Danıştay Kararı 13. Daire 2023/427 E. 2023/1697 K. 06.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2023/427 E.  ,  2023/1697 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ONÜÇÜNCÜ DAİRE

Esas No:2023/427

Karar No:2023/1697

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “Instagram” ibareli sosyal ağ sağlayıcısına ilişkin olarak, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un Ek 4. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla verilen 30.000.000,00-TL idari para cezasının süresi içinde ödenmediğinden bahisle alacağın davacıdan tahsili amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca düzenlenen 30.000.000,00-TL tutarlı, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 5651 sayılı Kanun uyarınca ilgililere verilen idari para cezalarının takip ve tahsilinde 5326 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı ve anılan Kanun gereğince genel bütçeye gelir kaydedilen idari para cezalarının kesinleşmeden takip ve tahsil edilemeyeceği, davaya konu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasının iptali istemiyle dava açıldığı görüldüğünden, dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği tarihte kesinleşmemiş para cezasının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, bu bakımdan ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasına karşı açılan davada verilen kararın henüz kesinleşmediği, dolayısıyla ödeme emrinin düzenlendiği tarihi itibarıyla ortada kesinleşmiş bir amme alacağının bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; 5326 sayılı Kanun’un 2. ve 3. maddeleri ile 17. maddesinin 3. fıkrasına göre, idari para cezasının tahsili için özel bir kanuni düzenleme bulunmadığı takdirde, 5018 sayılı Kamu Malî Kontrol Kanunu’na ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri tarafından verilen genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarının 6183 sayılı Kanun’a göre takip ve tahsil edilebilmesi için, idari yaptırım kararlarının kesinleşmesi gerektiği, idari para cezalarına ilişkin dava açılmış ise yargılamanın sona ererek, kararın kesinleşmesinden sonra, alacağın 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsil edilebileceği, diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen ve genel bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında özel hüküm bulunmadığı takdirde genel hükümlere göre tahsili sağlanacağı; 442 sayılı Tahsilat Genel Tebliği’nde, 5326 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda, “İdari Para Cezalarının Kesinleşmesi” konusunda da açıklama yapıldığı ve genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarının 6183 sayılı kanun’a göre takip ve tahsil edilebilmesi için, bu cezalara ilişkin idari yaptırım kararlarının kesinleşmesinin gerektiği, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna başvurulmaması veya kanun yoluna başvurulması hâlinde yargılama aşamalarının son bulması neticesinde idari para cezalarının takip edilebilir aşamaya gelmesinin, idari para cezasının kesinleşmesi anlamına geleceği, ayrıca idari para cezasına yönelik Kabahatler Kanunu’nu hükümleri dışında kanun yolu öngörülmesi hâlinde, ilgili kanunlarında yer verilen kesinleşme nedenlerine bağlı olarak idari para cezalarının kesinleşeceği; 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanun’un 5. maddesinin 16. fıkrasının (f) alt bendinde Kurum ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından uygulanacak idarî para cezaları kurum gelirleri arasında gösterildiği; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği’nin 2. maddesinde, 5651 Kanun’un ilgili mevzuatta yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ve ilgili mevzuata aykırılık hâlinde uygulanacak yaptırımlara ve bunların uygulanmasına ilişkin usul ve esasları kapsadığı, 39. maddesinde, Kurum tarafından uygulanan idari para cezalarının tahsilinde kesinleşme şartı aranmayacağına yer verildiği;

Ödeme emrine konu idari para cezası işlemine karşı açılan davanın derdest olması nedeniyle kamu alacağının kesinleşmediği yönündeki değerlendirme ile ilgili olarak; dava konusu ödeme emrine dayanak olan idari para cezasının 5651 sayılı Kanun’un uyarınca 5018 sayılı Kanun’a ekli (III) sayılı cetvelde yer alan Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu tarafından verildiği görülmekle birlikte, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu tarafından verilen idari para cezaları genel bütçeye değil kurum bütçesine gelir olarak kaydedildiği, buna göre, tahsili 6183 sayılı Kanun’a göre yapılacak olan 5651 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezası genel bütçeye gelir kaydedilmediğinden, idari para cezasının 6183 sayılı Kanun’a göre takip ve tahsil edilebilmesi için, idari para cezası işleminin iptali istemiyle açılan davanın kesinleşmesi zorunluluğu bulunmadığından, süresinde ödenmeyen kamu alacağının tahsili için ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı;

Diğer taraftan ödeme emrine dayanak olan idari para cezasına karşı açılan davalarla ilgili Uyap üzerinden yapılan incelemede; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan davacı şirkete ait “Instagram” hizmetiyle ilgili olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla davacıya verilen 30.000.000-TL idari para cezası işleminin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nce … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin E:… esasına kaydedildiği, ancak bahse konu istinaf başvurusu hakkında herhangi bir karar verilmediği;

Dava konusu ödeme emrinde borcun mahiyetinin ve tahakkuk numarasının belirtilmediği, ödeme emrinin doğru muhatap adına tanzim edilmediği, ödeme emrinin usulüne uygun olarak düzenlenmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığı ve mevcut olmayan bir borcun tahsili amacıyla ödeme emrinin düzenlendiği şeklindeki iddialar yönünden yapılan incelemede; 5651 sayılı Kanun uyarınca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından verilen idari para cezalarının Kurum bütçesine gelir olarak kaydedilmesi nedeniyle 6183 sayılı Kanun kapsamında tahsil işlemlerinin yapıldığı, bu kapsamda ödeme emrinin içeriğinde “9312 Vergi Kodlu – Elektronik Haberleşme Kanunu İdari Para Cezası” yazıldığı, ödeme emrinin içeriğinde borcun mahiyetine ilişkin olarak miktar ve vade gösterilmek suretiyle bilgi verildiği, kaldı ki davacıya ödeme emrinin muhteviyatına ilişkin idari para cezasının usulüne uygun tebliğ edilmesi üzerine idari para cezasına karşı dava açıldığı, gerek bahse konu idari para cezasının iptali istemiyle açılan davada gerekse ödeme emrine karşı açılan davada savunma hakkının da usulüne uygun olarak kullanıldığı, dolayısıyla ödeme emrinin iptalini gerektirecek esaslı bir usul eksikliğinin bulunmadığı, bununla birlikte davacı şirkete hem Facebook ibareli sosyal ağ sağlayıcı hem de Instagram ibareli sosyal ağ sağlayıcı için iki kez ödeme emri düzenlendiği iddia edilmiş ise de, Facebook ve Instagram isimli sosyal ağ sağlayıcıları için ayrı ayrı olmak üzere 5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesi uyarınca idari para cezalarının (4 ayrı idari para cezası) tesis edildiği, davacı tarafından da 4 ayrı idari para cezası işlemlerinin iptali istemiyle ayrı ayrı davaların açıldığı, dolayısıyla davacının bu yöndeki iddiası idari para cezası işleminde Mahkemesince değerlendirilecek bir husus olduğu, mükerrer ödeme emri düzenlenmediği anlaşıldığından, davacının bu yöndeki iddiası da geçerli görülmediği;

Bu itibarla, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından verilen idari para cezalarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için ödeme emrine dayanak olan idari para cezasının kesinleşmesine gerek bulunmadığı, dava konusu ödeme emrine dayanak olan idari para cezasına karşı açılan davada, davanın esası hakkında irdeleme yapılarak davanın reddine karar verildiği, bu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, dolayısıyla davacı tarafından idari para cezasının esasına yönelik olarak ileri sürülen iddiaların hukuken tekrar incelenmesine imkân bulunmadığı, bununla birlikte ödeme emrinin usulüne uygun olarak, tahsil zaman aşımı içerisinde düzenlendiği, idari para cezası verildiği tarihten sonra ilgili kanun maddelerinde davacı lehine herhangi bir değişiklik de yapılmadığı, dava dilekçesinde “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilecek başka bir itirazın da bulunmadığı dikkate alındığında, vadesinde ödenmeyen kamu alacağının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun uyarınca düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

Belirtilen gerekçelerle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esastan incelenen davada, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararında kesinleşme koşuluna ilişkin esasa etkili iddiaların incelenmediği, ödeme emrinde 5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen dörtte üç oranındaki indirimin yansıtılmadığı, ödeme emrinde tutarın hatalı yansıtıldığı iddiasının dikkate alınmadığı, ödeme emrinde borcun mahiyetinin belirtilmediği, ödeme emrinin doğru muhatap adına tanzim edilmediği, tahakkuk numarası içermediği, uyuşmazlığa konu idari para cezasının genel bütçeye gelir kaydedilen bir kamu borcu olduğu ve bu nedenle iddia olunan borçların tahsilinin Kabahatler Kanunu’na tabi olduğu, 5809 sayılı Kanun’un kapsamı ve amacı itibarıyla 5651 sayılı Kanun’dan tamamen ayrı olduğu, bir an için 5809 sayılı Kanun’un işbu davaya uygulanabileceği düşünülse dahi, anılan Kanun’un telsiz ruhsatname ve yıllık kullanım ücretlerine ilişkin 46. maddesi hariç hiçbir maddesi idari para cezalarının kesinleşmesinden önce tahsiline izin vermediği, 442 Seri No’lu Tahsilat Genel Tebliği’nin IIl-C bölümünün uyuşmazlığa konu idari para cezasına ilişkin kesinleşme kuralına bir istisna getirmediği, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği’nin Kabahatler Kanunu’nda benimsenen genel kesinleşme koşulundan ayrılmasının gerektiren bir hukuki dayanak teşkil etmeyeceği, Kabahatler Kanunu uyarınca derdest bir yargı süreci bulunmaktayken tahsil süreci başlayamayacağından, idari para cezasının tebliğ tarihinin burada bir öneminin bulunmadığı, idari para cezasının dayandığı 5651 sayılı Kanun’da Kabahatler Kanunu’nda öngörülen genel kuraldan ayrılınmasına cevaz veren hiçbir kanun hükmü yer almadığı, burada dayanak idari para cezasına karşı açılan iptal davasının sonucunun da önemli olmadığı, somut olayda idari para cezası kesinleşmeden önce düzenlenen ödeme emrinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının Türkiye’de bulunan kanuni temsilcisinin … Bilişim Hizmetleri Ltd. Şti. olduğunun bildirilmesi üzerine, dava konusu ödeme emrinin tebliği usulüne uygun olarak belirtilen temsilciye yapıldığı, davacı tarafından idari para cezasının iptali istemiyle … İdare Mahkemesi’ne dava açıldığından cebri tahsil sürecine geçilemeyeceği belirtilmiş ise de, 5651 sayılı Kanun kapsamında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından verilen ve süresinde ödenmeyen idari para cezalarının, genel bütçe dışında anılan Kurum bütçesine gelir kaydedilmesi gerektiğinden ve 5651 sayılı Kanun’da idari para cezasının kesinleşmesi üzerine takip ve tahsil edilmesine ilişkin ayrıca bir hüküm bulunmaması nedeniyle, 5809 sayılı Kanun’un 61. maddesine göre 6183 sayılı Kanun kapsamında yapılması gereken takip ve tahsil işlemlerinin, kesinleşme şartı aranılmaksızın yapılması gerektiği, vadesi geçmiş amme alacağı olan idari para cezasının tahsili için ödeme emri düzenlenmesinin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı şirkete ait “Instagram” ibareli sosyal ağ sağlayıcısına ilişkin olarak, 5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesi uyarınca 10.000.000,00-TL idarî para cezası verilmesine dair … tarih ve E:… sayılı işlemin tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde Türkiye’de temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden bahisle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla 30.000.000,00-TL idari para cezası verilmiş, bahse konu idari para cezasının süresi içinde ödenmemesi üzerine idari para cezasının tahsili amacıyla davalı idare tarafından … tarih ve … sayılı ödeme emri düzenlenmiş, bu ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (s) bendinde, “Sosyal ağ sağlayıcı: Sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişileri, ifade eder.”; Ek 4. maddesinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan hâlinde, “(1) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı; Kurum, Birlik, adli veya idari makamlarca gönderilecek tebligat, bildirim veya taleplerin gereğinin yerine getirilmesi ve kişiler tarafından bu Kanun kapsamında yapılacak başvuruların cevaplandırılması ve bu Kanun kapsamındaki diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesini temin için yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirler ve bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilecek şekilde internet sitesinde yer verir. Sosyal ağ sağlayıcı bu kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Temsilcinin gerçek kişi olması hâlinde Türk vatandaşı olması zorunludur. (2) Birinci fıkrada düzenlenen temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya, Kurum tarafından bildirimde bulunulur. Bildirimden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde sosyal ağ sağlayıcıya Başkan tarafından on milyon Türk lirası idari para cezası verilir. Verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde otuz milyon Türk lirası daha idari para cezası verilir. İkinci kez verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan tarafından Türkiye’de mukim vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal ağ sağlayıcısına yeni reklam vermesi yasaklanır, bu kapsamda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz. Reklam yasağı kararının verildiği tarihten itibaren üç ay içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Başvurunun kabulüne ilişkin hâkim kararının uygulanmasından itibaren otuz gün içinde söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Hâkim ikinci başvuru üzerine vereceği kararında, yüzde elliden düşük olmamak kaydıyla, sunulan hizmetin niteliğini de dikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilir. Bu kararlara karşı Başkan tarafından 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Hâkim tarafından verilen kararlar erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Kuruma gönderilir. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhâl ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir. Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde; verilen idari para cezalarının dörtte biri tahsil edilir, reklam yasağı kaldırılır ve hâkim kararları kendiliğinden hükümsüz kalır. İnternet trafiği bant genişliğine yapılan müdahalenin sona erdirilmesi için erişim sağlayıcılara Kurum tarafından bildirim yapılır.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

5651 sayılı Kanun’un 2. maddesinde, sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin “sosyal ağ sağlayıcı” olarak tanımlandığı, aynı Kanun’un Ek 4. maddesinde, ülkemizde günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarının, yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirleyeceği, bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilecek şekilde internet sitesinde yer vereceği, temsilci olarak belirlediği kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini davalı.. Kurumu’na bildireceği, temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılarına yapılan bildirimden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde, on milyon Türk lirası idari para cezası verileceği, bu idari para cezasının tebliğinden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde ise otuz milyon Türk lirası daha idari para cezası verileceği, diğer taraftan temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde verilen idari para cezalarının dörtte birinin tahsil edileceği düzenlemeleri yer almıştır.

Davacı şirket tarafından, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na hitaben verilen 20/01/2023 tarihli dilekçede, “5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesi kapsamında Facebook Inc. ve Facebook Inc. (Instagram) adına 10.000.000-TL ve 30.000.000-TL tutarlarında idari para cezalarının düzenlenmesinin ardından 5651 sayılı Kanun’un uyarınca temsilci atanmasının yapıldığı, anılan Kanun’un Ek 4. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde verilen idari para cezalarının dörtte birinin tahsil edileceği hükmü bulunmasına rağmen, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen ödeme emirlerinde söz konusu indirim yansıtılmaksızın … Platforms, …’ye (…) tebliğ edildiğinden, ilgili vergi dairesine ve Mahkemelere sunulmak üzere, sosyal ağ temsilcisinin atanmasını takiben tahsil edilebilir idari para cezasının dörtte üç oranında azaldığı ve bunun sonucunda temsilci atandığı andan itibaren …’nın idari para cezalarının tahsilatındaki tutarların 10.000.000-TL’den 2.500.000-TL’ye, 30.000.000-TL’den 7.500.000-TL’ye düştüğü” hususlarında teyit istenilmiştir. Bu dilekçeye cevaben verilen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun … tarih ve E-… sayılı yazısında, 5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde verilen idari para cezalarının dörtte biri tahsil edileceği kuralı uyarınca, 10.000.000,00-TL olan idari para cezalarının 2.500.000,00-TL’si; 30.000.000,00-TL olan idari para cezalarının ise 7.500.000,00-TL’sinin tahsil edilmesi gerektiği, diğer taraftan bahse konu para cezalarının dörtte birinin tahsil edilerek geriye kalan dörtte üçünün vergi dairesi tarafından terkin edilmesi gerektiği hususunun Mali İşler Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve E-… sayılı yazısı ile ilgili vergi dairesine bildirildiği belirtilmiştir.

Bu durumda, her ne kadar temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında, davacının, ödeme emrine konu idari para cezası işlemine karşı açılan davanın derdest olması nedeniyle kamu alacağının kesinleşmediği, dava konusu ödeme emrinde borcun mahiyetinin ve tahakkuk numarasının belirtilmediği, ödeme emrinin doğru muhatap adına tanzim edilmediği, ödeme emrinin usulüne uygun olarak düzenlenmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığı ve mevcut olmayan bir borcun tahsili amacıyla ödeme emrinin düzenlendiği şeklindeki iddialar yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmelerde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte, 5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesinin 2. fıkrasında, temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde verilen idari para cezalarının dörtte birinin tahsil edileceği kuralına yer verildiği ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun … tarih ve E-… sayılı yazısı da dikkate alındığında, Bölge İdare Mahkemesi’nce dava konusu ödeme emri ile ilgili olarak söz konusu temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde idari para cezasının dörtte birinin tahsil edileceğine ilişkin olarak herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, bu husus hakkında araştırma yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme suretiyle verilen dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin kabulü ile davanın reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,

4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 06/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.