Danıştay Kararı 14. Daire 2014/2688 E. 2014/6362 K. 03.06.2014 T.

14. Daire         2014/2688 E.  ,  2014/6362 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2014/2688
Karar No : 2014/6362

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : 1- … 2- …3- … 4- … 5- … 6- … 7- … 8- … 9- … 10- … 11- … 12- … 13- … 14- … 15- …16- … 17- …18- … 19- … 20- … 21- … 22… 23- … 24- …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : … Valiliği
Davalı Yanında Müdahil : … İnşaat Tic. ve San. A.Ş.
Vekilleri : Av. …, Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Müdahil Savunmasının Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı Savunmasının Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, işin gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … Fatsa İlçesi, … Beldesi, … Mah. … ve … sınırları içerisinde yapılması planlanan “Taş Ocağı ve Konkasör Tesisi Projesi” için verilen … Valiliği’nin 05.07.2011 günlü, … sayılı Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; söz konusu projenin yeri, proje sahibi ve kararın niteliğine ilişkin bilgiler içeren ilan metniyle davacıların nüfusa kayıtlı olup, ikamet ettikleri … Kaymakamlığı’nda 18.07.2011 – 01.08.2011 tarihleri arasında 15 gün süreyle ilan edilmesi nedeniyle dava konusu işleme karşı işlemin son ilan tarihi olan 01.08.2011 tarihinden itibaren 60 günlük yasal süre içerisinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 04.04.2012 tarihli dilekçeyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının; davacılardan, …, …, …, …, …, …, …, … açısından davanın süreaşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmı yönünden;
Anayasanın “Yargı Yolu” başlıklı 125 inci maddesinde; “… idari işlemlere karşı açılacak davalarda süre yazılı bildirim tarihinden başlar.” hükmü yer almış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Sürelerle İlgili Genel Esaslar” başlıklı 8 inci maddesinde; “…. süreler tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.” hükmüne, aynı Yasanın “Dava Açma Süresi” başlıklı 7 nci maddesinin ilk fıkrasında; “Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin ” Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı ” başlıklı 17. maddesinin 2. fıkrasında ise; Bakanlık tarafından on beş işgünü içinde inceleme ve değerlendirmelerin tamamlanarak proje hakkında “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir” veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının beş işgünü içinde verileceği, bu kararın Valiliğe ve proje sahibine bildirileceği, Valiliğin bu kararı halka duyuracağı hükümlerine yer verilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda aktarılan hükümler uyarınca; idari davalarda dava açma süresinin başlangıç tarihi; idari işlemin tebliğ, yayın veya ilân tarihidir. Ancak yasada öngörülen bu durumların söz konusu olmadığı hallerde, davacının dava konusu işlemi öğrenme tarihinin iyi niyet kuralları çerçevesinde, olayın özelliği ve niteliği göz önünde tutulmak suretiyle yargı organınca belirleneceği kuşkusuzdur. İdari işlemin usulüne uygun tebliği ve bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilmesi; ilgililerin dava açma haklarını kullanmalarını ve açılan davanın da gereği gibi yargı mercileri önüne getirilebilmesini doğrudan etkiler. Bu anlamda; bir idari işlemin iptali istemiyle açılan davada usul ve esas yönünden hukuki denetim yapılabilmesi; işlemin içeriğinin tebliğe veya duyuruya ilişkin olarak düzenlenen belgeden kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça anlaşılabilmesi halinde mümkündür.
Dava dosyasının incelenmesinden; … ili, … ilçesi, … Beldesi, … Mah. … ve … sınırları içerisinde … İnş. Tic. ve San. A. Ş. tarafından yapılması planlanan “Taş Ocağı ve Konkasör Tesisi” projesi için verilen dava konusu “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının … Kaymakamlığı’nda 18.07.2011 – 01.08.2011 tarihleri arasında 15 gün süreyle ilan edildiği, davacıların, … adlı kişi tarafından yapılan 09.02.2012 günlü bilgi edinme başvurusuna davalı idarece cevaben tesis edilen 17.02.2012 gün ve … sayılı işlemden uyuşmazlık konusu işlemi öğrendiklerini beyan ederek 04.04.2012 tarihinde kayda giren dilekçe ile bu davanın açıldığı görülmektedir.
Olayda; söz konusu taş ocağı ve konkasör tesisinin … Beldesi’nde kurulacak olması nedeniyle bu tesisten yöre halkının etkileneceği açık olduğundan dava konusu kararın yöre halkına uygun araçlarla duyurulması ve duyurunun da bu beldede yapılması gerekmektedir.
Dava konusu işlemin, yukarıda anılan Yönetmelik hükmü uyarınca davalı idare tarafından usulüne uygun bir şekilde ilanının yapılmaması nedeniyle, bölgede yaşayan davacıların dava konusu işlemi Kaymakamlık tarafından ilçede yapılan ilanla öğrendiklerinin kabulüne imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda; davacıların dava dilekçesinde tebliğ tarihi olarak belirttiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde açılan davada süreaşımı bulunmadığından, davanın bölgede yaşayan davacılar yönünden esasının incelenmesi suretiyle İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Kararın; diğer davacılar yönünden süreaşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmında ise; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının davacılardan, …, …, …, …, …, …, …, … açısından davanın süreaşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmı yönünden BOZULMASINA, diğer davacılara ilişkin kısmının ise ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/06/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.