Danıştay Kararı 15. Daire 2011/1484 E. 2015/6097 K. 15.10.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/1484 E.  ,  2015/6097 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/1484
Karar No : 2015/6097

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi :Dava konusu idari para cezasının tesisinde 5510 sayılı Kanun’un lehe olan hükümleri uygulanması gerekmekte olup; bu husus gözetilmeksizin verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirketin işyerinde çalışan ……ve ………..isimli işçiler için işe giriş bildirgelerinin, 2003/1-2005/7 dönemine ilişkin aylık sigorta prim ve hizmet belgesinin, 2003/2,3 ve 2004/1. döneme ilişkin dönem bordrolarının verilmemesi ve işyeri kayıtlarının davalı idareye ibraz edilmemesi nedeniyle 506 sayılı Yasa’nın 140. maddesinin (b), (c) ve (d) fıkraları uyarınca toplam 42.208,00 TL para cezası verilmesine ilişkin 21.02.2008 gün ve 063703 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İzmir 4. İdare Mahkemesince; ……… ve …………..isimli işçilerin davacı şirketin işyerinde sigortasız olarak çalıştıklarının davalı idarece tespiti üzerine davacı şirket adına tahakkuk ettirilen primlerin davacı şirket tarafından ödenmesi ve İş Mahkemesinde dava konusu edilmemesi böylece davacı şirket tarafından da anılan şahısların sigortasız olarak çalıştıklarının zımnen kabulü karşısında davacı şirkete dava konusu işlemle 42.408,00 TL para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirketin işyerinde çalışan ……. ve …………….isimli işçiler için işe giriş bildirgelerinin, 2003/1-2005/7 dönemine ilişkin aylık sigorta prim ve hizmet belgesinin, 2003/2,3 ve 2004/1. döneme ilişkin dönem bordrolarının verilmemesi ve işyeri kayıtlarının geçersiz olmasının tespiti üzerine düzenlenen inceleme raporu uyarınca davacı şirkete 2004/1 ve 2004/8 dönemine ilişkin sigortalı işe giriş bildirgelerinin verilmemesi nedeniyle 867,15 TL, 2003/1-2005/7 dönemine ilişkin aylık sigorta prim ve hizmet belgesinin verilmemesi nedeniyle 31.334,85 TL, 2003/2,3 ve 2004/1. döneme ilişkin dönem bordrolarının verilmemesi nedeniyle 3.456,00 TL ve davacı şirkete ait kayıtların geçersizliği haline uygulanacak idari para cezasının kayıt ibraz etmeme haline uygulanacak idari para cezasının üstünde olması nedeniyle 2007/4. döneme ilişkin kayıt ibraz etmeme fiili uyarınca 6.750,00 TL toplamda ise dava konusu işlemle 42.408,00 TL para cezası verildiği, davacı şirketin yasal süre içinde anılan para cezalarına yaptığı itirazın davalı idare itiraz komisyonunca reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemin, aylık prim hizmet belgeleri ve dört aylık dönem bordrosu, işe giriş bildirgeleri verilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezasını kapsadığı görüldüğünden işlem, bu fiiller için ayrı ayrı değerlendirilecektir.
Dava konusu işlemin, 2003/7 ilâ 2004/12. aylar ve 2005/3-7. aylara ait aylık prim ve hizmet bildirgelerinin verilmemesi nedeniyle her bir ay için asgari ücretin üç katı tutarında uygulanan kısmı yönünden incelenmesi;
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, 77. maddesinde, sigortalılarla işverenlerin bir ay içinde ödeyecekleri primlerin hesabında, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, ayni yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmayacağı, bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin prime tabi tutulacağı; 79. maddesinde, işverenlerin, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalının sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen asıl veya ek belgeleri ait olduğu ayı veya dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu; 140/(c) maddesinde, bu Yasanın 79. maddesinde belirtilen yükümlülükleri, mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesinde, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarlarının, prime esas kazanca tabi tutulmayacağı; bu istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemelerin prime esas kazanca tabi tutulacağı; 86. maddesinde, işverenin bir ay içinde 4 üncü ve 5 inci maddeye tâbi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tâbi sigortalıların; 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlarını, prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındakiler için en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar, diğer sigortalılar için ise ait olduğu ayı takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlü olduğu; 102. maddesinin c bendinde; 86 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri, Kurumca belirlenen şekilde ve usûlde vermeyenler ya da Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için; 1) Belgenin asıl olması halinde aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin beşte biri tutarında, 2) Belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında, 3) Ek belgenin 86 ncı maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurumca re’sen düzenlenmesi durumunda, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin yarısı tutarında, 4) Belgenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında, idari para cezası uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesinde ifadesini bulan “suç ve cezaların kanuniliği” ilkesine göre, kanunun açıkca suç saymadığı bir fiilden dolayı ceza vermek mümkün olmadığı gibi, cürüm ve kabahatin işlendiği zamandaki kanun ile sonradan çıkarılan kanun hükümleri biribirinden farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanması esastır.
Olayda, 506 sayılı Kanun hükmü dikkate alınarak davacıya asgari ücretin üç katı tutarında idari para cezası verildiği, oysa davacının fiiline uyan cezanın 5510 sayılı Kanun’la asgari ücretin iki katı oranına indirildiği görülmektedir.
Bu durumda davacının lehine olan kanun dikkate alınarak idari para cezasının asgari ücretin iki katı tutarında uygulanması gerekirken, asgari ücretin üç katı tutarında ceza verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Dava konusu işlemin, dört aylık prim bordrosunun verilmemesi nedeniyle uygulanan idarî para cezasına ilişkin kısmı incelendiğinde;
30.10.1987 tarih ve 19619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 26.2.2000 tarih ve 23976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 16. maddesinde, işverenin her takvim ayı için çalıştırdığı sigortalılarla ilgili aylık sigorta primi bildirgelerini en geç ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu, 17. maddesinde, işverenin, dört takvim ayı için çalıştırdığı sigortalıların sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplamını, prim ödeme gün sayılarını ve gerekli diğer bilgileri gösteren dört aylık sigorta primleri bordrosunu, ilgili bulunduğu dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin 29. maddesinin (a) bendinde ise, Yönetmelikte belirtilen prim belgelerinin gerek 506 sayılı Yasanın değişik 79. maddesinin birinci fıkrasında, gerekse Yönetmelikte öngörülen sürelerde verilmemesi halinde, aynı Yasanın değişik 140. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Yukarıda hükümlerine yer verilen Kanunda, bir işyerinde çalıştırılan sigortalı ya da sigortalılar için aylık bildirgelerin verilme zorunluluğu bulunmakta, bu bildirgenin verilmemesi veya süresinden sonra verilmesi halinde de idari para cezası uygulanacağı öngörülmekte iken; dört aylık dönem bordrosu verme yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe uyulmaması halinde para cezasının uygulanacağı yönünde herhangi bir düzenlemeye yer verilmemektedir.
506 sayılı Yasanın 79. maddesinde, dört aylık dönem bordrosunun verilmesine ilişkin bir yükümlülük getirilmemesi, 140. maddesinde de buna ilişkin bir yaptırım düzenlenmemesi karşısında, dört aylık dönem bordrosunun verilmemesinden dolayı tahakkuk ettirilen idarî para cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemin, 2003/1 ilâ 2003/6. aylara ait aylık prim ve hizmet belgeleri, işe giriş bildirgelerinin verilmediği ve kayıt ibraz etmeme gerekçesiyle uygulanan idarî para cezasına ilişkin kısmı incelendiğinde ise; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, davacının bu kısma yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kısmen kabulü ile… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, işlemin 2003/7 ilâ 2004/12. aylar ve 2005/3-7. aylara aylık prim hizmet belgeleri ile dört aylık dönem bordrosunun verilmemesinden dolayı uygulanan idari para cezasına yönelik davanın reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA, davacı temyiz isteminin kısmen reddiyle, kararın, dava konusu işlemin, 2003/1 ilâ 2003/6. aylara ait aylık prim ve hizmet belgeleri, işe giriş bildirgelerinin verilmediği ve kayıt ibraz etmeme gerekçesiyle uygulanan idarî para cezasına ilişkin kısmının ONANMASINA, dosyanın bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.