Danıştay Kararı 13. Daire 2023/352 E. 2023/777 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2023/352 E.  ,  2023/777 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2023/352
Karar No:2023/777

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnsan Kaynakları Bilişim Eğitim ve Danışmanlık Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nce … tarihinde yapılan Mesleki Eğitim Kursları Hizmet Alım İlanı (2 no.lu ilan) ile 21/07/2016 tarihli Mesleki Eğitim Kursları Hizmet Alım İlanı (5 no.lu ilan) kapsamında gerçekleştirilen ihalelerde verilen teminat mektuplarının iadesi istemiyle yapılan 08/06/2022 tarihli başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı … Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; taraflar arasında imza altına alınan sözleşmeye aykırılık durumunda aynı taraflarca imza altına alınan veya imzalanma aşamasında olan diğer sözleşme veya protokollere ilişkin olarak herhangi bir yaptırım uygulanacağına dair bir düzenlemenin bulunmadığı, teminatların iadesinde kurs ve programların birbirinden bağımsız değerlendirilerek işlem yapılması gerektiği, davacı şirket ile imza altına alınan … tarih ve …, …, …, … ve … sayılı mesleki eğitim kurslarına ilişkin sözleşmeler hakkında yürütülen soruşturma sonucu saptanmış olan aykırı durumlar neticesinde sözleşme kapsamında yüklenici firmaya (davacıya) ödenen hakediş bedeli ve yasal faizi, kursiyer zaruri giderleri ve yasal faizi ile kursiyer sigorta prim gideri ve yasal faiziyle birlikte davacı şirketten tahsili amacıyla … tarih ve … sayılı işlemin tesis edildiği görülmüş ise de, gelinen bu aşamada işbu davaya konu ihale süreci bakımından … tarihli, … no.lu ilan ile … tarihli, … no.lu ilan kapsamında ihale yapılmış ancak davacı ile sözleşme imzalanamamıştır) yaptırım uygulanmasını gerektirecek herhangi somut bir neden ortaya konulamadığından, geçici teminat mektuplarının 12/05/2015 tarihli sözleşmeler kapsamında tespit edilen aykırı durumlar neticesinde geri verilmemesine dair işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda söz konusu yargılama usulünün uygulanacağı; ikinci fıkrasının (g) bendinde ise, verilen nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin birinci fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dâhi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği; altıncı fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu; sekizinci fıkrasında ise, ivedi yargılama usulüne tâbi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamayacağı belirtilmiştir.

Aktarılan düzenlemelere göre ivedi yargılama usulüne tâbi olan işlemlerden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, bunlar dışında kalan uyuşmazlıklarla ilgili olarak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, ancak 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidî olarak sayılan uyuşmazlıklarla ilgili kararlara karşı istinaf kanun yolundan sonra temyiz kanun yoluna da başvurulabileceği açıktır.
Mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna mı yoksa temyiz kanun yoluna mı başvurulabileceğinin belirlenmesi için öncelikle dava konusu uyuşmazlığın ivedi yargılama usûlüne tâbi olup olmadığının tespiti zorunludur. 2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usûlünün uygulanacağı kurala bağlandığından, ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklardan ne anlaşılması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
İhale işlemlerine ilişkin idarî usulü düzenleyen temel kanunlardan olan 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 4. maddesinde, ihalenin “Bu Kanunda yazılı usûl ve şartlarla işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri”; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4. maddesinde ise, “Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri” ifade ettiği belirtilmiş olup, bu kanuni tanımlamalar ve istikrar kazanan içtihatlar dikkate alınarak ihale ilanı ile başlayıp sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan süreçte tesis edilen işlemlerin ivedi yargılama usulüne tâbi ihale işlemleri olduğunun kabulü gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, 06/04/2016 tarihinde yapılan Mesleki Eğitim Kursları Hizmet Alım İlanı (2 no.lu ilan) ile 21/07/2016 tarihli Mesleki Eğitim Kursları Hizmet Alım İlanı (5 no.lu ilan) kapsamında gerçekleştirilen ihaleler kapsamında verilen teminat mektuplarının sözleşmelerin imzalanmaması nedeniyle iadesi istemiyle yapılan 08/06/2022 tarihli başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, ihale ilanı ile başlayan ve sözleşmelerin imzalanmaması nedeniyle tamamlanmayan ihale sürecinde tesis edilen işlemin ihale işlemleri kapsamında olduğu ve bu nedenle uyuşmazlığın ivedi yargılama usûlü uygulanarak çözümlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, İdare Mahkemesi’nce verilen kararın 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi uyarınca ivedi yargılama usûlüne göre doğrudan temyize tâbi olduğu ve ivedi yargılama usûlüne tâbi olan davalarda istinaf kanun yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı gözetilerek Bölge İdare Mahkemesi’nce esası incelenmeksizin dosyanın Danıştay’a gönderilmesi gerekirken, esas incelemesi yapılmak suretiyle verilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararda usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 22/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.