Danıştay 14. Daire Başkanlığı 2014/9839 E. , 2017/156 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2014/
Karar No : 2017/
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin günlü, sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, Tetkik Hakimi ın açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; parselde bulunan taşınmaz üzerinde ruhsat ve eki mimari projesine aykırı yapı yapıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca davacıya para cezası verilmesine ve 32. maddesine göre yapının ruhsatlandırılmadığı takdirde yıkım işlemi yapılmasına ilişkin Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dava konusu işlemin para cezası verilmesine ilişkin kısmının, davalı idare tarafından ruhsat ve eklerine aykırı imalatın kim tarafından yapıldığı hususunda gerekli araştırma yapılarak mevzuata aykırı inşai faaliyeti yapan kişi tespit edildikten sonra idari yaptırımın da bu kişiye uygulanması gerektiği, bu yönde herhangi bir tespitte bulunulmaksızın, cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olarak “yapı maliki” sıfatıyla davacının para cezasıyla cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline; davanın, yapı ruhsatlandırılmadığı takdirde 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca işlem yapılmasına yönelik kısmının ise, davalı idare teknik elemanlarınca yerinde yapılan incelemeler sonucunda taşınmazda yapılan uygulamaların ruhsatlı projesine aykırı ve kaçak olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş, bu kararın para cezasına ilişkin kısmı, davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
17.12.2009 tarihli, 27435 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5940 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değiştirilen 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 1. fıkrasında; bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanacağı, 2. fıkrasında; ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, fıkrada belirtildiği şekilde hesaplanan idari para cezalarının uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; yapı tespit tutanağı düzenlendiği, bu tespite dayalı olarak 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesine göre davacıya .-TL idari para cezası verilmesine ve yapı ruhsatlandırılmadığı takdirde 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca işlem yapılmasına ilişkin Belediyesi Encümen kararının tesis edilmesi üzerine, bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda; yapının maliki olan davacı, dava konusu taşınmazı bir işletmeciye kiralamış ise de; ruhsata bağlanması gereken yapı için ruhsat alma mükellefiyetinin taşınmaz malikinde olduğu, kiracının taşınmaz malikinin muvafakati olmadan ruhsat alamayacağı, taşınmazda yapılan ruhsata aykırı imalatın malik tarafından bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, öte yandan taşınmaz üzerinde ruhsat ve eki mimari projelerine aykırı yapı yapılmayacağını ihtiva eden bir kira sözleşmesinin de dosya içerisinde bulunmadığı, ruhsata aykırı imalatların rızası dışında bir başkası tarafından yapıldığına ilişkin ispat külfeti taşınmaz malikine ait olduğu gibi taşınmaz malikinin kendi taşınmazında ruhsata aykırı yapı yapması ile rıza ve muvafakatiyle başkası tarafından yapılmasına izin vermesi arasında bir farkın olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca, davacının maliki olduğu taşınmaz üzerinde ruhsata aykırı yapı yapıldığından bahisle davacıya verilen para cezasında, “Cezaların Şahsiliği” ilkesi açısından hukuka aykırılık bulunmadığından, işlemin diğer unsurları yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmekte olup, yukarıda belirtilen gerekçe ile dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının para cezasına ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; İdare Mahkemesinin sayılı kararının temyize konu para cezasına ilişkin kısmının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, tarihinde oybirliği ile karar verildi.