihinde yapılan değişiklik ile denetim elemanlarınca yapılan inceleme sonucunda eksik bildirildiği saptanan sigortalılarla ilgili olarak düzenlenen belgelerin asıl veya ek nitelikte olup olmadığına veya işverence düzenlenip düzenlenmediğine bakılmaksızın aylık asgari ücretin 3 katı tutarında para cezası verileceği düzenlemesinin getirildiği görüldüğü ve dört aylık dönem bordrosu verilmemesi halinde ceza uygulanmasını öngören yasal düzenlemenin mevcut olmadığı” gerekçesiyle iptaline , 72.459,45-YTL kısmı yönünden ise; ” yasa gereklerinin yerine getirilmediğinin anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflarca, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip aleyhlerine olan kısımların bozulması istenilmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; muhtelif dönemlere ait dört aylık sigorta pirimleri bordrosu ve ek/asıl prim-hizmet bildirgelerinin ve işe giriş bildirgelerinin süresinde kuruma verilmediğinden davacı şirket adına idari para cezası uygulandığı anlaşılmaktadır.
Davacı adına tesis edilen işlemle uygulanan idari para cezasının birden çok kalemden oluştuğu anlaşıldığından bu ceza kalemleri ayrı ayrı değerlendirilecektir.
1 – Dört Aylık Dönem Bordrosunun Verilmemesi Nedeniyle Uygulanan İdarî Para Cezasının Değerlendirilmesi;
30.10.1987 tarih ve 19619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 26.2.2000 tarih ve 23976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 16. maddesinde, işverenin her takvim ayı için çalıştırdığı sigortalılarla ilgili aylık sigorta primi bildirgelerini en geç ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu, 17. maddesinde, işverenin, dört takvim ayı için çalıştırdığı sigortalıların sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplamını, prim ödeme gün sayılarını ve gerekli diğer bilgileri gösteren dört aylık sigorta primleri bordrosunu, ilgili bulunduğu dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin 29. maddesinin (a) bendinde ise, Yönetmelikte belirtilen prim belgelerinin gerek 506 sayılı Yasanın değişik 79. maddesinin birinci fıkrasında, gerekse Yönetmelikte öngörülen sürelerde verilmemesi halinde, aynı Yasanın değişik 140. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Yukarıda hükümlerine yer verilen Kanunda, bir işyerinde çalıştırılan sigortalı ya da sigortalılar için aylık bildirgelerin verilme zorunluluğu bulunmakta, bu bildirgenin verilmemesi veya süresinden sonra verilmesi halinde de idari para cezası uygulanacağı öngörülmekte iken; dört aylık dönem bordrosu verme yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe uyulmaması halinde para cezasının uygulanacağı yönünde herhangi bir düzenlemeye yer verilmemektedir.
506 sayılı Yasanın 79. maddesinde, dört aylık dönem bordrosunun verilmesine ilişkin bir yükümlülük getirilmemesi, 140. maddesinde de buna ilişkin bir yaptırım düzenlenmemesi karşısında, dört aylık dönem bordrosunun verilmemesinden dolayı tahakkuk ettirilen idarî para cezasında da hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda davacı hakkında dört aylık dönem bordrosunun verilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezasının iptaline ilişkin Mahkeme kararının yukarıdaki gerekçeyle onanması gerekmiştir.
2 – İşe Giriş Bildirgeleri ile Asıl/ek nitelikte Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin ve Sosyal Güvenlik Destek Primleri Hizmet Belgelerinin Sunulmaması Nedeniyle Uygulanan İdari Para Cezasının Değerlendirilmesi;
Dava dosyası ve inceleme raporu incelendiğinde; uygulanan cezaya esas teşkil eden hususun İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne sunulan sözleşmeler olduğu anlaşılmaktadır. Oysa ki, sözleşmelerde işe başlama tarihi olarak belirtilen tarihin fiilen çalışmaya esas tarih olarak dikkate alınması tek başına yeterli olmayacak, bu durumun somut verilerle desteklenmesi gerekecektir.
Evrensel Ceza Hukuku ilkeleri çerçevesinde, bir fiilden ötürü ceza verilebilmesi için fiilin somut bilgi ve belgeler ile aksine ihtimal verilmeyecek şekilde ispatlanmasının gerekeceği tartışmasızdır.
Kişi hakkında ceza yaptırımı uygulanabilmesi için fiilin, somut bilgi ve belge ile aksine ihtimal verilmeyecek şekilde ispatlanarak sübuta erdirilmesi ve bunun üzerine ceza yaptırımı uygulanması gerektiğinden, raporda tespit edilen hususların açıkça ortaya konulamaması nedeniyle davacı hakkında uygulanan para cezasınında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı tarafın temyiz isteminin reddi, davacının temyiz isteminin ise kabulüyle, … 7. İdare Mahkemesi’nin … günlü, … sayılı kararının, dört aylık dönem bordrosunun verilmemesi nedeniyle uygulanan idarî para cezasına ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, işe giriş bildirgeleri ile asıl/ek nitelikte aylık prim ve hizmet belgelerinin ve sosyal güvenlik destek primleri hizmet belgelerinin sunulmaması nedeniyle uygulanan idari para cezasına ilişkin bölümlerinin BOZULMASINA bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.