Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2023/653 E. , 2023/1412 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2023/653
Karar No:2023/1412
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayilik lisansı sahibi davacı şirketin yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yaptığı ve böylelikle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 3. maddesinin dokuzuncu fıkrası ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (g) bendini ihlâl ettiğinden bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin (5) numaralı alt bendi uyarınca 153.225,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Bursa İl Jandarma Komutanlığı’nın 15/05/2020 tarihinde önleyici kolluk faaliyeti sırasında “…” adresinde … sayılı bayilik lisansı ile faaliyet gösteren … Lpg Enerji Gıda İnşaat Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne (… Ltd. Şti.) ait istasyona “…” plakalı tankerin akaryakıt boşaltımı yaptığının görülmesi üzerine saat 22.45 sıralarında istasyona denetim maksadıyla gidildiği, yapılan denetim sonucunda elde edilen bilgi ve belgelerden, davacı şirketin … Ltd. Şti.’ye yakıt ikmali yaptığının sabit olduğu, yakıt ikmali yapan tankerin … kayıtlarında akaryakıt aldığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşıldığından, davacı şirketin sabit olan fiiline karşılık olarak idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, akaryakıt istasyonunda herhangi bir eksikliğin söz konusu olmadığı, otomasyon kayıtları incelendiğinde akaryakıt alım ve satımlarının hepsinin kayıtlara geçirildiğinin görüleceği, yapılan işlemlerde herhangi bir usulsüzlük olmadığı, somut bir tespit yapılmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği mevcut tespitlerle idari para cezası verilemeyeceği, tutanakta imzası olan kişinin şirketin tüm işlerini bilen biri olmadığı, iş yerinin işleyişine hâkim olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Bayilik lisansı ile faaliyet gösteren davacı şirket tarafından yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yapılmak suretiyle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, aynı Kanun’un 3. maddesinin dokuzuncu fıkrası ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (g) bendine aykırı hareket edildiğinden bahisle, anılan Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin (5) numaralı alt bendi uyarınca 153.225,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararı alınmış, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar” başlıklı 3. maddesinin 9. fıkrasında, “Kurum, bu Kanunda tanınan yetkiler dahilinde;
a) Lisans gerektiren faaliyet ve/veya işlemlerin kapsamları,
b) Lisans ile kazanılan hak ve üstlenilen yükümlülükler,
c) Lisans kapsamındaki faaliyetlerin kısıtlanması,
d) Faaliyetin yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi,
Konularında düzenlemeler yapmaya yetkilidir.”; “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinde, “Lisans, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verir.
Lisans ile tanınan haklar; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır.(…)” kuralı yer almıştır.
5015 sayılı Kanun’un “İdari para cezaları” başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, “Aşağıdaki hallerde sorumlulara yüz yirmi beş bin Türk Lirasından az olmamak ve altı yüz yirmi beş bin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu petrol piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde onu oranında…” idarî para cezası verileceği belirtildikten sonra, anılan fıkranın (4) numaralı alt bendinde, ”bayilik lisansı sahiplerince lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi”, (5) numaralı alt bendinde ise ”4. maddenin üçüncü fıkrası ile dördüncü fıkrasının (d) ve (l) bendi dışındaki hükümlerinin bayilik lisansı sahiplerince ihlâli” bu kapsamda sayılmıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kanunîlik ilkesi” başlıklı 4. maddesinde,
“Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir. Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı ancak kanunla belirlenebilir.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5326 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan kuralına göre, kanunda veya idarenin genel ve düzenleyici işlemlerinde tanımlanabilen kabahatin karşılığı olan idarî yaptırımın ve miktarının mutlaka ilgili kanununda belirtilmiş olması, ilgilisine de bu kabahatinin karşılığı olan idarî yaptırımın uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla, idarî yaptırım uygulamaya yetkili idareler tarafından, yaptırım kararı alınmadan önce mevzuata aykırı fiilin ne olduğu ve kanunun hangi maddesinin ihlâl edildiği tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmeli ve bundan sonra fiilin karşılığı olan kanunda belirtilen idarî yaptırımın uygulanmasına karar verilmelidir. Başka bir anlatımla fiil ile uygulanan idarî yaptırım örtüşmeli ve ilgilisine kanunda karşılığı olmayan veya fiil ile örtüşmeyen bir idarî yaptırım uygulanmamalıdır.
5015 sayılı Kanun’un 4. maddesindeki düzenlemenin, lisans sahiplerinin genel nitelikli hak, kısıtlama ve yükümlülüklerine ilişkin olduğu; anılan maddenin birinci ve ikinci fıkralarında, lisans sahiplerine, lisans hangi faaliyete (rafinerici, dağıtıcı, işleme, bayilik v.b) ilişkin olarak verilmişse, sadece buna ilişkin alanda piyasa faaliyetinde bulunabilecekleri ve lisans ile tanınan hakların 5015 sayılı Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağının belirtildiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, dava dışı … Ltd. Şti.’ye ait akaryakıt istasyonunda 15/05/2020 tarihinde yapılan denetimde, bayilik lisansı sahibi davacı tarafından yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yapılmak suretiyle, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin (5) numaralı alt bendi uyarınca “sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterildiği” gerekçesiyle dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu Kurul kararına dayanak teşkil eden 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin (5) numaralı alt bendinin, 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin üçüncü fıkrası ile dördüncü fıkrasının (d) ve (l) bendi dışındaki hükümlerinin bayilik lisansı sahiplerince ihlâli hâlinde uygulanacak idarî para cezasına ilişkin bir düzenleme olduğu görülmektedir.
Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 18. maddesinde, lisansın, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konuda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği ve lisansla tanınan hakların, ilgili mevzuatta kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılabileceği açıklandıktan sonra, 37. maddesinde bayilik lisansı kapsamında yürütülecek faaliyetlere yer verilmiş; 38. maddesinde ise, bayilik lisansı sahiplerinin yükümlülüklerinin neler olduğu belirtilmiştir.
Bu kapsamda, lisans ile tanınan hakların, 5015 sayılı Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların bir bütün olarak dikkate alınması suretiyle belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, bayilik lisansı ile faaliyet gösteren davacıya isnat edilen “lisans ile tanınan haklar dışında faaliyet göstererek yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı hareketine konu eylem gerçekleştirilmesi” fiilinin, 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ihlâli anlamına geleceğinin kabulü ve davacıya 5015 sayılı Kanun’un 4. madde hükümlerini ihlâl ettiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin (5) numaralı alt bendi uyarınca ceza verilmesi mümkün değildir.
Zira, anılan hükümlerin bu şekilde yorumlanması, ikincil düzenlemelerde yer alan herhangi bir yükümlülüğün ihlâli halinde, piyasada faaliyet gösteren lisans sahiplerinin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl etmiş olacağı ve tümüne 19. maddenin birinci fıkrasının (f) bendinin (5) numaralı alt bendi uyarınca ceza verilmesi gerekeceği anlamına gelecektir ki, bu durum 19. maddenin düzenlenme biçimi ve amacıyla çelişeceği gibi, kanunilik ilkesine de aykırılık oluşturacaktır.
5015 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca ceza tayinine gidilebilmesinin ancak 5015 sayılı Kanun’un getirdiği yükümlülüklere uyulmaması şartına bağlı olduğu, denetim tarihinde yürürlükte bulunan hâliyle davacı hakkında 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile 3. maddesinin dokuzuncu fıkrasına aykırı davranıldığından bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine göre idari para cezası tayin edildiği anlaşılmakta ise de, anılan Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasında lisansın sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi hakları verdiği, ikinci fıkrada lisansla tanınan hakların kanun ve diğer mevzuatta yer alan hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılmasının öngörüldüğü, söz konusu düzenlemelerin yükümlülükten ziyade şarta bağlanmış bir hak niteliğinde olduğu, dava konusu işlemde idari para cezasının dayanağı olarak belirtilen Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin (5) numaralı alt bendinde 4. maddenin birinci ve ikinci fıkrasının ihlâlinin yer almadığı, diğer bir deyişle Kanun’un 4. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında yer alan yükümlülüğün genel olduğu ve özel bir ihlâle yer verilmediği anlaşılmakla, yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yapılması sebebiyle genel hüküm mahiyetindeki 4. maddenin 1. ve 2. fıkralarına aykırı hareket edildiğinden bahisle 19. maddenin birinci fıkrasının (f) bendinin (5) numaralı alt bendi uyarınca ceza tayininine gidilmesi mümkün değildir.
Kaldı ki, yukarıda ”İLGİLİ MEVZUAT” kısmında belirtildiği üzere, bayilik lisansı sahiplerince lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi halinde uygulanacak idarî para cezası 5015 sayılı Kanun’un 19. maddenin birinci fıkrasının (f) bendinin (4) numaralı alt bendinde ayrıca düzenlenmiştir.
Bu itibarla, sahip olduğu lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterdiğinden bahisle davacıya 5015 sayılı Kanun’un 19. maddenin birinci fıkrasının (f) bendinin (5) numaralı alt bendi uyarınca idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcı ile fazladan yatırılan … -TL temyiz başvuru harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 27/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.