Danıştay Kararı 14. Daire 2011/9457 E. 2011/4025 K. 05.12.2011 T.

14. Daire         2011/9457 E.  ,  2011/4025 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2011/9457
Karar No : 2011/4025

Temyiz İsteminde Bulunan : … Belediye Başkanlığı – …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : 1- …
2- …
3- …
4- …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının, iptale ilişkin kısmının, usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyize konu mahkeme kararının para cezasına ilişkin kısmının onanması, yapının elektrik ve suyunun kesilmesi için ilgili kurumlara yazı yazılmasına ilişkin kısmının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Ondördüncü Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, …, … ada, … sayılı parselde bulunan yapıda mimari projesine aykırı ilaveler yapıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca aykırı kısımların yıkımına, yıkım tarihinden 1 gün önce dava konusu dükkanın elektrik ve suyunun kestirilmesi için ilgili kurumlara yazı yazılmasına ve aynı Kanunun 42. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine ilişkin 06.11.2008 günlü, 2284.35 sayılı … Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporu ve dosyanın incelenmesinden; dükkanın, sol ve yan cephesinde bulunan duvar ve camdan oluşan vitrinin iptal edilmesine ve ön ve sol yan cephe sınırında yaklaşık 8×8 metre ve 11×3 metrelik alanın bahçe duvarı üzerine metal profil yapılarak dükkan kullanımına katılmasına yönelik imalatların, ruhsat eki mimari projesine aykırı olduğu, esaslı tadiller kapsamında kaldığından ruhsat almayı gerektirdiği anlaşıldığından, dava konusu encümen kararının yıkıma ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, işlemin dayanağı olan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilerek kararın yürürlüğe girmiş bulunması karşısında hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi kararı ile saptanmış Yasa maddesi uyarınca verilen idari para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan İmar Kanunu’nun 31. maddesinde kullanma izni verilmemiş olan yapılar bitmemiş inşaat kabul edilerek bu yapıların izin alınıncaya kadar elektrik ve su hizmetinden yararlandırılmayacakları, kullanma izni verilmiş olan bağımsız bölümlerin ise bu hizmetlerden yararlanmaya devam edecekleri açıkça belirtilmiş iken, Ankara İmar Yönetmeliği’nde kullanma izni alınmış yapılarda sonradan yapılan ve ruhsata tabi olduğu iddia edilen bazı eklentiler sebebiyle ruhsat alınana kadar elektrik, su gibi hizmetlerden faydalandırılmayacakları, eğer ruhsat ve eklerine aykırı husus binanın ortak yerinde ise binanın tümünün söz konusu hizmetlerden faydalandırılmayacağına ilişkin düzenlemenin yasa ile getirilen düzenlemeyi aşan nitelikte olduğu ve normlar hiyerarşisi bakımından uygulama kabiliyeti bulunmadığı, dolayısıyla işlemin uyuşmazlık konusu yapının elektrik ve suyunun kesilmesi için ilgili kurumlara yazı yazılmasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu encümen kararının yıkıma ilişkin kısım yönünden davanın reddine, idari para cezası ile yapının elektrik ve suyunun kesilmesi için ilgili kurumlara yazı yazılmasına ilişkin kısmının ise iptaline karar verilmiş, bu kararın iptale ilişkin kısmı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, para cezasına ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Kararın, yıkım tarihi kesin olarak belirlendikten sonra yıkım tarihinden bir gün önce yapının elektrik ve suyunun kesilmesi için ilgili kurumlara yazı yazılmasına ilişkin kısmına gelince;
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu encümen kararı ile “mimari projesine aykırı yapılan kısımların yıkım tarihi kesin olarak belirlendikten sonra, yıkım tarihinden bir gün önce yapının elektrik ve suyunun kesilmesi için ilgili kurumlara yazı yazılmasına” karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ruhsatlı yapıda, ruhsata ekli mimari projesine aykırı kısımların İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yıktırılması esnasında, ilgili idare tarafından can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasının gerekeceği açıktır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu yapıda mimari projesine aykırı yapılan kısımların yıkım programına alınarak yıkım tarihi kesin olarak belirlendikten sonra ve yıkım tarihinden sadece bir gün önce yapının elektrik ve suyunun kesilmesi için ilgili kurumlara yazı yazılması işlemi eşya ve insan güvenliği açısından zorunluluktan kaynaklanan bir tedbir mahiyetinde olduğundan, söz konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu nedenle, dava konusu işlemin yıkım tarihi kesin olarak belirlendikten sonra yıkım tarihinden bir gün önce yapının elektrik ve suyunun kesilmesi için ilgili kurumlara yazı yazılmasına ilişkin kısmının iptali yönünde verilen Mahkeme kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… kararının, idari para cezasına ilişkin kısmının ONANMASINA, yapının elektrik ve suyunun kesilmesi için ilgili kurumlara yazı yazılmasına ilişkin kısmının ise BOZULMASINA, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 5.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.