Danıştay 14. Daire Başkanlığı 2014/8630 E. , 2015/7974 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2014/8630
Karar No : 2015/7974
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili : Av.
Karşı Taraf (Davacı) :
İstemin Özeti : … İli, … İlçesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan yapının ruhsatsız olduğundan bahisle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yıkımına ilişkin … Belediye Encümeninin 28.10.2010 günlü, 1906 sayılı kararı ile aynı Kanunun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 30.09.2010 günlü, 1735 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının, para cezasının 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 13 numaralı alt bendi uyarınca verilen kısmının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 04.03.2013 günlü, E:2011/16209, K:2013/1489 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava konusu para cezasının 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 13 numaralı alt bendi uyarınca verilen kısmının iptali yolunda … 2. İdare Mahkemesince verilen … günlü; … sayılı kararın, davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi :2872 sayılı Çevre Kanununun 3.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde ” Başta idare, meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkes, çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olup bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler” hükmüne yer verilmiş ve bu yükümlülüğün çevrenin korunmasına, iyileştirilmesine ve kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkelerden olduğu vurgulanmıştır.
Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanununun 3. maddesinde ” Herhangi bir saha, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Sağlıklı ve dengeli çevre kavramına doğal güzelliklerin korunduğu, kentleşme ve sanayileşmenin getirdiği hava ve su kirlenmesinin önlendiği bir çevre kadar, belli bir plan ve programa göre düzenlenmiş çevre de girmektedir. Sağlıklı ve dengeli bir çevrenin oluşturulmasının, düzenli bir kentleşmenin sağlanmasının en önemli araçları imar mevzuatı, imar planları ve imar uygulamaları olup imar planına ve yapı ruhsatına aykırı ruhsatsız ve izinsiz yapı yapılması halinde bu durum çevre, imar kirliliğine ve düzensiz kentleşmeye neden olacağından bu hususta bir tespite ve saptamaya gerek bulunmamakta olup temyiz isteminin kabul edilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın temyiz edilen kısmının ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/10/2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Dosyanın incelenmesinden, davacının 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında ”2 kat Konut” alanında kalan … İli, … İlçesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda ruhsatsız bir şekilde zemin kat,1,2,3, 4 kat yapı yaptığı, imar kirliliğine neden olma suçundan dolayı hakkında açılan ceza davası sonucunda … 14. Asliye Ceza Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararı ile mahkum edildiği anlaşılmakta olup bu haliyle davacının çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet verdiği açık olup bu eylemi nedeniyle davacıya 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 13 numaralı alt bendi uyarınca arttırım uygulanarak para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşü ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.