Danıştay Kararı 14. Daire 2011/12790 E. 2013/7104 K. 24.10.2013 T.

14. Daire         2011/12790 E.  ,  2013/7104 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2011/12790
Karar No : 2013/7104

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- (Davalı) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı / ANKARA
2- (Davalı İdare Yanında Davaya Katılan):… Çelik Enj.Ters. ve Ulaşım San. A. Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davacı) : … Çevre Derneği
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz istemlerinin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, 644 ve 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca husumet Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yöneltilerek işin gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, … ve … Köyü, … ve … mevkiinde faaliyet gösteren müdahil şirket tarafından kurulması planlanan ‘Klinker Üretimi ve Öğütme Tesisi’ ile ilgili olarak Çevresel Etki Değerlendirme Olumlu kararı verilmesine ilişkin 09.07.2007 günlü, 1289 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirilmesi ve Planlama Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporun ve dosyanın birlikte değerlendirilmesinden; davaya konu tesisin tarım alanlarına olası etkileri ve bu etkilerin bertarafı için gerekli önlemlerin alınması konusunda gerekli ve yeterli bir araştırmanın yapılmadığı, hava kalitesinin ortaya konulması için gerekli rüzgar hızlarına ait verilerin, hangi istasyondan ve niçin dayanak alındığı konusunda herhangi bir tartışmanın ÇED raporunda yer almadığı gibi değişik modellemeler yapılarak daha sağlıklı bir sonuca ulaşılmadığı, 24.12.2010 tarihinde hizmete açılması planlanan sulama göletinin, tesisin üzerine kurulması planlanan parsellerin … Göleti sulama alanı sınırında yer aldığı, fakat ÇED raporunda bu hususa değinilmediğinden bahisle, ÇED Olumlu kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare ve davalı idare yanında davaya katılan vekili tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenlerle temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 36. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde hâkimin reddi sebeplerinden “Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması.” şartı sayılmış, bilirkişinin görevini yapmaktan yasaklı olması ve reddi başlıklı 272. maddenin 1. fıkrasında da ” Hâkimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, bilirkişiler bakımından da uygulanır…” hükmü düzenlenmiş ve 266. maddesinde ise “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmü, 267. maddesinde de ” Mahkeme, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir. Ancak, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de mümkündür.” hükmü düzenlenmştir.
Dosyanın incelenmesinden; İdare Mahkemesince; hazırlanan bilirkişi raporunda; tesisin tarım alanlarına olan etkisi ve bertarafı, hava modellemelerine dayanak alınan … Meterolji İstasyanu verilerinin kullanılması ve tesise yakın mesafede bulunan … Sulama Göleti’ne değinilmemesi konularında eksikliklerin bulunduğu tespit edildiği, tesisin tarım alanlarına olası etkilerine ve alınan önlemlere ÇED raporunun sadece 78.sayfasında yer verilmiş olup, burada ise harfiyat işlemleri ile bilgilere yer verildiği, tesisin tarım alanına olası etki ve alınması gerekli önlemler konusunda gerekli ve yeterli bir araştırmaya yer verilmediği, Meteorolojik ve İklimsel Özelliklerin yer aldığı 52.sayfada ise … Meteorolji İstasyonu verilerinin kabul edilerek bir takım bilgilerin aktarıldığı, kurulması planlanan tesisin … İli, … İlçesi’nde yer alması, baz alınan istasyonun ise … İli, … İlçesi’nde yer alması ve bu istasyonun tesise kuş uçuşu 55 km, tesise en yakın istasyonun ise 21 km mesafde bulunması ve iki istasyonun verileri arasında iki kat bir farkın olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, hava modellemesi için neden … Meteorolji İstasyonu’nun kullanıldığı hususunda yeterli bir açıklamanın ÇED raporunda yer almadığı, ÇED raporunun 77.sayfasında proje alanının, DSİ sulama projesi içerisinde yer almadığı belirtilmiş ise de; inşaatına 05.02.1999 tarihinde başlanılan ve 24.12.2010 tarihinde hizmete açılması planlanan sulama göletinin, tesisin kurulmak istenildiği parsellerin … göleti sulama alanı sınırında yer aldığı, fakat ÇED raporunda bu hususta bir incelemenin yer almadığı yönünde görüşlere yer verildiği ve bu rapor esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda; TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası … İl Temsilciliğinin talebi üzerine, … Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığınca hazırlanan “İçdaş Tersanesi ve Yan Tesislerinin Çevreye Olası Etkileri” adlı Ocak 2008 tarihli, altı sayfadan oluşan raporun, dava dosyasındaki bilirkişilerden, Yrd. Doç. Dr. … da bulunduğu heyetçe hazırlandığı görülmektedir.
Çevresel etki değerlendirmesi, gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda yapılacak bilirkişi seçiminin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmektedir. Projenin yapılacağı sahanın özelliğine göre, uzmanlık alanları değişiklik gösterebilmekte, çok sayıda bilim dalının alanına giren özellikleri bünyesinde barındırabilmekte, Nihai ÇED raporunda onlarca uzmanın imzası bulunabilmektedir. Bununla birlikte, çevre mühendisliğinin bu konudaki ana uzmanlık dalı olduğu söylenebilir. Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne göre çıkarılan Yeterlik Belgesi Tebliği’nde, Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu ve Proje Tanıtım Dosyası hazırlayacak kurum/kuruluşlara yeterlik belgesi verilmesi için çevre mühendisi istihdamının zorunlu tutulması da bu sebepledir.
Bu açıklamalar ışığında, ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin bulunduğu çevrenin özelliklerine göre ve Nihai ÇED Raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları da dikkate alınmak suretiyle seçilmesi gerekmektedir. Nihai ÇED raporunda onlarca uzmanın imzası bulunabildiğinden, birebir aynı sayıda ve aynı uzmanlık alanında olmasa dahi, yargılama usulü kurallarının elverdiği ölçüde, usul ekonomisi de gözetilerek bir denge kurulması, seçilecek bilirkişilerin projenin bulunduğu alana ve projeye yapılan itirazlara göre, değerlendirilmesi zorunlu olan ana konu başlıkları bakımından yeterli uzmanlığa sahip olması, tarafları tatmin edici ve adil bir yargılama yapılması açısından bir gerekliliktir.
Bu durumda, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası … İl Temsilciliğinin talebi üzerine Ocak 2008 tarihinde müdahil şirket …’a ait tersane ve yan tesislerinin çevreye olası etkileriyle ilgili olarak görüş bildiren Yrd. Doç. Dr. …’un katılımıyla gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilen uyuşmazlık konusu olay hakkında, … Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri dışında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 267. maddesiyle bilirkişi sayısı konusundaki sınırlamanın da kaldırıldığı gözetilerek, bir tanesi çevre mühendisi olmak üzere, konusunda uzman ve tarafsız bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyeti teşekkül ettirilerek, mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle,… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/10/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.