Danıştay Kararı 14. Daire 2016/909 E. 2017/462 K. 02.02.2017 T.

Danıştay 14. Daire Başkanlığı         2016/909 E.  ,  2017/462 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/909
Karar No : 2017/462

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : ……….. İdare Mahkemesinin …günlü, E:…., K:…. sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi:
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince,dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
Dava; 2872 sayılı Çevre Kanununun 20/b maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine ilişkin, 17.12.2014 tarih ve 20575802-858 sayılı yazı ile bildirilen, ……. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 2014/71 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; faaliyet konusu ve üretim kapasitesi bakımından geçici faaliyet belgesi ve çevre iznine tabi olmadığı ……..Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 20.07.2015 tarih ve 150.02 sayılı yazısı ile sabit olan davacı işletme hakkında geçici faaliyet belgesi almamak suretiyle Çevre Kanununa muhalefet ettiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendinde; dava dilekçelerinin husumet yönünden inceleneceği, 15/1-c maddesinde ise; davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması durumunda dava dilekçesinin belirlenecek gerçek hasma tebliğ edileceği, aynı Kanunun 14. maddesinin 6. fıkrasında; yukarıda belirtilen usule aykırılığın ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde davanın her aşamasında 15. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, yine aynı Kanunun 49/1-c maddesinde ise; usul hükümlerine uyulmamış olunması, kararın bozulmasını gerektiren sebepler arasında sayılmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanununun 24. maddesinin 1. fıkrasında; “Bu Kanunda öngörülen idarî yaptırım kararlarını verme yetkisi Bakanlığa aittir” hükmüne, 3. fıkrasında ise “Bu Kanunda öngörülen idarî yaptırım kararları Bakanlık merkez teşkilâtında genel müdürler, taşra teşkilâtında il çevre ve orman müdürlerince verilir” hükmüne; öte yandan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasında; “İl genel idaresinin başı ve mercii validir. Bakanlıkların kuruluş kanunlarına göre illerde lüzumu kadar teşkilat bulunur. Bu teşkilatın her birinin başında bulunanlar il idare şube başkanlarıdır. Bunların emri altında çalışanlar ilin ikinci derecede memurlarıdır. Bu teşkilat valinin emri altındadır” hükmüne; 9. maddesinin 1. fıkrasında “Vali, ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her Bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vasıtasıdır” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümler birlikte incelendiğinde; dava konusu edilen işlemin, bu işlemi tesis eden idarenin ve bunlara bağlı olarak husumet yöneltilen tarafın açık ve kesin bir şekilde dava dilekçesinde belirtileceği, yargı yerince yapılan inceleme sonucunda ise, davanın konusu esas alınmak suretiyle, davalı tarafın hatalı gösterilmiş olması halinde husumetin düzeltilmesine re’sen karar verileceği ve varsa dava konusu işlemin tesisinde ilgisi olmayan tarafın husumet mevkiinden çıkartılarak davanın doğru hasım belirlenerek görülmesine karar verileceği tabii olup, davaya konu uyuşmazlığın incelenmesi ve sonuçlandırılmasının ancak husumetin doğru olarak tespit edilmesine bağlı olması nedeniyle husumete yönelik eksiklik ya da yanlışlık içeren bir kararın bu yönden usul hükümlerine aykırılık taşıyacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, 2872 sayılı Çevre Kanununun ihlal edildiği gerekçesiyle idari para cezası verilmesine ilişkin ……….. Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, İdare Mahkemesince, dava konusu işlemi tesis eden ………..Valiliği yerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı husumetiyle davanın görülerek, esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu işlemin 2872 sayılı Kanunun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak …………Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından tesis edildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının dava konusu işlemin tesisi aşamasında herhangi bir ilgisinin bulunmadığı göz önüne alındığında, davanın yalnızca ………… Valiliği husumetiyle görülüp karara bağlanması gerekirken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının husumet mevkiine alınması suretiyle verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; ……….. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…. K:….. sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 02/02/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.