Danıştay Kararı 14. Daire 2011/5290 E. 2011/266 K. 22.06.2011 T.

14. Daire         2011/5290 E.  ,  2011/266 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2011/5290
Karar No : 2011/266

Temyiz İsteminde Bulunan: Kültür ve Turizm Bakanlığı – ANKARA
Karşı Taraf : …Taahhüt İnşaat Turizm Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:.. sayılı kararının usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görülerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
Dava, … İli, … İlçesi, … Köyü, K….C…. pafta, .. parsel sayılı taşınmazın 1. derece doğal sit alanı sınırları dışına çıkarılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 14.11.2008 günlü, 3624 sayılı … Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, taşınmazın toplam büyüklüğünün 41.900 m2 olduğu, bu alanın … Nehri’nin eski aşağı havzasında, denize 5 km mesafede, köy yolunun bitişiğinde alüvyonlar üzerinde bulunduğu, alandaki toprağın killi, mineral bileşimce karışık ve kireçli olduğu, bu topraklarda suda çözünebilir toplam tuzun yoğun olduğu, tuzluluk ve sodyumluluğun bitki üretiminde soruna neden olduğu ve toprakların tarımsal olarak kullanılamayacağı, dava konusu parselde müracaat binasının, yaklaşık 20 yıl önce prefabrik yapı elemanları üretimi için metruk görünümlü iki beton karma silosunun, taşları mucur şekline çevirici taş kırıcılarının, üç deponun, yönetim binasının, yatakhanenin, banyonun, marangoz atölyesinin, trafonun ve 20 civarında beton sütunun bulunduğu, “… Deltası Sulak Alan Koruma Bölgeleri Haritası”nda, “Ramsar Alan Sınırı”, “Özel Hüküm Alan Sınırı”, “Tuzla Sınırı”, “Mutlak Koruma Bölge Sınırı”, “Sulak Alan Koruma Bölge Sınırı”, “Ekolojik Etkilenme Koruma Bölge Sınırı” dışında kaldığı, dava konusu parsel ve çevresi bir bütünlük içerisinde incelendiğinde, parsel ve çevresinin özellikle dava konusu taşınmazın içinde bulunan kamışlıklardan parselin bataklık niteliğini koruduğu ve dolayısıyla henüz jeomorfolojik gelişimini tamamlayamadığının anlaşıldığı, taşınmazın bütünüyle 1. derece doğal sit niteliklerini taşımadığı ve sit sınırları dışına çıkarılması durumunda çevrenin ve sit bütünlüğünün olumsuz etkilenmeyeceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 3. maddesinde tabiat varlıkları; “jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan değerler” şeklinde tanımlanmıştır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 19.06.2007 günlü, 728 sayılı ilke kararı ile de 1. derece doğal sit alanlarının, “bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlar olduğu” öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçesi, …, … ve … Belediyeleri mücavir alanlarında yer alan, aralarında davacıya ait … İli, … İlçesi, … Köyü, K…..C…. pafta, … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu bir kısım taşınmazın, 18.02.1999 günlü, 7770 sayılı … Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla 1. derece doğal sit alanı olarak belirlendiği, söz konusu kararda; alanın sit derecelendirmesine gerekçe olarak “bölgenin 15.04.1998 günlü, 23314 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme’nin 2. ve 3. maddeleri uyarınca uluslararası listeye dahil edilerek koruma altına alınan … Deltası’nda yer aldığı, barındırdığı 205 kuş türü ile uluslararası öneme sahip bir doğa koruma alanı olduğu, alanın sürekliliğinin sağlanması ve bünyesinde barındırdığı zengin biyolojik çeşitliliği ile bilimsel ve kültürel öneme sahip … Tuzlası Kuş Cenneti’nin doğal yapısı ve eko sistemini bozucu hiçbir girişimin olmaması gerektiği, alanın biyolojik zenginliklerin sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılması yönünden oldukça önemli olduğu” hususlarına yer verildiği, davacının 23.09.2008 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunarak taşınmazının 1. derece doğal sit alanı sınırları dışına çıkarılmasını istediği, bu istemin 14.11.2008 günlü, 3624 sayılı … Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla reddedilmesi üzerine de anılan kararın iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu taşınmazın, Ramsar Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme’nin 2. ve 3. maddeleri uyarınca uluslararası listeye dahil edilerek koruma altına alınan ve 15.04.1998 günlü, 23314 sayılı Resmi Gazete’de sınırları ilan edilen .. Deltası sınırları içinde kaldığı, yine ülkemizin taraf olduğu Bern Avrupa Yaban Hayat Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi uyarınca yabani flora ve fauna türlerinin yaşama ortamlarının korunmasını güvence altına almak üzere yasal ve idari önlemlerin alınmasının, göçmen türleri için önem taşıyan kışlama, toplanma, beslenme, üreme veya tüy değiştirme yönünden göç yollarına uygun sahaların korunmasına özel önem gösterileceğinin taahhüt edildiği, … Deltası’nın da Bern Avrupa Yaban Hayat Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi’ne ekli listede yer alan türlerin çoğu açısından özel önem taşıdığı anlaşılmaktadır.
Sit kararlarının doğal çevrenin kamu yararına korunması amacıyla alınmış kararlar olması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde dava konusu parselin tek başına değil, bir bütünün parçası olarak çevresi ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda dava konusu taşınmaz, ekolojik işlevi ve değerleri yönüyle çok farklı fiziki, coğrafi ve peyzaj değerlerin bir arada bulunduğu geniş bir eko sistem olan … Delta Ovası Sistemi’nin bir parçasını oluşturmaktadır. Delta ekosisteminin farklı özelliklerde ekolojik alanları iç içe barındırdığı, bu nedenle doğal yaşamın devamlılığı açısından son derece önemli olduğu açıktır. Davalı idare tarafından “… Deltası’nın yapısal oluşumu ve jeomorfolojik gelişiminin değişen iklim koşullarının etkisi altında kalarak oluşumunu henüz tamamlayamadığı” belirtilmekte; bu husus, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda yer alan “parsel ve çevresinin, özellikle dava konusu taşınmazın içinde bulunan kamışlıklardan parselin bataklık niteliğini koruduğu ve henüz jeomorfolojik gelişimini tamamlamadığı” ifadeleriyle de doğrulanmaktadır. Bu nedenle 18.02.1999 günlü, 7770 sayılı … Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla deltanın henüz gelişimini tamamlamamış olan bölümleri de 1. derece doğal sit alanı sınırları kapsamına alınmış olup; davacıya ait taşınmaz da bu kapsamda Gediz Nehri’nin eski yataklarını da içine alacak şekilde belirlenen 1. derece doğal sit sınırları içinde kalmaktadır.
Her ne kadar İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda “dava konusu parselde müracaat binasının, yaklaşık 20 yıl önce prefabrik yapı elemanları üretimi için metruk görünümlü iki beton karma silosunun, taşları mucur şekline çevirici taş kırıcılarının, üç deponun, yönetim binasının, yatakhanenin, banyonun, marangoz atölyesinin, trafonun ve 20 civarında beton sütunun bulunduğu” belirtilmiş ise de; sit niteliğinin yapay etkenlerle kaybedildiğinin kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta, I. derece doğal sit alanı ve uluslararası korumaya sahip delta ekosisteminin bir parçası olan taşınmazın 1. derece doğal sit alanı dışına çıkarılması; delta ekosisteminin yapılaşma baskısı altına girmesi, I. derece doğal sit alanının bütünlük içerisinde özgün dokusunun korunabilmesi olanağının yitirilmesi sonucunu doğuracaktır.
Bu durumda, I. derece doğal sit alanı içerisinde yer alan ve uluslararası sözleşmeler uyarınca korunan … Delta Ovası’nın bir parçası olan ve henüz jeomorfolojik gelişimini tamamlamamış bulunan dava konusu taşınmazın, delta ekosisteminin korunabilmesi bakımından I. derece doğal sit alanı içerisinde kalması gerekirken, aksine değerlendirmeye dayalı olarak verilen temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.6.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.