Danıştay Kararı 14. Daire 2011/2225 E. 2012/2093 K. 27.03.2012 T.

14. Daire         2011/2225 E.  ,  2012/2093 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2011/2225
Karar No : 2012/2093

Temyiz İsteminde Bulunan : Antalya Büyükşehir Belediyesi
Vekili :Av. …
Karşı Taraf : …
Vekili :Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:.., K:… sayılı kararın, davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının para cezasına ilişkin kısmının bozulması, para cezasının vadesinin belirlenmesine yönelik işleme ilişkin kısmının 6183 sayılı Kanun’un 37. maddesi uyarınca 1 (bir) aylık vade süresi belirlenmesi gerekirken, vade süresinin 3 gün olarak belirlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Ondördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … İli, …, … Mahallesi, … Caddesi, … Otel sahilinde bulunan davacıya ait işyerinden çevreye yayılan çevresel gürültü seviyesinin, yönetmelikte öngörülen değerin üzerinde arka plan gürültüsü seviyesini aştığından bahisle, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20-1/(h) maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 18.06.2008 günlü, 12037 sayılı Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı işlemi ile para cezasının 21.6.2008 tarihine kadar ödenmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılacağına ilişkin 24.6.2008 tarihli ve 12389 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, davalı idare tarafından yapılan denetimde dava konusu işleme esas alınan gürültü seviyesi ölçümünün hassas kullanım alanı olan otel odasında yapıldığı, davacının işyerinde ölçüm yapılmak suretiyle, gürültünün buradan kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin herhangi bir tespitin bulunmadığı görüldüğünden, söz konusu tespite dayalı olarak verilen para cezasında ve para cezasının belirlenen vadeye kadar ödenmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiş, bu karar, davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının para cezasına ilişkin kısmında;
Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait işletme hakkında yapılan şikayetler üzerine davalı idare Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından 02.06.2008 tarihinde yapılan denetimde, eğlence yerinden kaynaklanan gürültünün mevcut arka plan gürültü düzeyini, yönetmelikte belirtilen 5 dBA ve 7 dBC üzerinde aştığının tespit edildiğinden bahisle davacının para cezasıyla cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
07.03.2008 günlü, 26809 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nin 3. maddesinde, arka plan gürültüsü, bir çevrede incelenen gürültü kaynağı susturulduğunda ortamda geriye kalan diğer kaynakların aynı anda oluşturdukları toplam ses; çevresel gürültü, ulaşım araçları, karayolu trafiği, demiryolu trafiği, havayolu trafiği, denizyolu trafiği, açık alanda kullanılan teçhizat, şantiye alanları, sanayi tesisleri, atölye, imalathane, işyerleri ve benzeri ile rekreasyon ve eğlence yerlerinden çevreye yayılan gürültü dahil olmak üzere, insan faaliyetleri neticesinde oluşan zararlı veya istenmeyen açık hava sesleri; çok hassas kullanımlar, konutlar, eğitim, kültür alanı ve yapıları, sağlık tesisleri, otel ve dinlenme tesisleri, parklar gibi kullanımları; rekreasyon alanı, kişinin fiziksel ve psikolojik olarak kendisini tekrar kazanabilmesini sağlayan dinlenme, eğlenme, gezi, serbest zamanları değerlendirme gibi çeşitli faaliyetleri kapsayan geniş eylem alanları; gürültü kontrolü, herhangi bir ses kaynağından yayılan gürültü niteliğine sahip sesleri, kabul edilebilir seviyeye indirmek, akustik özelliğini değiştirmek, etki süresini azaltmak, hoşa giden veya daha az rahatsız eden bir başka ses ile maskelemek gibi yöntemlerle zararlı etkilerini tamamen veya kısmen yok etmek için yapılan işlemler olarak tanımlanmış, “Rekreasyon ve Eğlence Yerlerinin Çevresel Gürültü Kriterleri” başlığını taşıyan 24. maddesinde ise, çok hassas kullanımların bulunduğu alanlarda; elektronik olarak yükseltilmiş ses kaynağı bulunan, üzeri ve etrafı fiziksel olarak açık ve/veya yarı açık olan bahçeli gazino, dans salonları, lunaparklar, animasyon ve eğlence merkezleri, fuar, piknik yerleri, açık hava sinemaları, lokantalar, kahvehane ve dükkânlar gibi kamuya açık yerler ile diskotek, kulüpler, barlar, restoran ve düğün salonları gibi kapalı ve/veya yarı açık olan yerlerden çevreye yayılan çevresel gürültü seviyesinin, Leq gürültü göstergesi cinsinden arka plan gürültü seviyesini 5 dBA’dan ve 7 dBC’den daha fazla aşamayacağı, çok ve orta derecede hassas kullanımların içinde ise arka plan gürültü seviyesinin sağlanması gerektiği düzenlenmiştir.
Olayda, davacı tarafından işletilen diskonun çok hassas kullanım alanında yer aldığı, … oteli müşterileri tarafından yapılan şikayetler üzerine, davalı idare Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, 02.06.2008 tarihinde saat 01:31 sıralarında yapılan ölçümde, otelin güney-batısında bulunan davacıya ait diskodan çevreye yayılan gürültü düzeyinin … numaralı odadan yapılan ölçümde 39,7 dBA-52,9dBC, … numaralı odadan yapılan ölçümde 43,0 dBA-54,3dBC ölçüldüğü, 02:54 ve 03:06 saatleri arasında müzik yayını yokken yapılan ölçümde ise, … numaralı odadan 35,4 dBA-47,0 dBC, … numaralı odadan 36,0 dBA-44,7 dBC olarak ölçüldüğü, ölçüm sonuçlarına ilişkin 2.6.2008 tarih, … sayılı tutanak ile 2.6.2008 tarihli bila tarihli tutanağın düzenlenerek, denetimi yapan personel tarafından imza altına alındığı, davacıya ait eğlence yerinden çevreye yayılan gürültü seviyesinin, mevcut arka plan gürültü düzeyini, yönetmelikte belirtilen 5 dBA ve 7 dBC seviyesinin üzerinde aştığının tespit edildiğinden bahisle davacının para cezasıyla cezalandırıldığı görülmektedir.
Bu durumda, çok hassas kullanım alanındaki çevresel gürültü seviyesinin Yönetmelikte belirlenen gürültü seviyesinin üzerinde arka plan gürültü seviyesini aştığı, gürültü kaynağının davacı tarafından işletilen ve hassas kullanım alanının güney-batısında yer alan disko olduğu hususunun yetkili görevlilerce yapılan usulüne uygun ölçümlerle tespit edildiğinin, tespit edilen hususlara ilişkin usule uygun tutanak düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, söz konusu tespitlere dayanılarak verilen para cezasında hukuka aykırılık bulunmadığından, davacıya ait işyerinde ölçüm yapılmak suretiyle, gürültünün buradan kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin herhangi bir tespitin bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Kararın para cezasının 3 gün içerisinde ödenmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılacağına ilişkin kısmına gelince;
6183 sayılı Kanun’un “Ödeme zamanı ve önce ödeme” başlıklı 37. maddesinde, amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneneceği, bu ödeme müddetinin son günü amme alacağının vadesi günü olduğu, amme borçlusunun isterse borcunu belli zamanlardan önce ödeyebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yer verilen hükmün değerlendirilmesinden, özel kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş kamu alacaklarının vadesini belirlemek için, borçlu kişilere borcun ödenmesi için alacağın tebliğ edilerek, tebliğ tarihinden geçerli olmak üzere bir aylık bir sürenin tanınması, bildirime ilişkin işlemde kamu alacağının ödeme zamanının gösterilerek vade tarihinin belirlenmesi ve vadesinde ödeme yapılmaması halinde alacağın cebren takip ve tahsili hükümlerine başvurulması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Buna göre, davacının para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin tesis edilen 18.6.2008 tarih ve … sayılı işlemde para cezasının 1 (bir) ay içerisinde ödenmesi gerektiği belirtilmesine karşın, davacıya bir aylık ödeme süresi tanınmadan, vade süresi 3 gün olarak belirlenerek, 21.6.2008 tarihine kadar ödenmesi gerektiği, aksi takdirde 6183 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılacağına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:.., K:… sayılı kararın para cezasına ilişkin kısmının BOZULMASINA, para cezasının vadesinin belirlenmesine yönelik işleme ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme açık olmak üzere, 27.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.