Danıştay 14. Daire Başkanlığı 2015/3716 E. , 2016/669 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2015/3716
Karar No : 2016/669
Temyiz İsteminde Bulunan : … Tic. İnş. Taah. Nak. San. Ltd Şti.
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) : Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararının, usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Davanın süresi içerisinde açıldığı, bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; taş kırma, eleme, yıkama faaliyetiyle iştigal eden davacı şirkete, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20/f maddesine muhalefet ettiğinden bahisle, 101.595,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin … Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 22.05.2013 günlü, 2013/12 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dava konusu bila tarih ve 2187 sayılı işlemin davacı şirkete 30.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği, bu işleme karşı 2872 sayılı Çevre Kanununun 25. maddesi uyarınca 30 gün içerisinde, en son 30.06.2013 tarihinde dava açılması gerekirken, bu süre geçildikten sonra 01.07.2013 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde ; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, bu sürelerin, idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı hükme bağlanmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanununun 25. maddesinde, bu Kanunda öngörülen idarî yaptırımların uygulanmasını gerektiren fiillerle ilgili olarak yetkili denetleme elemanlarınca bir tutanak tanzim edileceği, bu tutanak denetleme elemanlarının bağlı bulunduğu ve idarî yaptırım kararını vermeye yetkili mercie intikal ettirileceği, bu merci, tutanağı değerlendirerek gerekli idarî yaptırım kararını vereceği, İdarî yaptırım kararı, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre idarî yaptırım kararını veren merci tarafından ilgiliye tebliğ edileceği ve idarî yaptırım kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabileceği, hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; taş kırma, eleme, yıkama faaliyetiyle iştigal eden davacı şirkete ait işyerinde, 12.03.2013 tarihinde davalı idare teknik elemanlarınca yapılan denetim sırasında alınan numunelerin analizi sonucunda, katı atık madde parametresinin yüksek çıkması sebebiyle, 2872 sayılı Kanunun 20/f maddesine muhalefetten 101.595,00 TL idari para cezası verildiği, anılan işlemin davacı şirkete 30.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği, bakılmakta olan davanın ise 01.07.2013 (Pazartesi) tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesine verilen dava dilekçesiyle açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca; idare mahkemelerinde genel dava açma süresi altmış gün ve dava açma süresinin başlangıcı da işlemin tebliğ edildiği tarihi izleyen gün olup, bu genel usul ve esaslar, özel kanunlarda aksine bir düzenleme yoksa geçerli olabilecek, özel kanunlarda farklı düzenlemelere yer verilmiş olması halinde ise, bunun, işlemde ayrıca ve açıkça gösterilmesi gerekecektir.
Uyuşmazlıkta; dava konusu işlemin, davacı şirkete 30.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu işlemde, 2872 sayılı Kanunun 25. maddesinde düzenlenmiş olan özel dava açma süresinin, yani işlemin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde İdare Mahkemesinde dava açılabileceğinin açıkça belirtildiği, anılan Yasa hükmünde, 2577 sayılı Kanunun 8. maddesinde yer verilen genel kuralın aksine, dava açma süresinin, işlemin tebliğ tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başladığı yönünde bir düzenlemeye ise yer verilmediği dikkate alındığında, otuz günlük özel dava açma süresinin hesabında, işlemin tebliğ edildiği günün de dikkate alınması gerekmektedir.
Bu durumda; davacı şirkete 30.05.2013 tarihinde tebliğ edilen ve içeriğinde özel dava açma süresi de açıkça belirtilmiş olan dava konusu işleme karşı, bu tarihten başlamak üzere 30 gün içinde ve en son 28.06.2013 (Cuma) tarihi mesai bitimine kadar dava açılması gerekirken, bu süre dolduktan sonra, 01.07.2013 (Pazartesi) tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla ile karar verildi.
KARŞI OY (X)
Dava; davacı şirkete, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20/f maddesine muhalefet ettiğinden bahisle, 101.595,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış olup, dava konusu işlemin, davacı şirkete 30.05.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, bu tarihi izleyen otuz günlük dava açma süresinin de, son günün 29.06.2013 (Cumartesi) tarihine rastlaması nedeniyle, 01.07.2013 (Pazartesi) tarihi itibarıyla dolduğu, bakılmakta olan davanın da 01.07.2013 tarihinde, yani süresi içerisinde açılmış olduğu dikkate alındığında, İdare Mahkemesince işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı, bu nedenle de Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla, aksi yönde oluşan karara katılmıyoruz.