Danıştay Kararı 15. Daire 2011/13892 E. 2015/6729 K. 27.10.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2011/13892 E.  ,  2015/6729 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/13892
Karar No : 2015/6729

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Eksik tespitlere dayalı tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından kararın bu gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava; davacıya 506 sayılı Kanun uyarınca 20,897,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin ve bu cezaya yapılan itirazın reddine ilişkin komisyon kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; davacıya ait işyeri hakkında düzenlenen ve davacının kardeşi tarafından imzalanan 25.01.2007 tarihli durum tespit tutanağında dayanılarak söz konusu işyerinde 26.01.2006 tarihinden itibaren işçi çalıştırıldığı ve bildirgelerinin verilmediği anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, 77. maddesinde, sigortalılarla işverenlerin bir ay içinde ödeyecekleri primlerin hesabında, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, ayni yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmayacağı, bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin prime tabi tutulacağı; 79. maddesinde, işverenlerin, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalının sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen asıl veya ek belgeleri ait olduğu ayı veya dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlü olduğu; 140/(c) maddesinde, bu Yasanın 79. maddesinde belirtilen yükümlülükleri, mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesinde, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarlarının, prime esas kazanca tabi tutulmayacağı; bu istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemelerin prime esas kazanca tabi tutulacağı; 86. maddesinde, işverenin bir ay içinde 4 üncü ve 5 inci maddeye tâbi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tâbi sigortalıların; 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlarını, prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındakiler için en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar, diğer sigortalılar için ise ait olduğu ayı takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlü olduğu; 102. maddesinin c bendinde; 86 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri, Kurumca belirlenen şekilde ve usûlde vermeyenler ya da Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için; 1) Belgenin asıl olması halinde aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin beşte biri tutarında, 2) Belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında, 3) Ek belgenin 86 ncı maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurumca re’sen düzenlenmesi durumunda, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin yarısı tutarında, 4) Belgenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında, idari para cezası uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesinde ifadesini bulan “suç ve cezaların kanuniliği” ilkesine göre, kanunun açıkca suç saymadığı bir fiilden dolayı ceza vermek mümkün olmadığı gibi, cürüm ve kabahatin işlendiği zamandaki kanun ile sonradan çıkarılan kanun hükümleri biribirinden farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanması esastır.
Olayda, 506 sayılı Kanun hükmü dikkate alınarak davacıya asgari ücretin üç katı tutarında idari para cezası verildiği, oysa davacının fiiline uyan cezanın 5510 sayılı Kanun’la asgari ücretin iki katı oranına indirildiği görülmektedir.
Bu durumda davacının lehine olan kanun dikkate alınarak idari para cezasının asgari ücretin iki katı tutarında uygulanması gerekirken, asgari ücretin üç katı tutarında ceza verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:

Dava; davacıya 506 sayılı Kanun uyarınca 20,897,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin ve bu cezaya yapılan itirazın reddine ilişkin komisyon kararının iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince; davacıya ait işyeri hakkında düzenlenen ve davacının kardeşi tarafından imzalanan 25.01.2007 tarihli durum tespit tutanağında dayanılarak söz konusu işyerinde 26.01.2006 tarihinden itibaren işçi çalıştırıldığı ve bildirgelerinin verilmediği anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Olayda, Uşak Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü kontrol memurları tarafından düzenlenen 25.01.2007 tarihli işyeri durum tespit tutanağında işveren veya işveren vekilinin imzasının bulunmadığı, ayrıca bu tutanağa istinaden düzenlenen 26.01.2007 tarih ve İ.Ç. 2007/004 sayılı raporda işveren veya işveren vekilinin ifadesine başvurulmadığı görülmüş olup eksik tespitler sonucu tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, dava konusu işlemin yukarıda yer verilen gerekçeyle iptal edilmesi gerektiğinden davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerekirken, Dairemizin bozma kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.