Danıştay Kararı 13. Daire 2023/375 E. 2023/977 K. 06.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2023/375 E.  ,  2023/977 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2023/375
Karar No:2023/977

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR):
1- … Gayrimenkul İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.
2- … Makina Mühendislik İnşaat A.Ş.
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı Taşınmazlar Şube Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile bildirilen Ankara ili, Mamak ilçesi, … Mahallesi, … ada, .. sayılı parselde bulunan 121.841,02 m² taşınmaz için yapılan ihaleye yönelik olarak yatırılan geçici teminat bedelinin irat kaydedilmesine ve satışın feshine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; usule ilişkin olarak, davalı idarenin görev itirazının reddi ile uyuşmazlığı çözümlemeye Mahkemelerinin görevli olduğu; esasa ilişkin olarak ise, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı İstimlak Dairesi Başkanlığı’nca 12/01/2022 tarihinde gerçekleştirilen … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde bulunan taşınmaz satışı ihalesinin davacılar üzerine bırakıldığı, 01/02/2022 tarihli işlem ile anılan satışın onaylandığı, 22/02/2022 tarihine kadar toplam 601.997.205,27-TL’nin ödenmesi gerektiğinin davacılara bildirilmesi üzerine, 31/01/2022 tarihli dilekçe ile ödeme konusunda banka kredisi kullanılacağından anılan taşınmaz üzerindeki tapu takyidatlarının kaldırılması istemiyle başvurulduğu, davalı idarenin 07/02/2022 tarihli yazısı ile ihaleye ait Şartname’nin 13. maddesi uyarınca hareket edildiği ve yasal süre içinde ödeme yapılması gerektiğinin bildirildiği, 17/02/2022 tarihinde ihale bedelinin ödenmesi konusunda bakiye bedel için ek süre verilmesinin istenildiği ve 24/03/2022 tarihine kadar ek süre verildiği, son süre uzatım tarihine kadar yaklaşık 542.700.000,00-TL’nin ödendiği, ayrıca 23/03/2022 tarihinde davalı idareden alacağı olan bir şirketin alacağını davacılar hesabına temlik ettiği, bu alacağın 60.000.000,00-TL’lik kısmının anılan ihale bedeli için mahsubunun 24/03/2022 tarihinde istenildiği, davalı idarenin bu isteme herhangi bir cevap vermediği, fakat savunma dilekçesinde temlik eden şirketin kendilerinden alacağı olmadığından mahsuplaşmanın yapılamadığının bildirildiği, diğer yandan 08/06/2022 tarihine kadar gecikme faizleriyle birlikte 604.633.585,85-TL’nin davalı idare hesaplarına yatırıldığı, ancak 14/09/2022 tarihli işlemle ödemelerin verilen süreler içerisinde yatırılmadığından bahisle geçici teminadın irat kaydedilmesi ve sonuç olarak satış işleminin feshedildiği;
Bu itibarla, davacılara verilen ek süre içerisinde borcun büyük kısmının ödendiği, verilen süre içerisinde davalı idareden alacağı olduğu iddia edilen şirketten alınan temliknameden hareketle 60.000.000,00-TL’nin borca mahsup edilmesinin istenildiği, bu talebe herhangi bir cevap verilmemesine rağmen, 08/06/2022 tarihine kadar tüm ödemelerin yapıldığı, ihaleye ait Şartname’de aksi öngörülmüş olmasına karşın, davacı şirketlerin banka kredisi kullanılmasına engel olan takyidatlar konusunda davalı idarenin herhangi işlem gerçekleştirmediği, ihale bedelinin toplam miktarı ve söz konusu taşınmazlar üzerindeki takyidatlar nedeniyle banka kredisine kolay ulaşılamaması durumları dikkate alındığında davacı şirketlerin ödemede gecikme yaşamasının olası olduğu, buna göre, davacı şirketlerin gecikme faizi ile birlikte ihale bedelinin yaklaşık %91’ini taşınmazlar üzerindeki takyidatlar kaldırılmamış olmasına karşın süresi içerisinde, kalan kısmını ise dava konusu işlemin tesis edildiği tarihten yaklaşık 3 ay önce yatırmış olduğu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı şirketlerin ihalenin gereklerini yerine getirmek konusunda iyiniyetli ve istikrarlı olarak müteaddit defa girişimlerde bulunduğu, girişimlere bağlı taleplerin davalı idare tarafından genellikle cevapsız bırakıldığı, buna rağmen davacılar tarafından ihale gereklerinin yerine getirildiği anlaşıldığından, tüm gerekleri iyiniyetli bir şekilde yerine getirilen ihalenin feshi ve teminatın irat kaydedilmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka ve hakkaniyete uygunluk bulunmadığı sonucunda varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlem bulunan iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, mahkeme kararının gerekçesinin “iyiniyet” temeline dayandırıldığı, ancak dava konusunun kamu ihalesine ilişkin olduğu, özel hukuk uyuşmazlıklarında hakime takdir yetkisinin tanındığı, ihaleye ait Şartname’nin 13. maddesi uyarınca davacıların ihale öncesinde şartnameyi okuyarak, kabul ettiği ve imzaladığı, dolayısıyla dava dilekçesinde belirtilen hacizlerin tapu devrine engel teşkil ettiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davacıların basiretli tacir gibi davranmalarının beklenildiği, aleni olan tapu sicilini inceledikleri takdirde anılan taşınmazdaki takyidatları görebilecekleri ve bu kapsamda önlem almalarının gerektiği, Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısında ihale alıcısının Belediye hesaplarına son ödeme tarihine kadar toplam 540.000.000,00-TL kısmi ödeme yaptığı ve alıcının temlik aldığı şirketin Belediye’den alacağı bulunmadığından mahsuplaşmanın yapılamadığının belirtildiği, kalan kısmının 08/06/2022 tarihinde olmak üzere yasal faizlerle birlikte toplam 604.633,585,85-TL olarak Belediye hesaplarına yatırıldığı, idareden alındığı iddia edilen “borcu yoktur” ifadesini içeren belgenin borç sorgulaması yapılan tarihteki bakiyeye ilişkin olduğu, detaylı hesap kartında hangi tarihte ne kadar ödeme yapıldığı incelendiğinde 24/03/2022 son ödeme tarihinde ihale bedelinin hepsinin henüz ödenmediğinin anlaşıldığı, ihalenin peşin satışa yönelik ve sözleşmeye bağlanacak bir hususun bulunmaması nedeniyle 2886 sayılı Kanun’un 57. maddesi dışında değerlendirilemeyeceği, ayrıca dava dilekçesinde atıfta bulunulan 2886 sayılı Kanun’un uygulama yönetmeliğinin bulunmadığı gibi, ilgili Kanun’un herhangi bir maddesinde peşin satışlarda ve trampa işlemlerinde sözleşme yapılmasının zorunlu olmadığına ilişkin bir kuralın da yer almadığı, 2886 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile ihale alıcısına şartnamedeki yükümlülüklerini yerine getirme zorunluluğu getirildiği, bu açıdan ihale şartnamesinin bir nevi sözleşme niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği, ihalenin yapılış şekline ilişkin hususlarla ilgili kanun kapsamında alınan kararlar ilanlarda açıkça belirtildiği ve şartname hükümlerinin alıcı tarafından kabul edilerek imzalandığı, alıcının Belediyece açılan … sicil numaralı hesabında, yasal süresi içerisinde ödemesi gereken ihale bedelini yatırmadığının anlaşıldığı, 2886 sayılı Kanun’un 57. maddesinde yer alan kural gereği işlem tesis edildiği, diğer yandan ihaleye ait Şartname’nin 13. ve 14. maddelerinde konuya açıklık getirildiği, davacılar tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasında konuya ilişkin olarak ihtiyati tedbir talep edildiği ve anılan Mahkeme kararının irdelenmesinden de anlaşılacağı üzere davacıların beyanları da dikkate alındığında bakılan davada adli yargının görevli olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davacılar tarafından, dava konusu işlemin ihalenin iptali ve geçici teminatın irat kaydedilmesi işlemi olduğundan idari yargının görevli olduğu, ayrıca kendilerine herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın ilgili bankaya gerçeğe aykırı olarak son ödeme tarihine kadar Belediye’ye herhangi bir ödemede bulunulmadığına ilişkin bir yazı gönderdiği, ilgili bankanın haber vermesiyle konuyu haricen öğrendikleri aşamada ihtiyati tedbir talep edildiği, ancak tedbir talebi sonrası esasa ilişkin olarak adli yargıda herhangi bir dava açılmadığı, hacizler ile ilgili iddialarının davalı idarenin yükümlülüklerini yerine getirmek konusunda herhangi bir hazırlık işlemi dahi tesis etmediği hususundan kaynaklandığı, iyiniyet, dürüstlük, kanun önünde eşitlik, hukuk devleti ve iyi yönetişim gibi hukukun genel ilkeleri tüm yargı makamları için yol gösterici ve belirleyici nitelikte ilkeler olduğu, ihale sürecinde yükümlülüklerinin iyiniyetle yerine getirildiği, hile veya yanıltıcı beyanlarının bulunulmadığı, davalı idarenin, ihale sürecinde yükümlülüklerini yerine getirmek hususunda herhangi bir hazırlık işlemi dahi tesis etmemesi, ödemenin defaten yapılmasını sağlayacak şekilde hacizleri kaldırmaması, aksine ödemeyi faiziyle birlikte hesaplayarak tamamlatması ve tahsil ettiği 604.700.000,00-TL’yi aylarca kullandıktan sonra ihaleyi iptal etmesinin açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gibi mülkiyet hakkına da ölçüsüz bir müdahâle olduğu, mahsup talebini kabul etmeyen davalı idarenin iyiniyetli ve hakkaniyetli olarak yapması gereken işlemin bu durumu alıcı şirketlere derhal bildirmek veya ihaleyi iptal edecekse yine bu tarihte iptal etmek olduğu, dava konusu işlemin eşitlik, tarafsızlık ve idari istikrar ilkesine de aykırı olduğu, ihaleye ait Şartname’nin birebir aynı koşullardaki şartname ile yapılan diğer taşınmaz satışı ihalelerinde, alıcılar satış bedelini ödeme gününden sonra ödemesine rağmen ihalelerin iptal edilmediği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 06/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.