Danıştay Kararı 13. Daire 2023/24 E. 2023/308 K. 24.01.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2023/24 E.  ,  2023/308 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2023/24
Karar No:2023/308

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının 15/05/2021 tarihli kira sözleşmesi uyarınca ikamet ettiği “… Mahallesi, …Sokak, No:…, Blok:…, Kat:…, Daire:.. …” adresindeki konutun satışı için kendisine ön alım hakkı tanınması istemiyle yaptığı 25/10/2022 tarihli başvurunun reddine ilişkin Çanakkale Belediye Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; mülkiyeti davalı Belediyeye ait 21 taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesine göre açık teklif usulü ile satışına ilişkin 13/10/2021 tarihinde gerçekleştirilen ihalede, davacıya tahsisli kamu konutuna ilişkin, davacının öncelikli alım hakkından faydalanma isteminin ihale sürecine ilişkin bir işlemden kaynaklandığı, aksinin kabulü hâlinde, yargı incelemesinden geçerek kesinleşmiş bir ihalenin süre kısıtlaması olmaksızın her zaman dava konusu edilerek iptalinin talep edilebilmesi tehdidiyle karşı karşıya kalınabileceği, bu durumun ise 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi ile getirilen düzenlemenin amacıyla bağdaşmayacağı, davacı tarafından, öncelikli olarak satın alma hakkına sahip olanların tespiti ile buna ilişkin sıra listelerinin düzenlenmesi aşamasında yahut en geç … tarih ve … sayılı encümen kararı ile anılan taşınmazın satışına ilişkin ihalenin 615.000,00-TL bedelle dava dışı … uhdesinde bırakılması akabinde, öncelikli alım hakkı sahibi olarak kendisine 385 sıra no.lu Milli Emlak Genel Tebliği’nin 9. maddesinin 2. fıkrasında belirlenen 5 günlük sürede tebligat yapılmaması üzerine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde belirtilen 30 günlük süre içinde dava açılması gerekirken, bu süreler geçirildikten çok sonra, anılan konutun satışı için kendisine ön alım hakkı tanınması istemiyle 25/10/2022 tarihli dilekçeyle yapılan başvurunun reddi üzerine, 04/11/2022 tarihinde açılan davanın, süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, söz konusu ihalenin ita amiri tarafından onaylanmamış olması nedeniyle Çanakkale Belediyesi ile yapmış olduğu 15/05/2021 tarihli mukavele uyarınca kamu konutu niteliğindeki gayrimenkulde oturmaya devam ettiği, 385 sıra no.lu Milli Emlak Genel Tebliği’nin 9. maddesinin 2. fıkrası uyarınca öncelik hakkı bulunanlara ihalenin onaylandığı tarihten itibaren beş gün içinde ihale bedelini ve ödeme koşullarını gösteren tebligat yapılması gerektiği, ancak söz konusu ihalenin ita amiri tarafından onaylanmamış olması nedeniyle kendisine bu şekilde bir tebliğin yapılmasının mümkün olmadığı, bu bakımdan Mahkemece yasal süreler dikkate alınmaksızın ihale tarihi olan 13/10/2021 tarihi baz alınarak davanın süresinde açılmadığı yönünde verilen kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava konusu taşınmazın da aralarında yer aldığı mülkiyeti davalı Belediyeye ait 21 taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesine göre açık teklif usulü ile satışına ilişkin olarak 13/10/2021 tarihinde ihaleye çıkılmış, dava konusu taşınmazın satımına ilişkin artırıma davacı da katılarak teklifte bulunmuş, davacı son olarak 565.000,00-TL bedel teklifi akabinde ihaleden çekilmiş, ihale 615.000,00-TL bedelle dava dışı ..’un uhdesinde kalmış ve bu hususta … tarih ve … sayılı encümen kararı alınmıştır.
Anılan ihale 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 31. maddesi gereğince ita amiri tarafından onaylanmamış, onaylanmama işlemine karşı dava dışı … tarafından açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, karara karşı yapılan temyiz başvurusu Dairemizin 05/04/2022 tarih ve E:2022/985, K:2022/1419 sayılı kararı ile reddedilmiş ve iptal kararı kesinleşmiş, davacı tarafından 25/10/2022 tarihli dilekçe ile anılan konutun satışı için kendisine ön alım hakkı tanınması istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulmuş, başvurunun dava konusu işlemle reddi üzerine de bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1. maddesinde, “Genel bütçeye dâhil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütülür.” kuralına yer verilmiş; 4. maddesinde, ihale, “Bu Kanun’da yazılı usul ve şartlarla işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri … ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin 5. fıkrasında, “Savunma, güvenlik, adalet ve istihbarat hizmetlerini yürüten personel tarafından kullanılanlar hariç olmak üzere, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin, döner sermayelerin, fonların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hariç özel kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulmuş diğer kamu idarelerinin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müesseselerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar ve şirketlerin mülkiyetinde veya tasarrufunda bulunan kamu konutları ekonomiye kazandırılır. Buna ilişkin her türlü iş ve işlemin yürütülmesinde mahalli idarelere ait konutlar için ilgili idareler, diğerleri için Bakanlık yetkilidir.”; yedinci fıkrasında, “Kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulan kamu konutları bağımsız bölümler hâlinde, üzerinde kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmamış kamu konutu bulunan taşınmazlar ise üzerindeki yapılarla birlikte bir bütün olarak, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nda yer alan hükümler çerçevesinde ihale yoluyla satılır. …”; 8. fıkrasında, “İhale yapıldığı tarihte görev, sıra ve hizmet tahsisli ve kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulan kamu konutlarında oturanlar, ikamet ettikleri kamu konutunu öncelikli olarak satın alma hakkına sahiptirler. İhale bedeli öncelikli alım hakkı sahibi tarafından peşin veya taksitli olarak ödenebilir, peşin olarak ödenmesi hâlinde yüzde on indirim uygulanır.”; 9. fıkrasında, “Yapılan ihale sonucunda oluşan ihale bedeli, öncelikli satın alma hakkı bulunanlara tebliğ edilir. Öncelikli alım hakkı sahibinin, içerisinde oturduğu kamu konutunu bu bedeli üzerinden satın almak istemesi ve tebligattan itibaren on beş gün içerisinde ihale bedelini peşin ödemesi veya peşinatı ödeyerek taksitli satış sözleşmesi düzenlemesi hâlinde bu durum, en yüksek teklif veren istekliye bildirilir. Ancak, öncelikli satın alma hakkı sahibinin aynı süre içerisinde kamu konutunu satın almak istemediğini bildirmesi, bu süre içerisinde herhangi bir bildirimde bulunmaması ya da yükümlülüklerini yerine getirmemesi hâlinde, en yüksek teklif veren istekliye tebligat gönderilerek ihale bedelini peşin veya taksitle ödemesi gerektiği bildirilir. Bu durumda kamu konutunda oturana tebligat yapılarak konutu iki ay içerisinde tahliye etmesi istenir ve konutun tahliyesi sağlanır.” kurallarına yer verilmiştir.
17/04/2018 tarih ve 30394 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 385 sıra no.lu Milli Emlak Genel Tebliği’nin “Öncelikli alım hakkı” başlıklı 8. maddesinde, “Kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulan kamu konutlarından ihalenin yapıldığı tarihte; adlarına görev, sıra ve hizmet tahsisli kamu konutu tahsis edilen (şartlı tahsisler dâhil) ve fiilen konutta oturanlar öncelikli alım hakkına sahiptir. Öncelikli alım hakkı sahipleri bu hakkı sadece bir kamu konutu için kullanabilirler.”; “Satış işlemleri” başlıklı 9. maddesinde,” (1) Kamu konutlarının satış işlemleri, İdare tarafından 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile Yönetmelikte yer alan hükümler çerçevesinde yürütülür. Kamu konutunun satış ihalesine ilişkin bilgiler ilan tarihinden önce kamu konutunda oturana ayrıca bildirilir.
(2) Satış ihalesi, varsa öncelikli alım hakkı ve sahibi belirtilmek suretiyle onbeş iş günü içinde onaylanır. Öncelikli alım hakkı bulunanlara, ihalenin onaylandığı tarihten itibaren beş iş günü içinde ihale bedelini ve ödeme koşullarını gösteren tebligat yapılır ve bu durum şartnameye eklenir. Bu durum eş zamanlı olarak en yüksek teklif veren istekliye de bildirilir.
(3) Tebligattan itibaren onbeş gün içerisinde öncelikli alım hakkı sahibinin; a) Kamu konutunu satın almak istemesi ve süresi içerisinde satış bedelini peşin olarak ödemesi veya peşinatı ödeyerek taksitli satış sözleşmesini imzalaması halinde bu durum en yüksek teklif veren istekliye bildirilir. b) Kamu konutunu satın almak istemediğini bildirmesi, bu süre içerisinde herhangi bir bildirimde bulunmaması ya da yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, en yüksek teklif veren istekliye tebligat gönderilerek satış bedelini peşin veya taksitle ödemesi gerektiği bildirilir.
(4) Öncelikli alım hakkı sahibinin; a) Oturduğu kamu konutunun ihalesine katılması ve ihalenin başkası üzerinde kalması halinde satış işlemlerine ikinci ve üçüncü fıkra kapsamında devam edilir. b) Oturduğu kamu konutunun ihalesine katılması ve ihalenin üzerine kalması durumunda ayrıca ikinci fıkra kapsamında tebligat yapılmaksızın işlemlere devam edilir. Bu durumda öncelikli alım hakkı sahibi indirim veya taksitlendirmeye ilişkin haklardan yararlandırılır. …” kuralı yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari makamların sükutu” başlıklı 10. maddesinde, “1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
2. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Otuz günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, otuz günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
17/4/2018 tarih ve 30394 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 385 sıra no.lu Milli Emlak Genel Tebliği’nde yer alan “öncelikli alım hakkı bulunanlara, ihalenin onaylandığı tarihten itibaren beş iş günü içinde ihale bedelini ve ödeme koşullarını gösteren tebligat yapılır” kuralı uyarınca, kamu konutlarının satışına ilişkin ihalelerde öncelikli alım hakkı sahibi olanlara tebligat yapılacağı anlaşılmakla birlikte, uyuşmazlığa konu taşınmazın satışına ilişkin ihalenin ita amiri tarafından onaylanmamış olması nedeniyle bu kapsamda öncelikli alım hakkı bulunduğunu iddia eden davacıya bu aşamada tebligat yapılması söz konusu değildir. Ayrıca, ita amiri tarafından ihalenin onaylanmamasına ilişkin işleme karşı dava dışı … tarafından açılan davada davacının taraf sıfatını haiz olmaması nedeniyle söz konusu kararın akıbeti hakkında bilgi sahibi olması da mümkün görünmemektedir.
Bu bakımdan, davacının ita amiri tarafından ihalenin onaylanmamasına ilişkin işleme karşı açılan davaya taraf olmaması ve idareye yapmış olduğu başvuru tarihi itibarıyla da söz konusu konutta oturmaya devam ediyor olması nedeniyle davacının öncelikli alım hakkını kullanmak istediğini belirterek yapmış olduğu başvurunun 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca 25/10/2022 tarihinde yapılan başvurunun davalı idarece 03/11/2022 tarihli işlemle reddi üzerine 04/11/2022 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görüldüğünden, İdare Mahkemesi’nce davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair verilen kararda usül hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 24/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda söz konusu yargılama usulünün uygulanacağı; 2. fıkrasının (a) bendinde dava açma süresinin otuz gün olduğu, (b) bendinde ise, Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin ivedi yargılama usulünde uygulanmayacağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesinde, ilgililerin idarî dava açılmadan önce, idarî işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasını üst makamdan veya üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idarî dava açma süresi içinde isteyebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idarî dava açma süresini durduracağı, otuz gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması hâlinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı kurala bağlanmıştır.
İhale işlemlerine ilişkin idarî usulü düzenleyen 2886 sayılı Kanun’da yer alan tanımlamalar ve istikrar kazanan içtihatlar dikkate alındığında, ihalenin başlangıcından sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan sürece kadar tesis edilen işlemlerin ivedi yargılama usulüne tâbi ihale işlemleri olduğunun ve bu işlemlerin ihaleden ayrıştırılamayacağının kabulü gerekir.
17/4/2018 tarih ve 30394 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 385 sıra no.lu Milli Emlak Genel Tebliği’nin “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Tebliğin amacı, 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca, mahalli idareler hariç genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin, döner sermayelerin, fonların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hariç özel kanunla kurulmuş diğer kamu idarelerinin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müesseselerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar ve şirketlerin mülkiyetinde veya tasarrufunda bulunan kamu konutlarının ekonomiye kazandırılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.”; “Satış işlemleri” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında, “Kamu konutlarının satış işlemleri, İdare tarafından 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile Yönetmelikte yer alan hükümler çerçevesinde yürütülür. Kamu konutunun satış ihalesine ilişkin bilgiler ilan tarihinden önce kamu konutunda oturana ayrıca bildirilir.” kuralı yer almıştır.
Aktarılan mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, ihalesi gerçekleştirilen bir kamu konutuna ilişkin olarak konutta oturan kişilerin öncelikli alım hakkının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise öncelikli alım hakkı sahibinin tespiti ve kamu konutunun bu kişilere satışının mümkün olup olmadığına ilişkin işlemlerin ihale sürecinden ayrıştırılmasının mümkün olmaması nedeniyle bu konularda yapılan başvuruların 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Bu şekilde yapılmış başvuruların ihale sürecinde idarelerce hatalı işlemler yapıldığı iddiası ile söz konusu hatalı işlemlerin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması istemi niteliğinde 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında kaldığının kabulü gerekmektedir. 2577 sayılı Kanun’un “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesi uyarınca da ivedi yargılama usulü uygulanan uyuşmazlıklarda 11. madde hükümlerinin uygulanmasına hukuken olanak bulunmaması nedeniyle, temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.