Danıştay Kararı 14. Daire 2011/8485 E. 2011/1330 K. 10.10.2011 T.

14. Daire         2011/8485 E.  ,  2011/1330 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2011/8485
Karar No : 2011/1330

Temyiz İsteminde Bulunan : … Valiliği – …
Karşı Taraf : …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : … İli, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan, yıkılan konutu nedeniyle kalıcı konuttan hak sahibi sayılan davacının, Merkez İlçedeki yıkılan konutu nedeniyle ikinci kez hak sahibi sayılarak, kalıcı konuttan yararlandırılmasına hukuken olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediğinden, Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü;
Dava; 17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde meydana gelen depremler sonucu ..İli, … İlçesi, …Mahallesinde ve … İli, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan konutlar nedeniyle hak sahibi sayılarak iki adet kalıcı konut verilen davacının, 25.8.2008 günlü Hak Sahipliği İnceleme Komisyonu tarafından … Mahallesinde bulunan konutu nedeniyle tanınan hak sahipliğinin geri alındığından bahisle konutun boşaltılması yolunda tesis edilen 17.6.2009 tarihli 1694 sayılı … Valiliği işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; uyuşmazlığın, 7269 sayılı Kanun ve bu Kanun uyarınca yürürlüğe giren Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 9. maddesinde belirtilen “o yer” kavramından kaynaklandığı anlaşılmakta olup, iki ayrı ilçede konutu bulunduğu anlaşılan davacının, 7269 sayılı Yasanın 29. maddesinde belirtilen anlamda “o yer” de müstakil başka konutu bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, hak sahipliğinin geri alınmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 29. maddesinde, yıkılan, yanan veya ağır hasara uğrayan veya uğraması muhtemel olan binalarla imar planları gereğince kamulaştırılmasında zorunluluk bulunan yerlerdeki binalarda oturan ailelere hak sahibi olmak şartıyla konut yaptırılacağı veya kredi verileceği; kendisine veya eşine ait o yerde aynı cins müstakil hasarsız başka bir binası veya dairesi olan ailelere bina ve inşaat kredisi verilmeyeceği hükme bağlanmış; anılan Yasa hükmüne dayanılarak hazırlanan Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 3. maddesinde, hak sahibi deyiminin afetzedelerin yıkılan veya ağır hasar gören binalarla olan mülkiyet ilişkilerini ve yeniden yapılacak binalardan veya verilecek inşaat kredisinden yararlanabilme durumunu ifade ettiği; 4. maddesinde, hak sahibi sayılanlara yeniden konut yaptırılacağı veya konut kredisi verileceği; 9 maddesinde ise kendisine veya eşine ait o yerde müstakil başka konutu ya da dairesi bulunanların hak sahibi sayılmayacakları ve bu gibilere yeniden konut yaptırılmayacağı ve konut kredisi verilmeyeceği, birden fazla konutu zarar görenlerin sadece bir konut için hak sahibi olabileceği kurallarına yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Yasa ve Yönetmelik hükümleriyle güdülen amacın; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde belirtilen “milli” dayanışma” ve “sosyal devlet” ilkeleri uyarınca, deprem gibi afetlere maruz kalan vatandaşların en temel ihtiyacı olan barınma ihtiyaçlarını en kısa sürede karşılamasının ve böylece afet sebebiyle konutları oturulamayacak derecede hasar gören veya yıkılan kişilerin, bir an önce normal hayat düzenine kavuşturulmasını sağlamak olduğu anlaşılmaktadır.
Belirtilen amaç dikkate alındığında, Yasa ve Yönetmelik hükümlerinde öngörülen yardımın afetzedelerin tüm zararlarının karşılanmasını içermediği ve kalıcı konut yardımı veya evini yapana yardım kredisinden yalnızca bir tanesinden yararlanma imkanı getirdiği açıktır. Aksinin kabulü, “milli dayanışma” ve “sosyal devlet” ilkelerinin gereği olarak yapılan kamusal yardımın eşitliğe aykırı şekilde bir zenginleşme aracına dönüşmesi sonucunu doğuracaktır.
Yasa ve Yönetmelikte, afetzedelerden kendisine veya eşine ait o yerde aynı cins müstakil hasarsız başka bir binası veya dairesi olanlara bina ve inşaat kredisi verilmeyeceğinin hükme bağlanmış olması da, afet yardımlarının yukarıda belirtilen niteliğine uygun olarak ikamet edilen yerde sağlam başka bir konutu olanlara afet yardımı yapılmayacağını öngörmektedir. Diğer bir anlatımla , başka bir yerde sağlam konutu olanların ikamet ettikleri yerde kalıcı konut yardımından yararlanabilecekleri anlaşılmakta ise de, afetzedelerin yerleşerek sosyal ve ekonomik ilişkilerini kurduğu yerden, başka bir yerde sağlam konut olduğu gerekçesiyle ayrılmasına neden olmamak, olağan hayat düzenlerini korumak amacıyla getirilen bu hükmün birden fazla afet yardımı yapılabilmesine hukuksal dayanak olarak değerlendirilmesi mümkün görülmemektedir.
Dosyanın incelenmesinden, 17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde meydana gelen depremler sonucunda yıkıldığı tespit edilen, davacıya ait … İli, …İlçesi, … Mahallesinde ve … İli, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan konutlar nedeniyle davacının mükerrer hak sahibi kabul edilerek kendisine iki adet kalıcı konut tahsis edildiği, durumun tespiti üzerine, … İlçesi, … Mahallesindeki konutu nedeniyle tanınan hak sahipliğinin 25.8.2008 tarihli Mahalli Hak Sahipliği Komisyon Kararı ile geri alındığı ve bu karara istinaden konutu boşaltması gerektiğinin bildirildiği, bakılmakta olan davanın bu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; … İli, … İlçesi, … Mahallesindeki yıkılan konutu nedeniyle kalıcı konuttan hak sahibi sayılan davacının, … İlçe, … Mahallesindeki yıkılan konutundan dolayı ikinci kez hak sahibi sayılarak, kalıcı konuttan yararlandırılmasına hukuken olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesince verilen, … günlü, E:…, K:…sayılı kararın BOZULMASINA, yeniden karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 10.10.2011 tarihinde oy birliği ile karar verildi.