Danıştay Kararı 13. Daire 2023/92 E. 2023/916 K. 01.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2023/92 E.  ,  2023/916 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2023/92
Karar No:2023/916

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Yayıncılık Ltd.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (Kurul) yayın lisansı aldığına ilişkin kayıt bulunmayan ve uydu ortamından … TV logosuyla yayın yapan davacı kuruluş hakkında 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 29. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca işlem yapılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı toplantıda alınan 17 no.lu Kurul kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; gerek Türkiye sınırları içinde konuşlandırılmış uydu bağlantısını kullanarak, gerek Türkiye’ye ait uydular üzerinden kapasite kullanarak yayın yapan medya hizmet sağlayıcılarının Türkiye’nin yargı yetkisi altında oldukları ve yayın hizmetlerinde 6112 sayılı Kanun hükümleri ile bağlı oldukları, bunların uydu üzerinden yayın yapabilmeleri için ayrıca uydu yayın lisansı almak zorunda oldukları, uyuşmazlık konusu yayında program konuğu tarafından sarf edilen “Yani ben isterdim ki Kuzey Kıbrıs, Türkiye yerine İngiltere’ye bağlı olsun” ifadesi ve programda sarf edilen diğer ifadelerle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (ç) bentlerinin ihlâl edildiği, Türkiye’ye ait Türksat uydusu üzerinden kapasite kullanarak yayın yapan davacı şirketin Türkiye’nin yargı yetkisi altında ve 6112 sayılı Kanun hükümlerine tâbi olduğu, bu kapsamda aynı Kanun’un 27. maddesi uyarınca her bir yayın tekniği ve ortamına ilişkin Üst Kurul’dan ayrı ayrı yayın lisansı alınması gerektiği göz önüne alındığında, Üst Kurul’dan gerekli izni almayan ve Türkiye’ye ait uydu üzerinden yayın yaptığı anlaşılan davacı şirket hakkında 6112 sayılı Kanun’un 29. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tesis edilen dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında ise davalı idarenin işlem tesisi için esas alınmayan hususların gerekçe olarak gösterildiği, Türksat uyduları üzerinden yabancı bir ülkeden alınan uydu yayın lisansıyla yayın yapılmasının mümkün olduğu, 6112 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 4. fıkrasında yer alan kuralın kendisine uygulanmasının mümkün olmadığı, 2018 tarihinde Kanun’a eklenen bu fıkra ile ilk kez bir lisans yükümlülüğünden bahsedildiği, bu kuralın geriye etkili uygulanması suretiyle geriye yürümezlik ilkesinin ihlâl edildiği, anılan kuralın içerik olarak da kendisine uygulanamayacağı, zira Türkiye’ ye yönelik yayın yapmadığı, Türkiye’de olan gelişmelerin KKTC’yi etkilemesi nedeniyle Türkiyede yaşanan gelişmelerin KKTC’deki televizyon kanallarında konuşulmasının doğal olduğu, dava konusu işlemin Kurul’un eski tarihli kararlarıyla çeliştiği, karara esas alınan yayında 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ihlâl edilmediği, programda kullanılan ifadelerle alakalı yapılan şikâyet üzerine söylemlerin sahibi program konuğu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca gerekli inceleme ve araştırma yapılarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, idarenin dava konusu işlem için Kuzey Kıbrıs Yayın Yüksek kuruluna herhangi bir bildirimde bulunmadığı, seçenek yaptırımları hiçbir surette değerlendirmediği, herhangi bir uyarıda bulunmadığı, iki devlet arasındaki işbirliği protokollerini yok saydığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyize konu kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
… TV logosuyla yayın yapan davacı kuruluşun 17/04/2020 tarihinde saat 20.00’de yayınladığı “…” isimli programın incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda … tarih ve … sayılı toplantıda alınan … no.lu Kurul kararıyla, Üst Kuruldan yayın lisansı almadığı tespit edilen davacı kuruluş hakkında, söz konusu yayında 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ihlâl edildiğinden bahisle müeyyide uygulanmasının mümkün olmadığı belirtilerek, aynı Kanun’un 29. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince işlem yapılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un “Kapsam” başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’un, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı yetkisi altında, her türlü teknik, usul ve araçlarla ve her ne isim altında olursa olsun elektromanyetik dalgalar veya diğer yollarla yapılan radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetleriyle ilgili hususları kapsayacağı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı yetkisi altındaki medya hizmet sağlayıcıların, ikinci fıkra gereğince Türkiye’de yerleşik kabul edilenler ile üçüncü ve dördüncü fıkra hükümlerine tâbi olanlar olduğu kurala bağlanmış; aynı maddenin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında ise, “(2) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Medya hizmet sağlayıcı, şirket merkezinin Türkiye’de bulunması ve yayın hizmetlerine ilişkin editoryal kararların Türkiye sınırları içinde alınıyor olması durumunda Türkiye’de yerleşik kabul edilir.
b) Medya hizmet sağlayıcının şirket merkezinin Türkiye’de bulunmasına rağmen, yayın hizmetlerine ilişkin editoryal kararların Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesine taraf başka bir ülkede alınması ya da yayın hizmetlerine ilişkin editoryal kararlar Türkiye’de alınmakla birlikte şirket merkezinin anılan Sözleşmeye taraf başka bir ülkede bulunması durumunda medya hizmet sağlayıcı, yayın hizmeti faaliyetini yürüten işgücünün önemli bir kısmının bulunduğu ülkede yerleşik kabul edilir. Ancak,
1) Yayın hizmeti faaliyetini yürüten işgücü her iki ülkede de bulunmakla birlikte, hangi ülkede daha yoğun olarak çalışıldığının tespit edilemediği durumlarda medya hizmet sağlayıcı, şirket merkezinin bulunduğu ülkede yerleşik kabul edilir.
2) Yayın hizmeti faaliyetini yürüten işgücünün önemli bir kısmının, her iki ülkede de yoğun olarak faaliyet göstermediği durumlarda medya hizmet sağlayıcı, faaliyetine Türkiye’de daha önce başlamış olması ve Türkiye ekonomisi ile istikrarlı ve etkili bir bağlantısının bulunması hâlinde Türkiye’de yerleşik kabul edilir.
c) Bir medya hizmet sağlayıcının şirket merkezi Türkiye’de bulunmakla birlikte, yayın hizmeti faaliyetine ilişkin editoryal kararların Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesine taraf olmayan bir ülkede alınması ya da yayın hizmetlerine ilişkin editoryal kararlar Türkiye’de alınmakla birlikte şirket merkezinin anılan Sözleşmeye taraf olmayan üçüncü bir ülkede bulunması durumunda medya hizmet sağlayıcı, yayın hizmeti faaliyetini yürüten işgücünün önemli bir kısmının Türkiye’de bulunması hâlinde Türkiye’de yerleşik kabul edilir.
(3) İkinci fıkra hükümlerinin uygulanamadığı durumlarda;
a) Türkiye sınırları içinde konuşlandırılmış uydu bağlantısını kullanan medya hizmet sağlayıcılar,
b) Türkiye sınırları içinde konuşlandırılmış uydu bağlantısını kullanmamalarına rağmen, Türkiye’ye ait uydular üzerinde kapasite kullanan medya hizmet sağlayıcılar,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı yetkisi altında kabul edilir.
(4) Türkiye’ye ait uydular üzerinden Türkçe olarak Türkiye’ye yönelik yayın yapan veya yayın dili Türkçe olmamakla birlikte Türkiye’ye yönelik ticari iletişim yayınlarına yer veren yayın kuruluşları, bu maddenin diğer fıkralarına bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı yetkisi altında kabul edilir. Bu kuruluşların da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı yetkisi altındaki kuruluşlar gibi Üst Kuruldan yayın lisansı alması zorunludur.” kurallarına yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un “Yayın lisansı türleri, süresi ve devir” başlıklı 27. maddesinin birinci fıkrasında, medya hizmet sağlayıcı kuruluşların, kablo, uydu, karasal ve benzeri ortamlardan yayın yapabilmeleri için her bir yayın tekniği ve ortamına ilişkin Üst Kuruldan ayrı ayrı lisans almak zorunda oldukları kurala bağlanmış; “Platform işletmecileri ve yayın hizmeti iletimi yapan altyapı işletmecileri” başlıklı 29. maddesinde ise, “(1) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından elektronik haberleşme hizmetlerini sunmak üzere yetkilendirilen platform işletmecileri ve yayın hizmeti iletimi yapan altyapı işletmecileri; yayın hizmetleri yönünden bu Kanun hükümlerine tabidir. Yayın hizmetlerinin iletimi faaliyetlerine ilişkin uyulması gereken idarî, malî ve teknik şartlar Üst Kurulca belirlenir ve şartları yerine getiren kuruluşlara yayın iletim yetkisi verilir. Platform işletmecileri medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara tarafsızlık ve hakkâniyet ölçülerinde, makul ve ayrımcılık içermeyecek koşullarda hizmet vermek zorundadır. Platform işletmecilerinin medya hizmet sağlayıcı kuruluşlardan alacağı hizmet bedelleri Üst Kurulun onayı ile belirlenir.
(2) Platform ve yayın hizmeti iletimi yapan altyapı işletmecileri, iletimini yapacakları yayın hizmetlerini Üst Kurula bildirmek zorundadır.
(3) Platform ve altyapı işletmecileri, Üst Kuruldan yayın lisansı almayan veya yayın lisansı iptal edilen medya hizmet sağlayıcılar ile Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu uluslararası andlaşmalar ve bu Kanun hükümlerine aykırı yayın yaptığı Üst Kurulca tespit edilen bir başka ülkenin yargı yetkisi altındaki medya hizmet sağlayıcılarının yayın hizmetlerinin iletimini, Üst Kurul kararının tebliğini müteakiben durdurur. Tebliğe rağmen yayın hizmetlerinin iletimini durdurmayan işletmecinin yayın iletim yetkisi iptal edilir ve bu durum Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna bildirilir.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6112 sayılı Kanun’da yer alan kurallar uyarınca, gerek Türkiye’ye ait uydular üzerinden kapasite kullanarak yayın yapan, gerek Türkiye’ye ait uydular üzerinden Türkçe olarak Türkiye’ye yönelik yayın yapan veya yayın dili Türkçe olmamakla birlikte Türkiye’ye yönelik ticari iletişim yayınlarına yer veren yayın yapan medya hizmet sağlayıcılarının Türkiye’nin yargı yetkisi altında oldukları, yayın hizmetlerinde 6112 sayılı Kanun hükümleri ile bağlı oldukları ve uydu üzerinden yayın yapabilmeleri için ayrıca uydu yayın lisansı almak zorunda oldukları açıktır.
Bu itibarla, Türkiye’ye ait Türksat uydusu üzerinden kapasite kullanarak yayın yapan ve uyuşmazlık konusu programın yayınlandığı 17/04/2020 tarihi itibarıyla Türkiye’ye yönelik ticarî iletişim yayınlarına yer verdiği tespit edilen davacı kuruluşun, Türkiye’nin yargı yetkisi altında ve 6112 sayılı Kanun hükümlerine tâbi olduğu, bu kapsamda anılan Kanun’un 27. maddesi uyarınca uydu üzerinden yayın yapabilmek için Üst Kurul’dan uydu yayın lisansı alması gerektiği göz önüne alındığında, Üst Kuruldan alınmış uydu yayın lisansı bulunmayan ve Türkiye’ye ait uydu üzerinden yayın yaptığı anlaşılan davacı kuruluş hakkında, anılan kuruluşun yayın hizmetlerinin platform ve altyapı işletmecilerince iletiminin durdurulmasını teminen, 6112 sayılı Kanun’un 29. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca işlem yapılmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan kararın yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan … -TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 01/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.