Danıştay Kararı 13. Daire 2023/286 E. 2023/2098 K. 27.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2023/286 E.  ,  2023/2098 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2023/286
Karar No:2023/2098

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Enerji ve Petrol Ürünleri Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … numaralı madeni yağ lisansına sahip davacı şirkete ait tesisten 29/05/2019 tarihinde numunesi alınan satışa hazır ürünlerin teknik düzenlemelere uygun olmadığından bahisle, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 3. maddesinin 9. fıkrasına aykırılık nedeniyle anılan Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 962.336,44-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; davacıya ait madeni yağ üretim tesisinde yer alan ve firmanın stoklarında bulunan … 20W50 Engine Oil isimli üründen numune alınarak analiz edilmek üzere laboratuvara gönderildiği, alınan numunelere ilişkin olarak TÜBİTAK tarafından hazırlanan … tarih ve … sayılı analiz raporuna göre, numunenin TS 12330 (T4:Nisan 2015) sayılı Yağlama Yağları, Endüstriyel Yağlar ve İlgili Ürünler (Sınıf L) -Grup E: Motor Yağları- Benzinli Ve Dizel Motorlarda Kullanılan başlıklı standartta belirlenen sınır değerlere uygun olmadığı, davacı şirketin denetim esnasında stoklarında olduğu tespit edilen ve sunulan gümrük beyanına göre yaklaşık 5 ay sonra ihraç kayıtlı satılan ürünün yurt dışına gönderilmek üzere üretildiğinin kabul edilemeyeceği, ürünün ilgili mevzuat gereği uyulması gereken teknik düzenlemelere uygun olmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, denetime konu ürünler yurt içinde satışa sunulmadan doğrudan ihracat faaliyetlerine konu edildiklerinden analiz değerlerinde TSE standartlarına birebir bağlı kalınmadığı, ilgili ürünlerin, yurtdışı menşeli müşteri firmanın siparişinde talep etmiş olduğu değerler dikkate alınarak üretilip ihracatının gerçekleştirildiği, 29/05/2019 tarihinde numunesi alınan 20W50 Engine Oil isimli ürünün, yurt dışına ihraç edilmek üzere müşterisince verilen sipariş doğrultusunda üretildiği ve akabinde araç temininde yaşanan sıkıntılardan dolayı 02/10/2019 tarihinde müşterisine ihraç kayıtlı olarak satıldığı, analiz değerlerindeki uygunsuzluğun kaynağının, herhangi bir katkı ve hammadde eksikliği olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Madeni yağ lisansı sahibi davacı şirkete ait tesiste 29/05/2019 tarihinde yapılan denetim sırasında alınan numunelerin analizi sonucunda düzenlenen TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Kimyasal Teknoloji Enstitüsü’nün … tarih ve … sayılı analiz raporunda, söz konusu ürünün standartlara uygun motor yağı olmadığı tespit edilmiştir.
Bu tespit üzerine davacı şirkete 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 962.336,44-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararı alınmış, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Lisans, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verir. Lisans ile tanınan haklar; bu Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır.” kuralına yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un “İdari para cezaları” başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendinde, “Bayilik faaliyetinde bulunanlar hariç olmak üzere sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi” hâlinde sorumlulara beş yüz elli bin Türk Lirasından az olmamak ve iki milyon yedi yüz elli bin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu petrol piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde onbiri oranında idarî para cezası uygulanacağı kurala bağlanmıştır. Aynı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde ise, “Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere, ikincil mevzuat veya lisans hükümlerine, Kurul kararlarına uymayanlara Kurumca yüz on bin Türk Lirasından az olmamak ve beş yüz elli bin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu petrol piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde sekizi oranında idari para cezası uygulanır.” kuralı yer almıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kanunîlik ilkesi” başlıklı 4. maddesinde, “Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir. Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı ancak kanunla belirlenebilir.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
5326 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan kuralına göre, kanunda veya idarenin genel ve düzenleyici işlemlerinde tanımlanabilen kabahatin karşılığı olan idarî yaptırımın ve miktarının mutlaka ilgili kanununda belirtilmiş olması, ilgilisine de bu kabahatinin karşılığı olan idarî yaptırımın uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla, idarî yaptırım uygulamaya yetkili idareler tarafından, yaptırım kararı alınmadan önce mevzuata aykırı fiilin ne olduğu ve kanunun hangi maddesinin ihlâl edildiği tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmeli ve bundan sonra fiilin karşılığı olan kanunda belirtilen idarî yaptırımın uygulanmasına karar verilmelidir. Başka bir anlatımla fiil ile uygulanan idarî yaptırım örtüşmeli ve ilgilisine kanunda karşılığı olmayan veya fiil ile örtüşmeyen bir idarî yaptırım uygulanmamalıdır.
5015 sayılı Kanun’un 4. maddesindeki düzenlemenin, lisans sahiplerinin genel nitelikli hak, kısıtlama ve yükümlülüklerine ilişkin olduğu; anılan maddenin birinci ve ikinci fıkralarında, lisans sahiplerine, lisans hangi faaliyete (rafinerici, dağıtıcı, işleme, bayilik v.b) ilişkin olarak verilmişse, sadece buna ilişkin alanda piyasa faaliyetinde bulunabilecekleri ve lisans ile tanınan hakların 5015 sayılı Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağının belirtildiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait tesiste 29/05/2019 tarihinde yapılan denetimde alınan numune üzerinde yapılan analiz neticesinde, lisansı ile tanınan haklar dışında faaliyet göstererek ürettiği motor yağının teknik düzenlemelere aykırı olduğu, dolayısıyla 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca “sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterdiği” gerekçesiyle dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu Kurul kararına dayanak teşkil eden 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendinin, lisans sahiplerinin kendilerine verilen lisansta belirtilen faaliyet konuları ve tanınan haklar dışında başka bir konuda ve alanda piyasa faaliyetinde bulunulması hâlinde uygulanacak idarî para cezasına ilişkin bir düzenleme olduğu görülmektedir.
Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 18. maddesinde, lisansın, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konuda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği ve lisansla tanınan hakların, ilgili mevzuatta kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılabileceği açıklandıktan sonra, 23. maddesinde madeni yağ lisansı kapsamında yürütülecek faaliyetlere yer verilmiş; 24. maddesinde ise, madeni yağ lisansı sahiplerinin yükümlülüklerinin neler olduğu belirtilmiştir.
Bu kapsamda, lisans ile tanınan hakların, 5015 sayılı Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların bir bütün olarak dikkate alınması suretiyle belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, madeni yağ lisansı ile faaliyet gösteren davacıya isnat edilen “teknik düzenlemelere uygun olmayan üretimde bulunulması” fiilinin, 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ihlâli anlamına geleceğinin kabulü ve davacıya 5015 sayılı Kanun’un 4. madde hükümlerini ihlâl ettiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca ceza verilmesi mümkün değildir.
Zira, anılan hükümlerin bu şekilde yorumlanması, ikincil düzenlemelerde yer alan herhangi bir yükümlülüğün ihlâli hâlinde, piyasada faaliyet gösteren lisans sahiplerinin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl etmiş olacağı ve tümüne 19. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca ceza verilmesi gerekeceği anlamına gelecektir ki, bu durum 19. maddenin düzenlenme biçimi ve amacıyla çelişeceği gibi, kanunîlik ilkesine de aykırılık oluşturacaktır.
Bunun yanında, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin, maddede belirtilenlerin dışında, bu Kanun’un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara ne şekilde ceza verileceği kurala bağlanmış olduğundan, ikincil mevzuatın ihlâli hâlinde verilecek olan idarî para cezası miktarının tayininde 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendinin mi yoksa anılan Kanun’un 19. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin mi uygulanacağı şeklinde bir belirsizlik doğacaktır ki, bu durum da kanunîlik ilkesine aykırılık teşkil edecektir.
Bu durumda, sahip olduğu lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterdiğinden bahisle davacıya idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, davalı idarece, fiil tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat kuralları dikkate alınmak suretiyle davacı hakkında yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilebileceği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … -TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 27/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.