Danıştay Kararı 14. Daire 2011/8450 E. 2012/5672 K. 18.09.2012 T.

14. Daire         2011/8450 E.  ,  2012/5672 K.
T.C.
DANIŞTAY
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2011/8450
Karar No : 2012/5672

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Giresun Valiliği
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının, usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçe, … Köyü’nde bulunan davacıya ait yapının ruhsatsız olduğundan bahisle, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yıkımına ilişkin 20.11.2006 günlü, 270 sayılı ve aynı Kanunun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin aynı günlü, 264 sayılı Giresun İl Encümeni kararlarının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dava konusu işlemlerin, davacının adresinin tespit edilememesi nedeniyle, … Noterliğince düzenlenen 19.06.2006 tarih ve … yevmiye nolu vekaletname ile kendisini temsile yetkili kılınan Avukatı …’a 30.03.2007 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu tebliğ tarihinden itibaren yasal dava açma süresi içinde veya 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca idareye yapılacak başvurunun reddi üzerine kalan süre içinde; dava açma süresinin geçirilmesinden sonra idareye yapılan başvuruların da süreyi canlandırmayacağı hususu dikkate alındığında, en geç (60+60) 120 gün içinde dava açılması gerekirken, anılan sürenin geçirilmesinden sonra, 03.10.2007 tarihinde, açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesinde; vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 37. maddesinde ise avukatın kendisine teklif olunan işi sebep göstermeden reddedebileceği hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçe, … Köyü’nde bulunan davacıya ait yapının ruhsatsız olduğundan bahisle, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yıkımına ilişkin 20.11.2006 günlü, 270 sayılı ve aynı Kanunun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin aynı günlü, 264 sayılı Giresun İl Encümeni kararlarının davacıya tebliğ edilmek istenildiği, ancak; davacının, uyuşmazlığa konu yapının bulunduğu … İli, … İlçe, … Köyü’nde ikamet etmediği, … İlinde ikamet ettiği ve açık adresinin tespit edilemediğine ilişkin 10.1.2007 günlü tutanağın Jandarma tarafından düzenlendiği, bu kez söz konusu yapının mühürlenmesine ilişkin 1.11.2006 günlü yapı tatil tutanağının iptali istemiyle … İdare Mahkemesi’nin E:… esasına kayden açılan davada sunulan vekaletnameye göre davacının vekili olan Avukat …’a 22.3.2007 günlü, … sayılı yazı ekinde dava konusu işlemlerin 30.3.2007 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen avukat tarafından dava konusu işlemlerin geri alınması amacıyla çeşitli tarihlerde idari başvurularda bulunulduktan sonra 3.10.2007 tarihinde anılan işlemlerin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, İdare Mahkemesince, 30.3.2007 tarihinde avukata yapılan tebligatın geçerli kabul edilmesi suretiyle davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle temyize konu kararın verildiği anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun yukarıda aktarılan hükümlerinin incelenmesinden, vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, tebligata konu işlemin Tebligat Kanunu’nda tanımı yapılan anlamda “vekil ile takip edilen iş” kapsamında değerlendirilebilmesi için; tebligat tarihinden önce, avukatın vekaletnamesini ilgili mercie sunarak bu konuda vekil sıfatıyla hareket etmesi (başvuruda bulunması, dava açması gibi) gerekeceği, avukatın başka bir konuyla ilgili olarak tebligata muhatap olan kişinin vekili sıfatıyla hareket etmiş olmasının, her konuda muhatabın vekili sıfatıyla hareket edeceği ya da etmek zorunda olduğu anlamına gelmeyeceği, bu durumun Avukatlık Kanunu’nun 37. maddesinde düzenlenen avukatın kendisine teklif edilen işi sebep göstermeden reddebileceği yönündeki hükmün doğal sonucu olduğu, daha önceden başka bir konuyla ilgili olarak sunulan vekaletnamenin genel vekaletname olmasının da sonucu değiştirmeyeceği, genel vekaletname verilmesinin amacının, ilgilileri her dava veya işlem için yeni bir vekaletname verme külfetinden kurtarmak olduğu hususu dikkate alındığında, bir avukatın genel vekil kılınmasının, müvekkilin talimatı olmadan bütün işleri takip etme mecburiyetini avukata yüklemeyeceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu işlemlerin davacının adresinin tespit edilememesi nedeniyle, davacıya ait yapının mühürlenmesine ilişkin 1.11.2006 günlü işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesi’nin E:… esasına kayden açılan dava dosyasına sunulan vekaletnameye göre davacının vekili olan Avukat …’a 30.3.2007 tarihinde tebliğ edildiği; tebligatın yapıldığı tarihte adı geçen avukatın, dava konusu edilen işlemler hakkında vekil sıfatıyla hareket etmediği, dolayısıyla o tarih itibariyle tebligatı yapılan işlemlerin Tebligat Kanunu’nda tanımı yapılan anlamda “vekil ile takip edilen iş” kapsamında değerlendirilmesinin olanaklı olmadığı hususu dikkate alındığında, davacıya yapılması gerekirken avukata yapılan tebligatın usulsüz olduğu açık olduğundan, bu tarih esas alınmak suretiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.