Danıştay Kararı 14. Daire 2016/4820 E. – K. – T.

Danıştay 14. Daire Başkanlığı         2016/4820 E.  ,  null K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No :
Karar No :

Temyiz İsteminde Bulunanlar :
Vekili :

Vekili :

Karşı Taraf (Davacılar) :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hkimi :
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, işin gereği görüşüldü:
Dava;.. İli, … İlçesi, … Beldesi, … Mevkiinde yapılması planlanan “… Çimento Fabrikası ve Malzeme Ocakları” tesisi için nca verilen … günlü, … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen kararın Danıştay Ondördüncü Dairesinin … günlü, … sayılı kararıyla bozulması üzerine, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar, davalı idare ve davalı yanında müdahil tarafından temyiz edilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde; ”Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler.
Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 17.07.2008 günlü, 26939 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; ”Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Kapsam Belirleme ve İnceleme Değerlendirme Komisyonunca yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptanması üzerine gerçekleşmesinde sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise; “Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler için Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, Ek-II’ye tabi projeler için proje tanıtım dosyası hazırlamak, ilgili makamlara sunmak ve projelerini verilen karara göre gerçekleştirmekle yükümlüdürler. Kamu kurum ve kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin isteyeceği her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. Bu Yönetmeliğe tabi projeler için “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça bu projelere hiç bir teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca; çevresel etki değerlendirmesi ile, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin irdelendiği, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirildiği, ayrıca projelerin uygulanmasının izlendiği ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaların belirlendiği bir süreç öngörülmüş olup, Yönetmelik kapsamında yer alan bir faaliyet nedeniyle hazırlanacak ÇED raporunda özel format uyarınca, projenin gerçekleştirileceği yer ile alternatif alanlar belirlenerek projenin hizmet amacı, önem ve gerekliliği kapsamında yerin ve etki alanının çevresel özellikleri, çevresel etkiler ve alınacak önlemlerin tartışılması, faaliyet yerinin belirlenmesinde ise, faaliyetin büyüklüğü, amacı, ulaşım, iklim, toprağın ve çevrenin özellikleri, olası etkiler ve etkilerin azami giderilme olanakları gibi unsurların etkili olması, bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre dengesinin sağlanması yolunda belirtilen nitelikteki bir faaliyete en uygun yerin seçilmesi esastır.

Yukarıda alıntısına yer verilen Yönetmeliğin Ek III. maddesinde; Proje Tanıtım Genel Formatı düzenlenmiş; Bölüm I Projenin tanımı ve gayesi; Bölüm II Proje için seçilen yerin konumu, Bölüm III: Proje yeri ve etki alanının mevcut çevresel özellikleri; önerilen proje nedeniyle kirlenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrolojik özellikler v.d. ve bu faktörlerin birbiri arasındaki ilişkileri de içerecek şekilde açıklanması, Bölüm IV Projenin önemli çevresel etkileri ve alınacak önlemler; proje için kullanılacak alan ve doğal kaynakların kullanımının olası etkilerinin tanıtımı, kirleticilerin miktarı, yatırımın çevreye olan etkilerinin değerlendirilmesinde kullanılacak tahmin yöntemlerinin genel tanıtımı, çevreye olabilecek olumsuz etkilerin azaltılması için alınması düşünülen önlemlerin tanıtımı şeklinde düzenlemeler yer almıştır.
Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek III. maddesindeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, …İlçesi, … Beldesi, … Mevkiinde yapılması planlanan “… Çimento Fabrikası ve Malzeme Ocakları” tesisi için nca verilen … günlü, … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, İdare Mahkemesince uyuşmazlığın çözümü amacıyla yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen raporda özetle; dava konusu alana kuş uçuşu ortalama 400-500 m mesafede … Beldesine içme suyu sağlayan bir yeraltı su kaynağı ve pompa merkezinin bulunduğu tespit edildiği, keşif günü yerinde yapılan incelemede, … çimento fabrikasının kurulacağı sahada herhangi bir yüzeysel su kaynağına rastlanmadığı, faaliyet sahası içerisinde projenin inşası ve üretim aşamasında gerekli su ihtiyacını karşılamak üzere bir adet pompalı su çekme kuyusu açılmış olduğu, söz konusu proje kapsamında inşaa ve üretim aşamasında gerekli su ihtiyacının temini ile ilgili yeraltı suyu arama belgesine esas hazırlanan dosyada verilen kuyu inşa ve tatbik projesinde 100 m sondaj yapılacağı belirtildiği, proje kapsamında gerekli su ihtiyacı DSİ … Bölge Müdürlüğü tarafından verilen … tarih ve …belge nolu Yeraltı Suyu Kullanma Belgeli yerden karşılanacağı ve Yeraltısuyu Kullanma Belgesi kapsamında 157,680 ton/yıl (432 ton/gün) su kullanılmasına müsaade edildiği, bir kişinin günlük maksimum içme ve kullanma suyu ihtiyacı 200 lt/kişi-gün (0,2 m3/kişi-gün) olduğu düşünüldüğünde, tesisinin işletilmesi aşamasındaki su ihtiyacının (432 m3/gün) / (0,2 m3/kişi-gün) =2160 kişi’nin günlük su ihtiyacına karşılık geldiği, tesisin işletilmesi sırasındaki 432 m3/gün’lük su ihtiyacının 5 lt/sn debiye karşılık geldiği, bölgedeki yerleşim yerlerinin suyunun da yeraltı sularından karşılandığı, faaliyet sahası civarında bulunan yerleşim yerlerinin içme ve kullanma suyu ihtiyacının yeraltı su kaynaklarından karşılandığı düşünüldüğünde, söz konusu proje için özellikle yağışın az olduğu ve kurak geçen dönemlerde yeraltı su kullanma belgesi kapsamında izin verilen miktarda (432ton/gün) bir suyun çekilmesinin yeraltı suyunun eksilmesine ve taban suyu seviyesinin düşmesine neden olacağı, bu durumun hem yerleşim bölgelerine su temin eden yertaltı su kaynaklarının azalmasına, hem de civardaki bitkisel üretimin ve tarımın olumsuz etkilenmesine yol açacağı, ayrıca tesisin işletilmesi sırasında yayılacak gaz, toz, partikül vb. kirleticilerin yeraltı su kalitesinin bozulmasına neden olabileceği, dolayısıyla bu su kaynaklarından faydalanan, içen veya kullanan kişilerin uzun vadede temiz su kaynaklarına erişiminin ciddi şekilde risk altına gireceği; söz konusu projenin gerçekleştirileceği yer itibarıyla ormancılık açısından dava konusu alanda çimento fabrikası kurulmasında önemli bir sakınca görülmediği, … Meteoroloji İstasyonu 1975-2010 yılları arasındaki gözlem kayıtlarına göre, birinci derecedeki hakim rüzgar yönü kuzey-kuzeybatı (NNW), ikinci derecedeki hakim rüzgar yönü kuzeybatı (NW), üçüncü derecedeki hakim rüzgar yönü batı-kuzeybatı(WNW) yönünde olduğu, bahse konu olan proje sahasının etki alanı içerisinde yerleşim yerleri (…Beldesi, … vb.) ve yoğun tarım arazileri mevcut olduğundan, yapılacak olan tesiste hakim rüzgar yönü dikkate alındığında, ilk etapta hammaddenin çıkarılması, depolanması ve tesise hammadde taşınması sırasında oluşacak toz emisyonların kuzey-kuzeybatı doğrultusunda yerleşim yerleri ve tarım arazileri üzerine rüzgar vasıtasıyla taşınacağı; tesis çalıştırıldıktan sonra bacasından çıkacak olan koku, duman, partikül vb. kirleticilerin de yine hakim rüzgar yönüne göre yerleşim yeri ve tarım arazileri üzerine taşınacağı ve bölgedeki hava kalitesinin bozulacağı ve dolayısı ile çevre ve insan sağlığının ve tarımsal üretimin olumsuz etkileneceğinin düşünüldüğü, bütüncül olarak değerlendirildiğinde, insan, toplum, hayvan, bitki, toprak sağlığı açısından bu yer seçiminin uygun olmadığı, yer seçiminin yeniden değerlendirilerek insan sağlığına ve çevreye olacak zararlı etkilerinin minimuma indirileceği başka bir yere kurulmasının daha uygun olacağı, yönünde değerlendirmelerde bulunulduğu, İdare Mahkemesince; dava konusu projenin gerçekleştirileceği yer itibarıyla proje etki alanı içerisinde yerleşim yerlerinin yakınlığı, yoğun tarım arazilerinin ve su kaynaklarının varlığı göz önünde bulundurulduğunda insan, toplum, hayvan, bitki ve toprak sağlığı açısından olumsuz etkilerinin olacağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Olayda; bilirkişi raporunda proje kapsamında inşaa ve üretim aşamasında gerekli su ihtiyacının temininin DSİ … Bölge Müdürlüğü tarafından verilen … günlü, … sayılı Yeraltı Suyu Kullanma belgeli yerden yapılacağının ve belge kapsamında 157,680 ton/yıl(432 ton/gün) su kullanılmasına izin verileceği belirtilerek değerlendirmenin buna göre yapıldığı, ancak, Nihai Çed raporunda proje kapsamında gerekli su ihtiyacının, söz konusu raporun eklerinin 19. bölümünde yer alan … günlü, … sayılı Yeraltı Suyu Arama Belgeli yerden karşılanacağının ve belge kapsamında 231.000 ton/yıl (700 ton/gün) su kullanılmasına izin verileceğinin belirtildiği; diğer taraftan, bilirkişi raporunda, hakim rüzgar yönüne göre yerleşim yeri ve tarım arazileri üzerine taşınacağı ve bölgedeki hava kalitesinin bozulacağı ve dolayısıyla çevre ve insan sağlığının ve tarımsal üretimin olumsuz etkileneceği yönünde değerlendirme yapıldığı; diğer taraftan, söz konusu projenin “… Çimento Fabrikası ve Malzeme Ocakları” olması nedeniyle meydana gelecek toz emisyonunun Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği bakımından değerlendirilmediği, tozların ve partikül maddelerin uçmasını engellemeye yönelik alınacak önlemlerin yeterli olup olmadığı noktasında değerlendirmenin yapılmadığı dikkate alındığında; seçilen bilirkişilerin yapılan bu değerlendirmeler bakımından yeterli uzmanlığa sahip olmadığı, bu anlamda, tesisin hava kirliliğine yol açacağı iddialarının bulunması karşısında, bu hususu açıklığa kavuşturmaya yönelik olarak bilirkişi heyeti oluşturulurken Çed raporunu hazırlayan heyette yer alan kişilerin uzmanlık alanlarının dikkate alınmadığı, bu anlamda, meteoroloji alanında bir uzmana yer verilmediği, yine su temini ihtiyacı ile ilgili çelişkili durumun açıklığa kavuşturularak proje kapsamında kullanılacak yeraltı suyunun çevreye olan etkilerinin değerlendirilmesi amacıyla hidrolog veya hidrojeoloji alanında uzmana yer verilmediği, dolayısıyla, karara esas alınan raporun yüzeysel ve gözlemsel bilgilerden ibaret olması nedeniyle bilimsel açıdan yetersiz olduğu görülmektedir.
Bu durumda; İdare Mahkemesince keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilen uyuşmazlık konusu olay hakkında, özellikle çevre mühendisi, meteoroloji mühendisi, hidrolog/hidrojeolog ile projenin bulunduğu alana ve projeye yapılan itirazlara göre başka dallarda da öğretim üyeleri seçilerek oluşturulacak bilirkişi heyeti ile keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bunun sonucunda düzenlenecek raporun incelenmesi suretiyle yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-i maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 20.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.